Herkesin içinde geçmişe dair bir özlem var, bunu insanlar en çok bayramlarda hissediyor

Mazideki Trabzon’da afet yazılarına Ramazan Bayramı dolayısı ile bu hafta ara veriyoruz. Hep serzenişte bulunuruz. “Ah nerede o eski bayramlar” der dururuz. Bayramlar mı değişti? İnsan mı değişti? Devir mi değişti? Niçin eskiyi özleriz. Hâlbuki eskiye göre çoğunlukla daha konforlu yaşıyoruz. Ama eski samimiyetler, eski muhabbetler yok artık. Evlat bile babasının bayramını mesaj ile kutlar oldu. Hâlbuki eski bayramlar öyle miydi ya…

Akçaabat ilçemizin eski adıyla Goryana şimdiki adıyla Acısu köyünde yaşayan 90’ına merdiven dayamış Salih Uzun ile eski Trabzon bayramlarını konuştuk. Salih amca çok dertli. Üstelik de şair ruhlu. Bize yazdığı şiiri getirdi. Gelin, Akçaabat ağzıyla yazılmış, eski ile çağımızı mukayese eden şiirini hep birlikte okuyalım. Şiirin başlığı “Hey kidi bayramlar”

 Salih Uzun eski bayramları şiire döktü

HEY KİDİ BAYRAMLAR!

Hadırlatım ben gene önceki bayramları

Dünya bir yana olsa unutamam onları

Bir neşe, bir heyecan yaşanırdı bayramda

Sevgi, saygı var idi o zaman insanlarda

Ziyaret edilirdi mahallede büyükler

Sevilir okşanırdı yeni yedişen gençler

Daha hiç mi kalmadı nerede o adamlar

Ziyaret edilirdi yadaklarda yatanlar

Dünya bir yana olsa unutamam o günü

Bayramda değişirdi insanlar ahlakını

Yaşlılar ve hastalar kezilip aranırdı

Evinde olmayana selam bırakılırdı

Şimdi insan kalmadı onları annamaya

O güzel geleneği arkaya daşımaya

Dargınlık küskünlükler adılırdı aradan

Herkes bir tad alırdı o zaman bayramlardan

Şimdiki bayramları çevirdiler bikniğe

Mangalların başında oturup et yemeğe

Kimse aramaz oldu, hısımı akrabayı

Selam, sabah kalktı bırak bayram yapmayı

Düşünürüm insanlık niye düştü bu hala

Kimse sormaz aramaz ne teyze ne de hala

Suyunu çıkardılar mübarek bayramların

Daha ismi keçmiyor ne dayı ne amcanın

Şat olur, memnun olur ziyaret edilenler

Ziyaretçi bekliyor kabirdeki ölüler

Berişan etti bizi işte bu kara günler

Diriler unutultu da aranır mı ölüler

Bayram geldi gitiyor, beklesin baba, ana

Kençler de bayramları bağladı telefona

Annamaz bu günlerden ne baba ne da ana

Ziyarete bekliyor mezarda ana baba

Oğlu yakmış mankalı ağaçların altında

Aylardır bekliyorlar oğlu, kızı, kelini

Bayramda gelecekler da öpecekler elini

Sabırsızlıkla bekler anne, baba bu günü

Sarılıp boynuna da alacak kokusunu

Bir de çalar tolapta babanın telefonu

Sarılır telefona oğlu arıyor onu

Babacığım nasılsın, sorayım hallarını

Buradan kutluyorum baba bayramlarını

Baba, bu bayram da yine gelemeyeceğiz

Çocuklarla beraber tatile kiteceğiz

Körsen anca annarsın o anda babani

Tutamadı düşürdü elinden telefoni

Kelemedi kendine baba, kaybetti o an

Anne sarıldı ona, ne oldun e kocaman

Dedi ula de bana, o kimdi, ne dedi

E kocakari, oğlun bizi terk etti

Dedi kocaman birak, anma daha onlari

Onlar da büyütüyor koynunda çocuklari

Emeklerine yazık ey kidi baba, ana

Şimdiki bayramları bağlatık telefona

Yaşlılar ve hastalar kezilip aranırdı

Evinde olmayana selam bırakılırdı

Benim demelerimden anca yaşayan annar

Nerede o bayramlar, nerede o insanlar

Sen kaleme ne dersen kalem da onu yazar

Daha dema e Salih, ederler seni nazar.

Ne diyelim. Ağzına yüreğine sağlık Salih amca

"Bu vesileyle tüm  okurlarımızın bayramını tebrik eder, gönüllerindeki bayramları yaşamalarını dilerim"