Türkiye tarım politikasında yeni adımlar atıyor, önceki gece uzun bir geceydi, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’yi Habertürk televizyonunda izledik.

Bakan Kirişci, Karadeniz ve haliyle Trabzon ekonomisi için de önemli bir paya sahip olan fındıkla ilgili de açıklamalar yaptı.

Bugün manşetimizde de var, Cumhurbaşkanı Erdoğan fındık konusunda çok net çıkışlar yaptı.

Üreticiyi enflasyona ezdirmeme noktasında fındıkta üreticiyi de kendilerini de memnun edecek fiyat beklentisini henüz bahçeye inmeye 3 ay kala ilan etti diyebiliriz.

Biz bu satırlarda senelerdir yazıyoruz, çiziyoruz.

Keşke ‘küresel pandemiden önce bu politikaların öneminin farkına varılsaydı’ diyoruz.

Bir musibet bin nasihatten evladır diyelim yinede.

Kirişçi’nin fındıkla ilgili öne çıkan açıklamaları şöyle başladı:

Pekçok üründe birinci sıradayız; kuru üzüm, kayısı, fındık.

Malatya'dan bir yakınınız kayısı getirdiğinde üzerindeki tepside bir değişiklik var mı?

Diziliş şekli, mizanpajında ne de kendinde değişiklik oldu.

Bunları her birini birer küçük kutucuklara koyup, markalaştırıp ondan sonra bunu pazarlamak, 10 liraya sattığınız şeyi 100 liraya satma imkanınız var.

Bu da teşebbüs ruhuyla alakalı.

Bu konuyla ilgilenenlere de söylüyorum. Bu doğrudan bizim alanımızda olan konu değil.

Biz üretiriz, bu sanayiye hammadde olur.

Ama kesinlikle ülkenin ürünlerine katma değer kazandırmak hepimizin sorumluluğu.

Yoksa çok canımız yanıyor.

Bizden aldıkları ürünleri katma değer haline getirip bize 10 kat fazlasına sattığında 'Bu bizim fındık değil mi' diyoruz. Geçmiş ola.’

Bakan Kirişçi ‘geçmiş ola’ diyor.

Kendisini dinlediğimde kararlı olduğunu gördüm.

Türkiye’nin tarım politikasının büsbütün değişeceği umudunu korudum.

Konu sadece tarım politikası değil elbette.

İnsanımızı doğru yönlendirme, doğru programlama ve planlama.

Hollanda ile ilgili bir örnek verdi Bakan Kirişci.

Dedi ki: Ziyaretimde 460 baş büyükbaş hayvanın bakımını 5 kişilik bir aile yürütüyordu.

Biz artık köylümüzü, gençlerimizi asgari ücrete çalıştırma anlayışından vazgeçirmemiz gerekiyor.

Diyeceğiz ki gel kardeşim, ‘yeter ki üret’ bu anlamda da stratejimiz var.

‘Sen yeter ki üret’ diyoruz.

Yemi, elektriği, mazotu düşünme, biz sizi destekleyeceğiz.’

Buğdayda da stratejik bir adım atıldı onu da yazmak gerekiyor.

Ton başına TMO destekli 7.500 lira fiyat belirlendi. Geçen yıl alım fiyatı 2 bin lira civarında idi.

Stratejik ürünlerde ihracat yasağı getirildi.

Buğday, ayçiçek yağı bunların başında geliyor.

Dünya gıda tedarik zincirinde Türkiye’nin koridor olabileceğini konuşuyor.

Dün Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Dışişleri bakanı Çavuşoğlu ortak basın toplantısı gerçekleştirdi.

Önümüzdeki günler daha zorlu günlere gebe.

Türkiye her anlamda kendine yetebilen bir ülke.

Savaş ve pandemi gerçeği bize kadim gelenekleri sürdürme ve modern anlamda geliştirme noktasında her anlamda ders oldu. 7’den 70’e artık herkes kendi çapında ayağını yorganına göre uzatmak durumunda.

Ne oldu bize? Hiç kimsenin çalıştığı ürettiği yok. Avrupa’da doktor bile işinden evine geldiğinde ahıra hayvanlarının yanına iniyor, tarlasına gidiyor. Hazırcı olduk. Burada Tarım Bakanlığı dahil herkes sorumludur.