Okul dönemine giren çocuklar, özellikle ilk yıllarda sık sık hasta olabiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Polat, bu sürecin tamamen normal olduğunu, bağışıklık sisteminin henüz yetişkinler kadar deneyimli olmadığını belirtiyor. Birçok virüsle ilk kez karşılaşan çocukların enfeksiyonlara daha yatkın olduğuna dikkat çeken Dr. Polat, hijyen alışkanlıklarının tam oturmamış olmasının da hastalık bulaşmasını kolaylaştırdığını söylüyor. Uzman, sağlıklı beslenme, yeterli uyku, düzenli fiziksel aktivite ve hijyen uygulamalarının çocukların bağışıklığını güçlendirdiğini, aşıların ise adeta koruyucu bir kalkan görevi gördüğünü ifade ediyor. Peki, aileler çocukların bu dönemi daha sağlıklı geçirmesi için neler yapmalı?
Sınıflar Sık Havalandırılmalı
Okul ortamı, çocuklar için hem öğrenme hem de sosyal etkileşim alanıdır. Ancak sınıfların havasız kalması, mikropların hızla yayılmasına zemin hazırlar. Dr. Polat, sınıfların düzenli olarak havalandırılmasının ve çocukların kişisel eşyalarını paylaşmamasının önemini vurguluyor. Ayrıca yetersiz uyku, dengesiz beslenme ve okul kaynaklı stres de bağışıklık sistemini zayıflatan etkenler arasında. Çocukların virüslere karşı savunmasız olmasının doğal bir süreç olduğunu ifade eden uzman, ailelerin bu dönemde bilinçli hareket etmesi gerektiğini belirtiyor.
Dengeli Beslenme Bağışıklık İçin İlk Adım
Çocuğun tabağı, bağışıklığını doğrudan etkileyen bir araçtır. Uzm. Dr. Polat, her öğünde bir protein kaynağı, sebze veya meyve, süt ürünü ve sağlıklı yağ bulunması gerektiğini söylüyor. Renkli sebze ve meyveler vitamin ve antioksidan açısından zengin olup, bağışıklığı güçlendiriyor. Tam tahıllar lif ve B vitamini sağlayarak bağışıklık sistemini destekliyor. Öte yandan rafine şeker ve paketli gıdalar, bağışıklığı zayıflatan en önemli faktörler arasında yer alıyor. Dengeli beslenme, çocukların hastalıklarla mücadelede daha güçlü olmasını sağlıyor.
Aşılar Çocukları Koruyucu Kalkanla Sarar
Kalabalık okul ortamında bulaşıcı hastalıklara karşı aşılar büyük önem taşıyor. Dr. Polat, kızamık, boğmaca ve suçiçeği gibi enfeksiyonların okulda hızla yayılabileceğini belirtiyor. Aşılı çocuklar, bu hastalıklara karşı daha güçlü bir bağışıklık geliştirdiği için hastalıkları genellikle hafif geçiriyor ve okul devamlılıkları etkilenmiyor. Aşılar, çocukları hem bireysel olarak koruyor hem de toplumda salgın riskini azaltıyor.
Hijyen Alışkanlıkları Erken Yaşta Kazandırılmalı
El yıkama, hijyenin temel taşıdır. Dr. Polat, çocuklara yemekten önce ve sonra, tuvalet sonrası ve eve gelince ellerini yıkamayı öğretmenin önemini vurguluyor. Hapşırık ve öksürük sırasında dirseğe veya mendile yönelmek, ardından elleri yıkamak da enfeksiyon riskini düşürüyor. Ayrıca su şişesi, beslenme kabı ve kalem gibi kişisel eşyaların paylaşılmaması gerektiği hatırlatılıyor. Anne-babaların ve öğretmenlerin hijyen alışkanlıklarını örnek olarak göstermesi, çocukların bu alışkanlığı kazanmasını kolaylaştırıyor.
Anne-Babalar ve Öğretmenler Örnek Olmalı
Çocuklar büyüklerini örnek alır. Bu nedenle ebeveynlerin ve öğretmenlerin hijyene dikkat etmesi, çocukların da alışkanlık kazanmasını kolaylaştırıyor. Dr. Polat, sık hastalanmanın çoğu zaman bağışıklığın güçlenme sürecinin doğal bir parçası olduğunu belirterek, dengeli beslenme, yeterli uyku, fiziksel aktivite, hijyen ve aşıların önemini vurguluyor. Bu faktörler, çocukların hastalıkları daha hafif geçirmesini ve okul yaşamına kesintisiz devam etmesini sağlıyor.