Çaykur Rizespor, Fenerbahçe karşısında iki farklı görüntü sergiledi. İlk 45 dakika adeta her şeyi doğru yapıp sonuca giden bir Çaykur Rizespor vardı sahada.

Ancak ikinci yarıda ise her şeyi eksik yapan ve farklı mağlup olan bin takım vardı.

Henüz ilk 15 dakikalık bölümde Fenerbahçe karşısında 2-0’lık üstünlük sağlayan Yeşil-Mavili takımın, ikinci yarıdaki rehaveti pahalıya patladı.

Anlamakta güçlük çekiyorum, anlayan varsa beri gelsin.

Fenerbahçe gibi bir takım karşısında 2-0 gibi farklı bir skoru yakalamışken ikinci yarıdaki laubali oyunun izahı var mı?

İkinci yarıdaki Çaykur Rizespor’u tanımakta güçlük çektim.

Söyler misin İlhan Hoca, ilk yarı ile ikinci yarıdaki farkı izah edebilir misin?

Ne oldu bu takıma ki 15 dakikalık dinlenme süresinde bu kadar değişkenlik neden?

Oysa ki ilk 45 dakikada maç bitmedi, oyuncular ‘Kazandık’ havasına mı girdi?

Eğer öyleyse yazık ki çok yazık.

Bir maç 45 dakikada bitmiyor ki?

Karşında da sıradan bir takım yok ki!

Olmadığını da ikinci yarıda gördük.

İşte o laubali oyun ve rehavet sonrası Fenerbahçe cezayı kesti.

Sözün bittiği yerdeyiz.

Binlerce taraftar, 90 dakika sonunda zafer coşkusu yaşayacakken koskoca bir kabus ve hüsran ile evinin yolunu tutmak zorunda kaldı.

İlhan hoca yine hangi bahanelerin altına sığınacak merak ediyorum.

İkinci yarıdaki olmayan oyun ile sınıfta kaldı.

Bu kaçıncı biz sayamadık.

Tamam rakip Fenerbahçe, yenilsen de mazeretin yok.

Ancak ilk yarıdaki iştahlı oyuna bakıyorsun bir de ikinci yarıdaki oyuna.

Bu camianın da artık hikaye dinleyecek vakti kalmadı.