12 Mart 2022 tarihinde “ Trabzonspor, ligde açık ara en iyi futbolu oynuyor. Trabzonspor için kimse burada çıkıp da hakemler sayesinde puanlar alıyorlar demesine müsaade etmem. “ diyen ama birkaç gün sonra da tam tersi bir ifade ile “ Trabzonspor’u tebrik etmeyeceğim. Trabzonspor şampiyonluğu devlet başarısı mıdır?” İfadelerini kullanarak kendi başarısızlığını Trabzonspor’a saldırarak ört bas etmeye çalışan Fenerbahçe başkanı Ali Koç’un mızıkçı ergen tutumuna tanık olduk.

Trabzonlu bakanları torpil yapmakla suçlayan başkan, en son hızını alamayarak bu defa da Trabzonlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na çattı!

Türkçesi; neden Trabzonsporluymuş bakanlar?

Neden Trabzonsporluymuş başkan?

Sayın Koç, insanlar Trabzonlu! Ne bekliyorsunuz ki?

Asıl iki yüzlülük yaparak futbolu siyasete çeken sizsiniz!

Bunu yaparken de “ Biz Türkiye Cumhurbaşkanına en büyük siper olmuş camiayız. “ diyerek Reis’e yaklaşmaya çalıştığınızı “İnşallah F.Bahçelilerin sayın İmamoğlu’na, hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatma günleri gelmez.” Diyerek de Ekrem İmamoğlu’nu tehdit ettiğinizi gayet iyi anlıyoruz! Kabul edin artık! Göreve geldiğinden beri dört farklı takım şampiyonluğu görmüş zengin ama başarısız bir kulüp başkanısınız... Gidin çareyi Trabzonspor’a sataşmakta değil, istifa etmekte arayın...

Ha bu arada misal; Ekrem İmamoğlu Fenerbahçeli olsaydı yine ateş püskürecek miydiniz?

Suriye...

Geçen gün ülkece festival kutladı halkı.

Sokaklar bayram yeri gibiydi. Gençler, çocuklar, aileler hepsi eğleniyordu.

Sonra düşündüm “ biz ülkece en son ne zaman eğlendik?”

Hatırlıyor musunuz?

Şahsen ben hatırlamıyorum.

Hep bir ikircilik hali!

Hep bir ayrışma, hep bir huzursuzluk var üstümüzde.

Hatta Suriyeliler yüzünden de yaşıyoruz bu huzursuzluğu...

Hem siyasi mecra da, hem halk arasında bir tepki var.

Ülkenin başkanı Esad, halkına “ Genel af ettim dönün “ derken, bizim “ hayır göndermeyiz “ ısrarını anlamış değilim...

Bir de hiç anlayamadığım...

Ülkemizin çok büyük bir bölümü mültecilerin gitmesini istiyor. Hatta bunu sosyal medya kanalı ile onlara da iletiyorken, bu insanların ülkemiz insanını hiç umursamadan, kendi ülke bayraklarını orda burda açmalarını, istenmediklerini bildikleri yerde büyük bir pişkinlikle bize meydan okumalarını hiç anlayabilmiş değilim.

Biz gittiğimiz ülkelerde değil orda burda taşkınlık yapmak, insanlar rahatsız olmasın, ülkemiz için kötü bir imaj oluşmasın diye yüksek sesle bile konuşmuyoruz!

Bunlar bu cüreti nerden alıyor?

Suriyeliler, Afganlar derken işin sosyolojik yönünü araştırmak adına bu aralar ibn-i Haldun’un Mukaddimesini okuyorum . Çok etkileyici tespitleri var Arap toplumu hakkında.

İbn-i Haldun Arapların toplumlar içinde devlet politikasından en uzak toplum olduğunu, tespit ettiği beş nedenden ötürü de ele geçirdikleri ülkelerin çok çabuk yıkıntıya uğradığını yazmış.

Toplumda dayanışmanın yok olmasını, üretimin zayıflamasını, fiyat ve vergilerin artmasını, devlet yönetiminde liyakatin kaybolmasını, adaletsizliğin ve kayırmacılığın artmasını, umutların kırılmasını, karamsarlığın hâkim olmasını ve göçün hızlanmasını bir toplumum çöküşünün belirtileri olarak gösteren İbn-i Haldun’un Mukaddimesini fırsat bulduğunuzda okuyun derim.

Çağlar değişse de bazı şeylerin hiç değişmediğine tanık olacaksınız.