Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biri gerçekleştirilecek olması nedeniyle çalkantılı günlerden geçiyoruz.

Cuma günü İYİ Parti Lideri Meral Akşener, sert sözlerini duygu dolu ifadelerle doldurarak 6’lı masadan ayrıldığını açıklamıştı.

Haliyle yer yerinden oynadı, 1,5 yıla yakın biraraya geldiniz de bunun için mi toplandınız?

Her tarafın kendine göre haklı gerekçeleri vardı. Meral Akşener başından beri kazanacak aday diyor, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nda böyle bir ışık göremediğini gizleyerek de olsa açığa vuruyordu.

Kılıçdaroğlu'nun ise 6’lı masa ve HDP desteğiyle kazanacağına inancı tamdı.

Akşener ısrarla Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinde ısrarcı oluyordu, iki ismin istisnasız kazanacağını belirtiyordu.

En nihayetinde Cuma’dan sonra CHP Lideri olmasa da parti temsilcileri ve başta CHP’ye yakın medya Akşener’i çoktan hedefe oturtmuştu.

Bazı çevreler de iki liderin tekrardan biraraya gelmesi için formül geliştirme peşinde koştu ki dün bu minvalde gelişmeler gerçekleşti.

Sabah saatlerinde İBB Başkanı İmamoğlu ve ABB Başkanı Yavaş, Akşener’i ziyaret ettiler.

Ziyaret sonrası Akşener’in bazı öneriler getirdiğini ve bunun değerlendirileceği bilgisi aktarıldı.

Saat 3’te sonra 6’lı masanın toplantısının Akşener ile devam edeceği haberi netleşti.

Ne değişti?

Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına rezevr koymayacak ama yanında icracı olarak İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak yer alacaktı.

Akşener’in önerisi buydu.

Bu öneriyi ilk olarak Gelecek Partisi İdari ve Mali İşler Başkanı Feramuz Üstün dile getirmiş.

Peki bu öneriye Kılıçdaroğlu ve diğer 4 parti lideri buna ne diyecekti?

Bazı kanaat önderleri masanın 2’li olarak (Kılıçdaroğlu-Akşener) devam edebileceğine dahi işaret ediyordu ki diğer 4 parti liderinin dışlanmışlık hissedebileceği söyleniyordu.

6’lı masa Saadet Partisi Genel Merkezi’nde Akşener’in katılımıyla gerçekleşiyordu.

İmamoğlu ve Yavaş, Akşener’in önerisiyle seçim kazanılması durumunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alabilirler mi?

Eğer bu öneri akşamki toplantıdan geçer alırsa önümüzdeki günlerde tartışma konusu bu olacaktır ki; Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum dün şöyle bir paylaşımda bulundu: ‘Anayasaya göre vesayet makamı ile belediye başkanlığı asla birleşemez’

Aynı kişinin hem CB Yardımcısı hem Belediye Başkanı olması Anayasanın açık ihlalidir. Küresel sömürgecilerin planları ve dar çıkarlar için hukuk dışı ve abes çözüm arayışları boştur.

Halk hesabını sorar.

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, siyasette ‘24 saat bile çok uzun süredir’ derdi.

Son 3 günde yaşanılanlar tam da bu.

Yalnız Cuma’dan sonra alınacak çok dersler var.

Akşener belki de siyaseten tarihe karışma endişesi ile bir formül üretilerek masaya döndü.

Akşener baskılara direnememiştir, başta İstanbul sermayesi, iş adamları, eski siyasetçiler, partilerin ağır topları, araştırma şirketi sahipleri ve medyanın önde gelen etkili kalemleri Fatih Altaylı ve Ertuğrul Özkök dahi Akşener’in dışarıda kalmaması yönünde fikir üretiyordu.

Bunlar dönüşte etkili olmuştur.

Alınacak derslere gelirse yarın bir gün parlamenter sistemde biz bir gecede kriz olmayacağını, HDP artı diğer parti liderleri ve temsilcilerince sorun çıkarılmayacağından ne kadar emin olabilir?

Ecevit’e fırlatılan yazar kasa, Sezer’in masaya attığı anayasa kitapçığının faturalarını toplum olarak çok ağır ödedik.

Türkiye bir daha bu süreçleri yaşamamalı zira dünya konjönktörü şuan çok ağır ve çok daha yıkıcı etkilerle karşılaşırız ki henüz daha depremin külleri ve sarsıntısı sırtımızdan kalkmış değil ve kolay, kolay kalkacağa da benzemiyor.