İnsanlığın bulabildiği en son yönetim biçimi, demokrasi olup, bu yönetim biçimi insanı merkeze alan bir yönetim yaklaşımıdır. Örgüt merkezli bir yönetim anlayışı yerine, insan merkezli bir yönetim biçimini öngören demokrasi, çağdaş gelişmeler ışığında okul yönetimlerine ve dolayısıyla sınıf yönetimlerin de yansımaya başlamıştır. Denebilir ki, sınıfların yönetim biçimi demokratikleştikçe, toplumların yönetim biçimi de değişecektir. Ne var ki eğitim sistemimiz, okullarımızın demokratik kültürün yaşatılması ve geliştirilmesine dönük işlevi ile ne kadar ilgili olduğu tartışmalıdır. “Sınav odaklı” bir eğitim sisteminde eğitimin bu işlevi el ilgili çıktıların değerlendirilmesine neredeyse imkân yoktur. Çünkü okulların “ne kadar demokratik” olduklarına ilişkin bir değerlendirme sorusu henüz sistemin gündeminde maalesef yoktur.
Hepimizin savunduğu demokrasinin öğrenileceği en önemli mekânlar kuşkusuz okullardır. Okullar yetişmekte olan genç ve çocukların uzun süre yaşamak zorunda kaldıkları sınıf ortamlarında, demokrasi kültürünü öğreterek, toplumdaki demokrasi kültürünün tohumlarını oluşturur. Ne var ki, demokrasi her ne kadar öğrenilebilecek bir yaşam tarzı ise de, salt öğrenme ile kazanılması güç olan bir değerler sistemidir. Bu da sadece okullarda demokrasi ve insan haklarına ilişkin dersler koymak suretiyle olabilecek bir şey değildir. Çünkü okullarda demokratik değer ve davranışların bir ders konusu yapılarak yetişmekte olan bireylere demokratik kültürün kazandırılması da güçtür. Toplumda eksikliği hissedilen herhangi bir davranışı için, hemen okullara bir ders konulmasının çare olacağını düşünmenin artık doğru bir düşünce olmadığı anlaşılmıştır.
Okul, öğrencinin demokratik yaşamı yaşayarak öğrendiği ortamlar haline getirilerek, demokratik kültürün örneği olabilir. Okulun demokratik yaşamın yaşandığı bir örgüt haline gelebilmesi, tek tek sınıflarda demokratik yaşamın hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır.
Günümüzde okulların demokratik okul olabilmesi, sınıflarda bir demokrasi kültürünün yaşam biçimi haline gelmesine bağlıdır. Okulların artık “demokratik okul” olması beklenmekte ve bunun için de okulda bireyler, kendi başına öğrenmeye, iletişime girmeye, yanlış yapmaya, yanlışını düzeltmeye, bağlanmaya ve sevmeye duygularının eğitilmesine imkân veren bir mekân haline gelmesi zorunlu olmuştur. Okulların bu yapıya kavuşabilmesi, sınıfların demokratik yaşamın bir örneği olmasına bağlıdır. Bu durum da eğitimde demokrasinin hayata geçirilmesine imkân tanıyacaktır.
Demokratik eğitim, yetişmekte olan bireylere demokratik kültürün değerlerini kazandırmaya uygun bir yaklaşım gerektirir. Bunun da ortaya çıkabileceği en önemli ortam sınıftır. Sınıfta sergilenecek yönetim biçimi, o sınıftan yetişecek olan öğrencilerin gelecekte ne kadar demokratik yaşamla özdeşleşebileceğinin işaretlerini taşır. Sınıflarında demokrasinin yaşandığı okullarda eğitimin demokratikleşmiş olması kaçınılmazdır.
Demokratik hayatın bir yaşam biçimi haline gelebilmesi, okulla toplumun birbiri ile ilişkili kılınması ile mümkün olabilir. Okulların toplumla ilişkili kılınması, sınıflardaki yaşamın demokratikleşmesine bağlıdır. Bunun olabilmesi de okulların ve sınıfların demokratik bir yapıya kavuşmasını zorunlu kılar. Okulları salt “öğretim işlevi” ile sınırlandırmak, okulların demokratik bireyler yetiştirmesinin önüne en büyük engeli teşkil eder. Oysa okullar demokrasi kültürünü benimsemiş bireylerin yetiştirildiği mekanlar olmak zorundadır. Okullar bu günkü haliyle bu işlevin çok uzağında durmaktadır.
Çok Okunanlar

Trabzonspor’da Büyük Operasyon: 6 Ayrılık, 5 Transfer, Yıldız Bombası Yolda!

Trabzonspor Avrupa Semalarında! Yeni Yıldız Kocaelispor Maçına Yetişebilir

Ozan Tufan’da Ayrılık Sinyali! Trabzonspor Sürpriz Kararı Masaya Yatırdı

Trabzonspor Bombayı Patlatıyor! O İsimler İçin Geri Sayım Başladı

Trabzonspor Bombayı Patlattı: Ertuğrul Doğan Sözünü Tuttu, saat 21.00'de Trabzon'da

Kazeem Olaigbe Trabzonspor’da İlk Kez Sahada! Fatih Tekke'den Tempolu Başlangıç