"Müteahhit alacağını alır gider, size bir köy cesedi ve mezarlık sessizliği bırakır. Onun için en yakın yer en az maliyetli yerdir. En düşük maliyet ise en yüksek kar demektir. Kamuya zarar veren acele kamulaştırma kararından vazgeçilmelidir. Çünkü- kamu biziz ve bize kamu yararı diye yutturulan şey aslında kamu zararıdır. Yerleşik yaşam alanımız üzerinde pazarlık yapılamaz. Karnımızı doyurarak bize bir iyilik yapacaksınız ama bunu karaciğerimizden kestiğiniz parça ile yapacaksınız öyle mi? Bizimle bunun pazarlığını mı yapıyorsunuz? Zor kullanarak mı keseceksiniz ciğerimizi?"
Köyümüzü Terkedeceğiz
Yaşam alanlarının taş ocağı ile cehenneme çevrileceğini söyleyen Karaca, "Köyümüzü mecburen bir daha dönmemek üzere terk edeceğiz. Buralarda yaşam koşulları ortadan kalkacak. Çocukluktan beri biriktirdiğimiz bu saklı cennete dair hikayeleri, torunlarımıza, köyümüz yerine bir apartman dairesinde anlatabileceğiz. Ruhumuzdaki gerilimin sebebi budur. Burada 120 dakikalık bir dizi film fantezisinden bahsetmiyoruz. Gereken taşı toprağı başka yerden veya kullanımı devam eden ocaklardan sağlayın, yaşam alanımıza dokunmayın" dedi, doğalarına, sularına ve topraklarına sahip çıkmayı sürdüreceklerini söyledi.
İnsanların Hayatı Bu Kadar Ucuz Değil
Protestoya destek veren ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da, kendi köyünü de kapsayan taş ocaklarına tepki gösterdi ve şunları söyledi: "Şirketin amacı sadece havaalanına taş vermek değil, aynı zamanda 10 yıllık bir yetki alarak bütün bölgeyi taşlandırmak. Vadiyi gören insanlar, 'yazıktır, günahtır' diyor. Suyumuz, bütün yaşam alanlarımız tehlike altında. Hiç kimseye sormadan ve yöre halkının onayını almadan yukarıdan dayatmalarla projeler geliştiriliyor. İnsanların yaşamlarını bitiren, öldüren, doğayı yıkan ve tahrip eden, çölleştiren bir yaklaşım anlayışı var. Buna itiraz ediyoruz. Biz burada yaşıyoruz. Bu taş ocaklarının yapılması 3 köyün bütünüyle yok olması demektir. İnsanların hayatı bu kadar ucuz değil. Acele kamulaştırma kararından vazgeçilmesini talep ediyoruz."
Protestoya katılan Karadenizli sanatçı Gökhan Birben de, "Bu yağan yağmur değil, bulutların göz yaşı' türküsünü seslendirdi. Tulum eşliğinde bir süre horon oynayan kalabalık, açıklamanın ardından dağıldı.
Editör: TE Bilisim