Türkiye’nin kara herakatındaki başarısı hava unsurları ile birleştiğinde sonuç verir. Kahramanlarımıza alçakça saldırdılar. Şehtilerimize rahmet, Milletimize sabır ve birlik beraberlik diliyoruz.

 Dış politikayı eleştiren muhalefet de olur, vatandaş da, gazeteci de.
Ancak geçmişi unutup bugün yaşananları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve onun Bakanlarına bağlamak en hafifinden unutkanlıktır.
Türkiye sınır ötesine neden geçti?
Tıpkı Bosna’da yaşananlar gibi Suriye’de Esad’ın muhaliflerine yaptığı katliamlar sebebiyle.
Yine Terör unsurlarının yıllarca Suriye topraklarından gelip Ülkemize yönelik saldırılarına önlem amaçlı. Türkiye’de eylemler yapan dünyaya korku salan DAEŞ militanlarını etkisiz hale getirmek için.
Bu önlemler alınmasına rağmen rejim güçlerinin özellikle Hatay ve ilçeleri yine Kilis ve ilçelerine yönelik topçu atışlarından çok sayıda vatandaşımızı kaybettik.
Türkiye hem terörü ve saldırılarını bertaraf etmek için Güvenli bölge oluşturup göçü önlemek için sınır ötesine geçmiş ve bir koridor da oluşturmuştur.
Takip ettiklerimiz izlediklerimizden çıkardığımz ise İdlib’deki ciddi sıkıntıdır.
İdlip’de 4.5 milyon insan yaşıyor.
Katil Rejim ise buraya sürekli saldırılar düzenliyor.
İdlib’de güveni tesis etmek içinde gözlem noktaları kuruldu.
Türkiye’nin, İran’ın ve Rusya’nın gözlem noktaları var.
Hem Soçi mutabakatı hem de Astana süreci ile birlikte İdlib’de gözlem noktaları olup biteni gözlemleyecek hem de güvenlik için ortak devriye atacaktı.
Atıyordu da.
Son dönemde ne oldu ise Rusya mehmetçiğimizi zor durumda bırakmak için rejime kol katan germeye başladı.
İddiaya göre rejim askerlerine yol göstermeye başladı ve gözlem noktalarımız hedef yapıldı.
9 şehit, 5 şehit derken önceki akşam ki kalleş hain saldırı gerçkeleşti.
İngliiz gazeteleri saldırının Rus uçakları tarafından yapıldığını yazıyor.
Kuşkusuz şunu biliyoruz, Türkiye’nin o bölgede Rusya ile işbirliği yapmasını Avrupa istemiyor, Amerika’da istemiyor.
Ama gelin birlikte çözelim deyince de hiçbir avrupa ülkesi yanaşmıyor.
Onun için Rusya’nın yaptıklarını unutmayacağız, şehitlerimizın kanını yerde bırakmayacağız ancak kesin çözüm için de diplomasiye devam edeceğiz.
Rusya ile Türkiye’nin savaşı bölge için büyük bir yıkım olur.
Bu hem ekonomik yıkım, hemde insanı yıkımdır.
Bir şekilde Suriye’nin toprak bütünlüğü da tuturak Esad’ın gönderilmesi şart.
İddiaya göre Esad birkaç kez ülkeyi terk etmeye hazırlanıyormuş ki Öldürülen Kasım Süleymanı ‘Gitme’ demiş.
Suriye’deki bu karışıklık ve iç savaş çok farklı boyutta.
Mezhepsel boyutu var, İsrail’in güvenliği boyutu var, Türkiye’nin terörle mücadeleki kararlılığı boyutu var.
Rusya eğer iyiniyetli olsa idi İsrail’in öncesi akşam yaptığı hava saldırı ile Suriye askerlerini hedef almasına bir şey derdi.
Demek ki değil.
Bir şekilde Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen menfaat ve çıkar çatışmaları var.
En önemlisi bir an önce İdlip üzerindeki uçuş yasağını kaldırtmalıyız.
Bunu yapacak olan ABD mi?
Nato mu?
Rusya mı?
Her ne kadar Genel Kurmay Başkanımız Hulusi Akar Suriye’nin her yerinde uçuyoruz ve hedefleri vuruyoruz diyorsa da, herkes bu soruya cevap arıyor.  
Türkiye’nin kara herakatındaki başarısı hava unsurları ile birleştiğinde sonuç verir.
Kahramanlarımıza alçakça saldırdılar.
Şehtilerimize rahmet, Milletimize sabır ve birlik beraberlik diliyoruz.