İşte o açıklamaların özeti: 

‘4 Ağustos 2022 taka gazetesi ana sayfasında bünyesinde 1500 ü aşkın hekim adayı bulunduran tıp fakültem ile ilgili bulunan haberiniz birçok öğrenci arkadaşım tarafından şahsıma iletildi. 4 Ocak 1973 tarihinden bu yana tıp eğitimi veren, güzide şehrimiz İstanbul ve başkentimiz Ankara’nın ardından 3. Üniversite bulunduran il olma özelliğini şehrim Trabzon’a kazandıran Karadeniz teknik üniversitesinin en köklü ve en yüksek puana sahip tıp fakültesini haberinize konu almışsınız. Haber bana iletildiğinde okudum ve kendimde şüpheye düşerek yeniden haberde var olan tüm içerikleri gözden geçirdim .

Fakültemde 3. Sınıfta 190 değil 287 kişi bulunmaktadır , bu arkadaşlarımın yaklaşık 120 si değil  100’ü sınıfta kalmış ve dönem tekrar yapacaklardır. Gönül isterdi ki Tüm arkadaşlarımız bir üst döneme geçsinler , fakat tıp fakültelerinin yönetmeliği gereği bu gerçekleşmedi. 2. Olarak öncelikle KTÜ gibi köklü tarihi olan bir üniversiteyi henüz daha yakın zamanda tıp Eğitimine başlayan herhangi bir üniversite ile karşılaştırılmaz - hele de bunu yerel bir  gazete asla yapmamalıdır, muhakkak ki gözden kaçmıştır. Rize Recep Tayyip Erdoğan üniversitesi tıp fakültesinde eğitim gören arkadaşlarımda bu haberi okumuşlar ve onlar ile de görüştüm orada da alttan ders almak yokmuş (yani haberinizin burası da tamamen yanlış bilgilerle dolu)

120’yi aşkını profesör hocamız olmaz üzere yaklaşık 250 öğretim üyesi bulunduran bir fakülteyi, Karadeniz’in en ünlü gazetesi olan taka gazetesinde böyle görmek hiç uygun değildi. Sizleri doğru kişilerle doğru rakamlarla yaptığınız haberinİzi de Türkiye’nin en köklü fakültelerinden birisi olan KTÜ tıp fakültemizden özür dilemeye davet ve rica ediyorum.’

Bir Velinin Açıklaması

Yaptığınız haberi gördüm. Ben de 3.sınıfta okuyan 60 ortalamayı yakalayamadığı için bir yılını kaybetmiş daha doğrusu bir yılı elinden alınmış bir tıp öğrencisi velisiyim. Bir yılı elinden alınmış diyorum çünkü çocuklarımız çok fazla çalıştığı halde bir yılını kaybetti. Daha ne yapsınlardı? 


Her biri başarılı gençler olarak tıp fakültesine giren çocuklarımız için tıp fakültesi gerçekten her şeyi en iyi şekilde yaptı mı? Pandemi süreci doğru yönetildi mi? Pandemi sonrası uygulanan sınavlarda baraj uygulaması vardı ki bu sistem seneye değişecek. Bu yıl çocuklarımıza anlatılan konuların bir kısmı çok fazla konu yığılması nedeniyle seneye seyreltilecek. Bunlar bu yıl uygulanmalıydı. Veya geçme notu 60 değil 50 veya 55 olarak bu yıl için uygulanabilirdi, fakülte kurul kararıyla bir yıllığına düşürülmeliydi. Başarısızlığı sadece çocuklarımızın omuzlarına yüklemek ne kadar doğru?


2.5 yıldır yaşanan pandemi sürecinin getirdiği olağanüstü süreç göz önünde bulundurularak sınıf geçme ortalamasının 50 veya 55 çekilmesi veya sınavlarda uygulanan baraj uygulamasının seneye bırakılmayıp bu yıldan uygulanması şeklinde çocukları kucaklayacak bir karar olağanüstü koşullar nedeniyle alınabilirdi ki bunun örnekleri de var birkaç üniversitede. (Dokuz Eylül Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi) Böylece gençlerimizin bir yılı kaybolmamış olurdu.


Fakat hem dekanlık hem rektörlük öğrenci ve velilerden gelen talepleri dikkate almamayı tercih etti.


Dekanlık yapılan yazılı itirazlara hiç biri uygun görülmemiştir şeklinde yaptığı kısa açıklama ile kendi öğrencilerini ve velilerini anlayamadı.


Bizlerin duygu ve düşüncelerine tercüman olduğunuz için size gönülden teşekkür ediyorum. Şu ana kadar dekanlık tarafından dikkate alınmadığımız için her ne kadar ümidim olmasa da umarım Fakülte Yönetimi bir kez daha durum değerlendirmesi yaparak çocuklarımızı kucaklayan kararlar alabilme yüceliğini gösterebilir.


Tekrar teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.
BİROL SANCAK

Editör: TE Bilisim