Amerika’ya uçarken ülkenin güvenliğini tehlikeye soktuğumuz için el kadar laptopları uçakta yanımıza alamıyoruz…
Ama aynı Amerika ülkemin göbeği İncirlik’de kurmuş olduğu üs’sünde savaş uçaklarına bir güzel cirit attırabiliyor!
Rusya’dan RPG-7 Anti Tank Roketi, Kornet E, 9M113M(AT5 Spandrel) Tanksavar güdümlü füze alabiliyoruz ama biz aynı Rusya’ya hıyar, domates satamıyoruz!
Aynı Rusya’nın YPG ile Suriye’nin kuzeyinde üs kurmak için anlaştığı haberine, “ hayır canım üs değil İzleme Merkezi! “ diyerek müthiş bir kelime oyunu yapıyor.
Ve biz çok inandık!!!
İleri görüşlü olabilme…
Parçalatılan Irak toprakları üzerinde kurulan bir Kürt Devleti!
Dışişleri Bakanlığımız şimdilerde Kerkük’e sözde Kürt bayrağının asılmasına tepki veriyor ama aynı bez parçasının Barzani’nin gelişinde İstanbul ve Ankara’da ki havalimanlarına asılmasına tepki göstermiyor!
Barzani aynı Barzani…
Ya yine Türkiye’ye gelirse? Yine asacak mıyız o paçavrayı?
İnsanın inanası gelmese de…
Sinop’ta 18 Mart Çanakkale şehitlerini anma günü dolayısıyla bir camide mevlit okunuyor. Valinin katılımından sonra camiye Sinop Üniversitesi rektörü Prof.Dr.Nihat Dalgın geliyor ve valinin yanı başındaki boşluğa yerleşiyor. Derken bir süre sonra minberin altında beliren bir fotoğrafçı peş peşe rektörün fotoğraflarını çekmeye başlıyor…
Anlaşılıyor ki, fotoğrafçı rektörün özel fotoğrafçısı…
Düşünsenize en ulvi mekanların birinde yani Allahın evindesiniz… 18 Mart Çanakkale şehitlerini anmaktasınız. Yani yaşanmış büyük bir acıya ortak olmak üzere gittiğiniz bir yerdesiniz ve yanınızda ellerinizi semaya açarken, dua ederken sürekli sizi fotoğraflayan biri var…
Bir insan camide kendini neden bu şekilde ifşa etmeye çalışır?
Niyeti nedir?
Menfaatleri uğruna dine zarar verenler…
Kuran-ı Kerimden pasta yaptılar! Sonra bir güzel kesip yediler!
Derken Peygamber Efendimizin adını pasta yaptılar! Onu da bir güzel kesip yediler! Şimdi de 15 Temmuz şehidi Ömer Halisdemir’in pastasını yaptılar!
Birilerine yağdanlık olmak, menfaat ve çıkar sağlamak, şirin görünmek uğruna en kutsal kavramlarımızı şov’a dönüştürerek sunanların dinimize büyük zararlar verdiği düşüncesinde oldum daima.
Din; yaydığı o mistik atmosferden çekip alınarak, görsel bir sıradanlığa dönüştürülmekte. Medyatik olma,  makam mevki atlama uğruna ya da insanların ilgisini çekebilme adına yapılan bu deformasyonun telafisi yok.  Normalde elem, keder ve huşu duymanız gereken bir atmosferdeyken,  bir mezarlıkta  ya da  namaz kılarken ya da dua ederken birinin eline telefonunuzu tutuşturarak, “ güya farkında değilmişsiniz gibi “ poz verip, karşınızdaki insanların ilgisini çekmeye çalışarak,  yani popüler olabilme adına bir mezardan medet ummak, sonra o fotoğrafı görsel medyada yayınlayıp altına yorumlar ve beğeniler beklemek… Ya da basında kullanarak “camiden çıkmayan insan görüntüsü sergilemek” …
Kandırmaca! İbadet yapmak için mi oradasınız? Şov yapmak için mi?
Farkında olarak ya da olmayarak bu oyuna alet olmak ürkütücü.
Ve daha da ileri giderek İslamiyet’in adını kullanarak” asarım, keserim, öldürürüm ” demek! Mukaddes dinimizi vahşi, kana susamış bir dinmiş gibi göstermek, dinimize çekilen büyük bir operasyonun göstergesi aslında.
Derken dün Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez “ Dinin genleriyle oynanıyor! “ dedi.
Nihayet…
Umarım daha fazla geç kalınmadan gerekli hassasiyet gösterilir.
Teşekkürler Sayın Görmez…