Baktığınızda herşey güzel gidiyor.

Kimse aç ve açıkta değil.

Sağlık hizmetini herkes eşit olarak alabiliyor.

Ard arda Ankara millet Bahçesi, arkasından Atatürk kültür merkezi ve devamında da Çanakkale köprüsü projeleri hizmete giriyor.

Bir ülkenin insana, bir ülkenin sanata, bir ülkenin alt yapıya verdiği önemin tam da zirvesindeyiz.

İçerde de ve dışarda zaman, zaman farklı sseler yükselde de itibarlı bir duruş var.

Ancak yeterli olmuyor.

Zira homurdanmalar arttı.

Oluşan iki algı var.

Bunlar,

-Fiyatlar durmazsa,

-Döviz yükselmeye devam ederse.

Algıyı kırmak mümkün olmuyor.

Sokakta iki kadın konuşuyor.

‘Geçen hafta aynını 70 TL’ye almıştım bir hafta sonra ise 90 TL oldu’

Buna benzer sözler.

Şekerde yüzde 25’lik artış.

Ve Akaryakıt istasyonlarına gidip sayaçların sıfırlanması ve önümüzdeki süreçte zam geleceğine yönelik oluşan algı.

Yakıt 10 TL’yi aşacak diyorlar.

Dün sabah başka bir esnafa sordum

Ne yapılmalı dedim.

Düşündü, düşündü.

Bana 5 madde saydı.

1-Hükümet belli bir süre içe odaklanmalı. Dahası ekonomiye odaklanıp, üretim, nakliye ve tüketim dengesini kurmalı.

2-Bakanlar, Milletvekilleri, Bürokratlar, Memurlar, Sendikacılar veya diğerleri kim nereden birkaç maaş alıyorsa onlar kesilmeli ve sadece tatmin edecek tek maaş sistemine dönülmeli.

3-Asgari ücret en az 3500 TL olmalı.

4-En düşük emekli maaşı asgari ücret(3500 TL) kadar olmalı.

5-Bu Devlet Uzan ailesi başta olmak üzere istediği ile uğraştı ve halkın menfaatlerini korudu, yanlış yapanın tepesine de çöktü. Halka gerçekten ihanet eden bunun bedelini ödemeli.

Şunu da ekledi:

‘Kimse fiyatlar neden artıyor diye sitem etmemeli. Antalya’dan Trabzon’a gelen bir Kamyonun maliyeti 5 bin TL. O maliyet gelene kadar ürünlerin üzerine biniyor.’

Trabzon olsun başka bir yerde olsun, vatandaş herşeyi takip ediyor.

Nereden başlamalı sorusunun cevabı da burada saklı.

Hükümet vatandaşı dinleyecek.

Çözüm onlarda.

Doğrudur, dış güçler vardır.

Onlar son 10 yılda oluşmadı.

Her zaman varlar.

İç karıştırıcılar yok mu?

Onlar da var ve burnumuzun dibindeler.

İşte ‘NATO ve AB’yi harekete geçirmek isteyenler’ bile çıktı.

Kime karşı, Türkiye’ye karşı.

Erdoğan Düşmanlığının sınırı kalmamış..