Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu.
Alanın en büyük hekimlerinden birisi.
Hacettepe’ye, Samsun 19 Mayıs’a ve en önemlisi de KTÜ Tıp Fakültesi Farabi hastanesine çok büyük hizmetleri var.
Hala Türkiye’nin en saygın isimlerinden birisi.
Dün yolda çeviriyorlar ve nerede görev yaptığını soruyorlar, ‘Emekli oldum’ deyince de üzülüyorlar.
Sait hocaya sordum. Öğrencilerine ne anlattın.
Dedi ki, ‘İlk önce onlara şunu söyledim. Mideniz aç kalsa da cebinizi doldurmayın!’
Muhteşem söz.
Hoca emekli olmuş değil.
Faroz damadıdır. Her 3 ayda bir geldiği Ünye’de öyle güzel işler yaptı ki anlatmazsak haksızlık ederiz.
Ünye ile Japonya arasında çelikten bir köprü kurdu.
Hiroşima’ya bombanın atıldığı günü 6 Ağustos’u Dünya bebeklerini anma günü olarak Ünye’de kutluyor.
Türk-Japon dostluk anıtını açtı.
Ve Ertuğrul Fırkateyni faciasını kitaplaştırdı. Fırkateynin öyküsü ve batışını ondan dinledik:
Yıl 1890.
Japon imparator yardımcısı Osmanlı’yı ziyaret ediyor.
Hem padişaha hediyeler veriyor hemde ülkesinin bağlılıklarını gösteriyor.
2.Abdulhamid tahtta ve ziyaretten çok memnun kalıyor.
Japon imparatoruna o da bir jest yapmak istiyor.
Donanma hazırlansın diyor.
Osmanlı donanmasında yabancı ülke yapımı zırhlılar mevcut.
Ama Abdülhamit, Ertuğrul hazırlansın, ‘bizim gemimizle gidilsin’ mesajını veriyor.
Ertuğrul gemisi 90 metre boyunda.
Çeşitli hediyeler yükleniyor.
Harbiye nazırı, kaptan Osman Paşa ve yardımcısı Ali’yi çağırıyor.
Diyor ki, kömürü itinalı kullanın, mümkün olduğunca yelkenlerle gidin!
3 aylık yolu tam 11 ayda gidiyorlar! 13 asker hastalıktan yolda ölüyor.
Hediyeler İmparatora takdim ediliyor, 4 gün kalınıyor.
Dönüş yolunda Japonya açıklarında dev dalgaya tutuluyorlar.
Geminin içinde 607 mürettebat var.
Gemiyi kurtarmak için hepsi harekete geçiyor.
Kazan dairesine ne buluyorlarsa atıyorlar.
Amaç dalgalardan kurtarmak için motoru hızlı çalıştırmak.
Sahilden fenerini görüyorlar. Geri dönmek istiyorlar
Ama batmaktan kurtaramıyorlar.
Geride 69 denizcimiz kalıyor.
Birisi kurtulduktan sonra yaşamını yitiriyor.
Bir köye çıkıyorlar.
Köylüler ellerinde ne varsa veriyorlar.
Gemideki askerlerimizin hepsi özel seçilmiş.
Japon giysilerinin hiçbiri onlara olmuyor, kısa kalıyor.
Japon imparatoruna haber veriliyor ve 2 gemi ile birlikte kalan 69 asker Türkiyeye gönderiliyor.
Gemiden inenlerden birisi Sultanahmette kan davasından vuruluyor.
Ertuğrul gemisinin içinden onlarca dram çıkıyor.
Samsun’dan 39, Ordu ve Ünye’den de 11 isim ki, biri sağ dönüyor, şehit oluyorlar.
Bu ülke Osmanlı’dan beri şehit kanlarıyla sulanmıştır..
Yoksa temeli bu kadar sağlam olur muydu?