Tüm dikkatlerimiz Ağustos başlarında orman yangınları ve sellere yönelmişken Ağustos ortasında dünya ile birlikte Taliban ile ikinci kez sarsıldık.
Esasen ABD Usame bin Ladin’i yakalama bahanesiyle girmiş olduğu Afganistandan bir anda işgal güçlerini geri çekeceğini açıklamasıyla Afganistan’da birşeylerin olacağının işareti verilmişti. ABD bir tirilyon dolarlık maden rezervine sahip olan Afghanistan’ı aynı zamanda Rusya’yı kuşatma rolünde de kullanacaktır. Bu nedenle ABD Afganistan’da yıllık yüz milyardan çok para harcamış.
Dünya için beklenilmeyen ancak ABD tarafından net olarak bilinmekte olan Taliban işgali Katar Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani, başşehir Doha’da Taliban’ın en üst seviye yetkilisi Molla Abdulgani Baradar ile sözüm ona Afganistan’da “barışçıl bir geçiş sürecini tesis etmek” adına bir görüşme yaparak protocol oluşturmuş ve ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile Taliban Siyasi Ofis Lideri Molla Abdulgani Berader bu protocolu imzalamıştı. Böylece de ABD emperyalist kazanımlarını şekillendirerek Suudi Arabistan ve Pakistan’ın da desteği ile kendi adamlarına Afganistan’ı teslim etti.
Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirdiğinin duyulması üzerine insanlar can havliyle Kabilden kaçabilmek ümidiyle Kabil havalimanından kalkan yabancı devletlerin tahliye uçaklarının kanat ve tekerlerine asıldı. Emsali görülmemiş bir can pazarı yaşanmaya başlandı. Bir anda her şey altüst oldu. Yeni bir insanlık dramı sahne aldı. Gözümün önüne Kosovada Sırp katliamından kaçan Türklerin o zamanki manzaraları geldi manzara tıpa tıp aynı idi. Kimi havalanan uçaktan piste çakılıyor, kimi ucağın peşinden koşuyor.
Esasında XIX. yy. son çeyreğinde kurulmuş Afganistan’da Taliban’ın zuhur etmesi 1979 yılı başlarına denk gelir. Afganistan’ın ABD işgalinden kurtarılması adına silahlı bir örgüt olarak kurularak 2001 yılında devlet statüsü kazanmıştı. Ancak sözde İslam yönetimi altında İslam ile uzak ve yakından ilgisi olmayan bir dini anlayış ile iç savaş körüklendi. İnsanlık akıl almaz dramlara tanıklık etti. Her zamanki gibi hedef kadın ve çocuklar gibi günahsız kitle oldu. İlk yasaklar kadınlar için çıkarıldı. Yüz kısmında da çarşaf ve sadece ellerin açık olduğu “burka” mecburiyeti getirildi. Kadınlara ait tüm sosyal haklar tamamen ortadan kaldırılarak, ilkokul sonrası eğitim almaları yasaklandı.
Benzer bir yıkım öteden beri HAZARLAR’a yaşama hakkı tanımak istemeyen Afganlıların bu kaostan yararlanarak HAZAR’ları ortadan kaldırması söz konusu. Zira uzun zamandır Hazar Türklerine yönelik ciddi saldırılar yapılıyordu ve Hazarlar hedef gösteriliyorlar. Türkiye, Hazar Türklerinin yok edilmesine kayıtsız kalmamalı. Çünkü Afganistanda Hazar Türkleri yoğun şekilde yaşamaktadırlar.
Afganistan’da Talibanın yeniden hakimiyete gelmesi ile birlikte dükkanlardaki kadın fotoğraflarını boyayarak silmeye çalışan kişiler var. “Birçok kadın bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir’ diyerek intihar ediyor”. Bu durum insanlık adına çok korkunç bir şey”. İnsanlar ölüyor, tüm dünya ve sözde İslâm ülkeleri sadece seyretmekle yetiniyor.