Trabzon bugün turizmde cazibe merkezlerinden biri olmuşsa, tarihi geçmişi, coğrafyası, kültürü kadar buna hizmet eden turizmcilerinden büyük payları var.
 
O isimlerin başında gelen Nihat Usta markasını kaybettik.
 
İsim olarak marka, ortaya çıkardığı lezzet olarak marka.
 
O Trabzon’u, Akçaabat’ı büyüttü, turizm de onu.
 
Türkiye’de köfteciler arasında ilk 10’a girmeyi başaran bir şefti.
 
Henüz küçük yaşlarda bir kasabın yanında çıraklık yaparak meşhur Akçaabat köftesinin hikayesine başladı.
 
Kolay değil 50 yılını köfteye verdi, yöresel lezzetleri ön plana çıkardı.
Mükemmel sunumlar yaptı, gelişi güzel işler yapmadı.
 
Yapsa zaten bu noktada olması mümkün olamazdı.
 
Sektörde hakikaten duayen bir isimdi, Trabzonumuz için, ülkemiz için çok ciddi bir kayıp.
 
Teknolojinin gelişmesi, beğenilerin, tatların çeşitlenmesiyle lezzetin ikinci plana atıldığı süreçlerde her zaman orijinal tatların muhafaza edilmesini savundu.
 
Lezzet uzmanları, gurmeler onun için şöyle yazmıştı:
‘Nihat bey işletmesini et, balık ve yöresel yemeklerin de menüde yer aldığı, garsonların kıyafetlerinden, teknik altyapısına kadar herşeyi ile iddialı bir restoran haline getirmiş. Bunda Nihat Bey’in yenilikçi karakteri etkili olmuş.’
 
Kendi insanına karşı, turistlere karşı tam bir Türk beyefendisi gibi muamelelerde bulunurdu.
 
Vazgeçilmezliğinin nedenlerinden biri de buydu.
 
Dünyanın her tarafından misafirler ağırlardı.
 
Yatırımı sadece lokantalarına değil, iş sahası, iş alanları açmaya da yapardı.
Reklama özel önem verir, uluslararası gerçekleri ve satış prensiplerini yakından izlerdi.
 
Müşteriler cam kenarı kavgası vermesin, herkes deniz manzaralı yerde yemek yesin diye Salacık’taki restaurantı için Guinness Rekorlar Kitabı’na başvuruda bulundu.
 
Nihat Aydın, turistlerin fırsatçılıkla kaçırılmasına tahammül edemezdi.
 
En çok buna üzülürdü, bununla ilgili bize pek çok hikaye anlatmıştır.
 
Bu tasvip edilemeyecek yaklaşımlar sonrası neler kaybettiğimizi düşünün.
 
Nihat Usta’nın lezzet mirası inanıyoruz ki bundan sonra da devam edecek.
 
Evet vefatıyla derin bir üzüntü içindeyiz, damak tadımız kaçtı, bunu kelimelerle ifade edemiyoruz.
 
AK Camideki cenaze merasimi de çok kalabalık oldu.
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bey de Danışmanlarından Erdem Sürmen’i cenazeye katılıp aileye başsağlığı dilemesi için gönderdi.
 
Cenazeye katılım fazla oldu.
 
Caminin içi, dışı her yer doldu.
 
Bir isim, Trabzon’un duayen iş adamı Ahmet Canım tabutun başına geldi ve hüngür, hüngür ağladı.
 
Ali Osman Ulusoy, İsmet Mısır ve Nihat Usta sıkı dosttu.
 
Kemal Ulusoy kardeşini kaybetti taziye sırasında idi. Mısır ise kenarda donuk gözlerle Nihat Usta’nın tabutunu izledi.
 
Dile kolay yarım asırlık dosta veda etmek.
 
Allah’ta rahmet diliyoruz, mekanı cennet olsun.