Medeniyetler; devlet ebed müddet şiarı ile nefes alıp verirler. Yani devletin başına gelenler; kendilerini vazgeçilmez addettikleri ve hepimizin bildiği tabiri ile nefis, bilimsel manasıyla da ego dediğimiz ve nefsani duygularımızla beslenen olgunun sağlıksız düşünemediği an kaybetmişlerdir esasen...

Geri çekilmek ve zamanında, tadında, ayarında; yani en değerli iken bırakmak ise erdemlerin en büyüğüdür...

Birkaç örneklendirme ile T.C ve Atatürk dönemi sonrası neden sürekli olarak kaybettiğimizi analiz edelim isterseniz...

Önce daha derin bir örnek ???

Alemlere Rahmet Resulü Zişan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın neden hiç bir erkek evlâdı yaşamadı; hiç bunu kendi aklımızca sorgulama fırsatı bulduk mu ???

En büyük oğlu Kasım dahil olmak üzere hiç bir erkek evlâdı yaşamadı. Soyu ve Ehli Beytin devamı; Haydarı Kerrar Hz. Ali Efendimiz ile oldu...

Peki Efendimizin evlâtları yaşasa idi ???

Ya Peygamber Efendimiz sonrası saltanata dönüştürürdük devlet yönetimini, ya da içten içe aramızda ki İrlandalı Yezidler gibi soyunu kurutma kini ile yaşardık. Bunu zaten gördük Kerbelâ'da. Anlayabiliyoruzdur umarım ???

Peki tarih sayfalarına yön veren büyük liderler olan; başta Gazi Mustafa Kemâl Atatürk olmak üzere; Lenin, Stalin, Hitler, Mussolini gibi bir çok liderin soyu neden devam etmedi, hiç düşündük mü ???

Atatürk'ün oğlu olsaydı; sorgusuz sualsiz devletin başına geçirirdik hiç şüphesiz. Peki Atatürk'ün oğlu olmak ile Atatürk olmak bir mi ??

Olsa idi İsmet İnönü, Devlet Bahçeli, Turgut Özal, Adnan Menderes, Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller'in evlâtları ve günümüzde de Bilâl Erdoğan'ın ayrıcalıkları olurdu; ebeveynleri sonrası süreçte...

O yüzdendir ki en doğrusunu Yaradan bilir. NET...!!!

Atatürk sonrası CHP'yi tek adam gibi yöneten Milli Şef'i büyük bir devrim ile deviren rahmetli Bülent Ecevit'in, MHP kurucusu Alparslan Türkeş sonrası partiyi babadan oğula saltanat olmaktan kurtaran ve tabanın isteği ile başkan seçilen Devlet Bahçeli'nin, yine Milli Görüş'ün lideri Erbakan'ı yenilikçi devrim ile deviren Tayyip Erdoğan'ın, Dyp'yi Tansu Çiller'e bırakmak istemeyen Süleyman Demirel ile Anap'ı Mesut Yılmaz'a teslim etmeyi bir türlü içine sindiremeyen Turgut Özal'ın imtihanları hep aynı idi. Nefisleri ileydi. ENE SINAVI...

Ve zamanında kendilerinin büyük bir gururla ve başarı addederek arkalarında durdukları devrimi; şimdi kendilerine yapmaya çalışanlara ne kadar tahammül edebilirler dersiniz ???

DEVLET EBED MÜDDET'tir. Boynuz kulağı geçmeli. Benden daha başarılı, yeni, donanımlı ve devlet terbiyesi ile sevdalısı yerimi alsın artık diyebilme erdemine; kaçımız haizizdir dersiniz...???

Kimsenin Allah'ın rızasını kazanmak, devlete hizmet etmek, halkın yaralarını sarmak gibi bir derdi yok ki...

Varsa yoksa lanet olası; totolara yapışan o koltuk...

Bakınız; Michael Jordan gibi gelmiş geçmiş en iyi basketbol oyuncusu olarak gösterilen bir sporcu...

Alex Ferguson isminde ve üstün başarılarından ötürü; Kraliçe tarafından SIR ünvanı verilen İngiliz Teknik Direktör...

Trabzon'u gerçek anlamda Trabzonspor yapan rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı...

Kendi rengimden olanlardan mı kendimi koruyacağım diyerek; yapacağı konuşmada hiç bir güvenlik önlemi almayan Malcolm X...

MHP’nin kurucusu rahmetli Alparslan Türkeş'den sonra ki genel başkan olarak addedilen rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu...

Ömrü vefa etmeyen rahmetli Tonton Amca Turgut Özal...

En güncel örnek. Trabzonspor'u 40 yıl sonra şampiyon yapan Ahmet Ağaoğlu...

Hepsinin ortak özelliği; zirvede bırakma erdemini gösterebilecek kadar duru bir karaktere sahip olmaları ya da mecbur kalmaları. NET..

Deprem nedeniyle gündem dışı kalan bir örnek olarak da; MHP tabanında inanılmaz bir desteği, oluru ve potansiyeli olan, MHP'de an itibariyle Devlet Bahçeli sonrası potansiyel bir başkan olma durumuna haiz olabilecek kimse yokken dahi, değeri verilmeyen rahmetli Sinan Ateş sonrası en az yüzde 3 oy kaybı yaşayan MHP...

En büyük bölünmeyi yaşayan 3 parti ise Ak Parti, MHP ve CHP...

Önce Bbp, daha sonra İyiler Hareketi, Ümit Özdağ'ın başını çektiği Zafer Partisi ve an itibariyle bağımsız hareket eden Sinan Oğan Hareketi ile Sinan Ateş Grubu...

Ve Ak Parti'nin içinden çıkanlar...

Chp'nin Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül kaybı...

Hepsi ama hepsi; zamanında bırakmayı bildiği halde, uygulayacak erdeme sahip olamamaktan kaynaklanıyor...

Kaybı yaşayan ise T.C Devleti oluyor hep. NET...!!!

Kimse ama hiç kimse bu devletin bekasından önemli olamaz...

Ne serin, ne ailen, ne eşin dostun, ne de işin ile aşın...

Kendini Devletin önünde tutmak ve ölene kadar o koltuklarda kalmak; hatta ve hatta, haşa Allahü Tealâ'ya kafa tutar gibi bir de kendinden sonra kim gelsin enaniyeti ile yaşamaya mahkum kalmak; ene, benlik, nefis ve sağlıksız ego durumunun en tavan yapmış hali olsa gerek...

Umarız ki mesaj yerine ulaşıyordur...

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar