Kimine göre rejim değişikliği, kimine göre sistem değişikliği
Kimine göre tüm yetkiler devlet başkanına devrediliyor, kimine göre başkan parlamentoya tabi, dediğinden çıkamaz.
Kimine göre hukukun üstünlüğü, kimine göre üstün hukuk düzeni.
Kimine göre Atatürkçü, kimine göre padişahlık.
Sonuçta Türkiye’de yeni bir döneme giriyor.
AK Parti ve MHP’nin anlaşmaya vardığı Anayasa değişikliği paketi, geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edildi.
Sabahlara kadar süren görüşmelerle kavga gürültü tüm maddeler kabul edildi.
18 maddeyi içeren anayasa değişikliği ikişer kez onaylanarak tasdik edildi.
Hızlı bir süreçti.
Bir haftada her şey bitti.
Referandum kararı çıktı.
Ancak bir haftaya yakın bir süredir de Cumhurbaşkanının onayına çıkmadı.
“Gelirse onaylarım” diyen Cumhurbaşkanı meclisten gelecek anayasa değişikliğini imzaladığı gün referandum süreci başlıyor.
60 günün sonundaki ilk Pazar günü seçime gider hükmü var.
Nisan ayında Türkiye seçime gidecek.
Bu tarih de 9 veya 16 Nisan’a tekabül ediyor.
Bugün imzalasa 9, hafta başı imzalasa 16 Nisan.
CHP’nin iddiası şu “Anayasa değişikliğini apar topar çıkardınız da, neden bekletiyorsunuz. Anket sonuçlarından korktukları için”miş.
Birçok firmanın yaptığı anket çalışmalarında Evet oyu kullanacakların yüzde 70 ve yukarısı seviyesinde olduğu görülüyor.
Türkiye’de kaos çıkar mı sorusuna ise yüzde 83 hayır cevabını veriyor.
Yani görünen o ki Nisan’daki referandumda Evet çıkacak.
Kim ne derse desin, kim ne muhalefetlik ederse etsin bu milletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güveniyor.
Kredisi var.
O yapıyorsa, doğrudur diyor.
Samimiyetinden emin.
Yeni sisteme göre duval kimde ise tokmak da onda olacak.
Vatandaş yetkisini kime verecekse sırası geldiği zaman hesabını da ona soracak.
Kukla başbakanlık dönemi de bitmiş oluyor.
Başbakan, yetkiler bende ama icranın başında Cumhurbaşkanı var diyemeyecek.
Davul da onda tokmak da.
Almanya Başbakanı Merkel’in, bugün Türkiye’ye gelmesini muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na göre referanduma destek içinmiş.
Ne alaka ise.
Haaa şunu söylersin,
Merkel, Türkiye’ye ne için ve hangi yüzle geliyor ben onu merak ediyorum.
Terör örgütlerini besleyeceksin, ülkende barındıracaksın, dağa silah, tank göndereceksin sonra Türkiye’ye müttefikinim diye geleceksin.
Fetö’cülere kucak açacaksın, irtica taleplerini kabul edeceksin, parlamentonda ağırlayacaksın, kırmızı halıyla karşılayacaksın, iade etmeyeceksin sonda da Türkiye’ye dostunum diyeceksin.
Terörle mücadelede işbirliği içerisindeyiz diyeceksin sonra da terörü destekleyeceksin.
Hangi yüzle geliyorsun.
Yüzsüz.
Uzun lafın kısası, Türkün, Türk’ten başka dostu yoktur.
Biz birbirimize kenetleneceğiz.
Bir bir olacağız, diri olacağız ve birbirimize sarılacağız.
Türkiye’nin menfaatine ne ise onu yapacağız,
Evetse evet, hayırsa hayır.