Akçaabatlı bir ailenin oğluydu. 21 Haziran 1952 yılında doğdu. Asıl adı Kadri olmasına rağmen o hep Kadir olarak bilindi. Trabzonspor'u şampiyon yapan efsane futbolculardan biriydi. Defansın uzun adamı, adeta belkemiğiydi. Korner atışl
Akçaabatlı bir ailenin oğluydu. 21 Haziran 1952 yılında doğdu. Asıl adı Kadri olmasına rağmen o hep Kadir olarak bilindi. Trabzonspor'u şampiyon yapan efsane futbolculardan biriydi. Defansın uzun adamı, adeta belkemiğiydi. Korner atışlarında ortalanan topları rakip kaleye postalama işlerini de iyi bilirdi. Kadir bilirdi. Kıymet bilirdi Kadir. Yetmişli yılların ortalarından 80’li yıllara uzanan uzun bir futbol hayatı oldu, Trabzonspor'da. Uzun boyu. Uzun saçlarıyla gençlerin idolüydü uzunca bir süre. Sahaya yakışıyordu. Formaya yakışıyordu. Forma da ona yakışıyordu. Hafiften sallana sallana yürümesi onun biraz da babayiğit tarzını yansıtıyordu... Görev adamıydı. İşini ciddiye alıyordu. Ciddi adamdı Kadir. Sakin bir duruşu vardı. Futbolu sade ve sağlam oynardı. Ama en önemlisi uçan kafaydı Kadir. Yerden on santim yüksekliğindeki toplara dahi uçarak kafayı vurması, onun da spor severlerin de sevdiği zevklerdendi. Üstelik o bu toplara uçtuğu yıllarda sahalar şimdiki gibi çim değildi. Ve şimdikiler gibi gösteriş sevdalısı da değildi Kadir. Kadir süslü kelimelerin değil, sade bir hayatın ve anlatım tarzının efendilerindendi. Sağlam fikirlerinin mimarı gerçekçi kişiliği ve doğru vicdanıyla bilinirdi. Adaletliydi. “O büyük Trabzonspor'u yine Trabzon'un evlatları var edecektir" diyordu. Çok takımlar çalıştırmıştı... Ancak arzu ettiği bir göreve nihayet getirilmişti. Zaten hasta olan kalbi, maçların heyecan ve skorların üzüntüsüne dayanamıyordu ki, kulübün maddi sorunları da onun sorunu olmuştu. Diyecek çok şeyi vardı; demiyor, biriktirmekteydi... Diyemedi. Demedi. Hissettirdi... Son sözleri: "Bu galibiyet sonrası umarım bakışları değişir" dedi. Evet, o kalbini değil, 1461'ini düşünmekteydi. 61 yaşında veda etti... Ruhu şad olsun... Şehr-i 61'in ve ağlayan Bordo Mavi renklerin ve ihanetlerle yaralanmış Türk futbolunun da başı sağ olsun...