Burada uzun uzuuunnn yazardım içinde bulunduğumuz sarmalı… Düşündüm ve sonra dedim ki, iyisi mi sen fıkra anlat. Fıkra Aziz Nesin’e ait bilindik bir fıkra…Bir çoğu kendisine mal etse de, kaynağını göstermese de, fıkranın sahibi Aziz Nesin.

Anlatıyorum efendim…

Bir gün ağayla marabası, atıyla köy yolunda gidi­yorlarmış. Ağa at da… Maraba yaya. Yol uzun, vakit geçmiyor. Ağa­nın da canı sıkılıyor. Bir şeyler yapıp eğlenmek geçiyor içinden. Ama ne?

Biraz ilerleyince bakıyor ki yol üstündesinekler uçuşan bir manda pisliği. Aklına bir oyun oynamak ge­liyoratı çeken marabasına, “Şu tezeği yersen at senin olacak” di­yor. Marabanın tezeği yemeyeceğinden emin.

Maraba bir düşünüyor, iki yutkunuyor. Etrafta da kim­se yok. “ Yerim ulan. “ diyor içinden. İniyor, yiyor tezeği!

Ağa şaşkın! Ama söz de ağızdan çıktı bir kere!

Bu kez ağa yaya, maraba at üstünde! Ağanın canı daha da sıkılıyor. Oldu mu bu şimdi? Diyerek içten içe kızıyor kendisine.

Marabanın daağanın elinden atını alma gururu ama ağzında pislik tadı.

Önlerinde bir köy!

Maraba atın üstünde, ağa yaya! Köy ahalisi şaşkın!

Ağanın daha da bir canı sıkılıyor yol üstünde ki köyden geçerken. Dile kolay bütün karizması yerle yeksan!

Ama aynı düşünce marabanın da aklında.

Zaman geçtikçe pisliği yemek daha bir zoruna gidiyor.

Düşünüyor.

Bir şey yapmalı… Bu gurur kırıklığından kurtulmalı!

Aaaaa o da ne?

Yolda kokuşmuş bir manda pisliği daha!

Şeytan dür­tüyor marabayı. Ağaya, “Şu pisliği yersen at yeniden senin olur, var mısın?”

Ağa bir sağa bakınıyor, bir sola bakı­nıyor, kimse yok. “ Zaten at gitti, kaldım yaya, rezillik diz boyuyerim ulan”  diyor. Yiyor!

Tekrar geçiyor atın üstüne, yo­la devam ediyorlar, durum, biraz öncekinin aynısı, ama ikisinin de ağzında pislik tadı!

Birbirlerine bakıyorlar, maraba, “Ağam at senindi, yine senin; ben marabaydım, yine marabayım, peki biz bu haltı niye yedik?”

İyi haftalar olsun!