Atalarımızın ve dedelerimizin genlerinden mi bulaştı bilmiyorum ama bir silah sevdamız var ki sormayın gitsin. Tarihi ve coğrafi koşulların da etkisiyle müthiş bir silah sevgisi vardır bölge insanımızda. Öyle ki; yatarken yastığının altına koyar, gezerken de belinden düşürmez.
Düğünde, nişanda, hacı ve asker uğurlamasında, yayla şenliğinde horon oynarken, özellikle Trabzonspor maçları izlenirken, köyde, yaylada, kır düğününde, kınada, fındıklıkta paydos yaptıktan sonra ve bayramda camiden çıktıktan sonra, dertlenirken de zevklenirken de atarlar.
Öyle çok atılır ki savaş çıktı sanırsın. Bir karşı köyden atarlar bir beriden atarlar. Sanki konuşup birbirlerine cevap verircesine karşılıklı atarlar. Kültür desem olmaz. Kötü bir heves, belki kötü bir alışkanlık dersem doğru bir yaklaşımda bulunabilirim.
Benim için de çocukluktan gelen bir sevdaydı. Köyde ilkokul mezuniyet fotoğraflarımızı çeken Karfo Color Ferhat YILDIZ abimin çektiği o fotoğrafı yıllardır saklıyorum. Bir elimde en sevdiğim oyuncak tabancam ile poz vermiştim ilkokuldan mezun olurken.
Büyüdük yine değişmedi aslında. Ne zaman ki çoluk çocuk sahibi olup biraz daha olgunlaştım o zaman bu sevdadan vazgeçtim. Profesyonel eğitimini aldıktan sonra taşımadan bulundurmaya geçirdim bir köşeye bıraktım bu kötü alışkanlığımı.
Maalesef bölgemizde ve ilimizde silah sevgisi yüzünden, yorgun mermiden çokça ölen insan oldu. Nice ocaklarımıza nereden geldiği belli olmayan, atınca havada kalmayan yorgun mermi yüzünden ateş düştü.
Sakarya’dan Trabzon’a gelen lise öğrencisi Feyzanur KELEŞ, Tonya’nın Şarlı Yaylasında gezintiye çıkan Sabri BAŞTAN, İstanbul’dan Trabzon’a dedesini ziyarete gelen 15 yaşındaki Emir Yuşa ATICI, şehrin göbeğinde parkta oyun oynarken 9 yaşındaki Kerem Can ÖZDEMİR ve Şalpazarı’nda bahçesinde çalışan Perihan DİKBAŞ yorgun mermiden dolayı hayatını kaybetti. Üstelik bunlar sadece son yıllarda aramızdan ayrılan isimler. Daha öncesinde de birçok kayıp yaşadık. Allah cümlesine rahmet eylesin, mekânları Cennet olsun. Yakınlarının da başı sağ olsun, Allah sabırlar versin.
Bölgemizde yorgun mermi vakaları sadece bireysel değil, aslında toplumsal bir sorundur. Bu olayların önlenmesi için başta eğitim, bilinçlendirme ve toplumun bu konuda duyarlılık göstermesi hayati bir önem arz etmektedir.
Yarın bayram, mevsim yaz. Yine düğünler olacak, yaylalara çıkacağız ve köyleri şenleyeceğiz. Ne olur aklımızdan çıkarmayalım. Bir anlık zevkimiz uğruna başkalarının canına kastetmeyelim. Bilinçlenelim, duyarlı olalım. Allah korusun, yarın hepimizin başına gelebilir.
Kurban Bayramınız Mübarek olsun.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.