Kanunlar yapılış itibariyle ikiye ayrılır. Birincisi ilahi ikincisi ise beşeridir.
İlahi kanunların yapıcısı Allah’tır. Rabbimiz biz kullarının mutluluğu için emir ve yasaklar vazetmiştir. Bu emir ve yasaklar insanı ilgilendiren her sahada vardır.
Evlilikten ticarete eğitimden devlet yönetimine her sahada bu yasalar Rabbimiz tarafından biz kullarına gönderilmiştir.
Bu emir ve yasaklar yeni bir din gelmeyeceğinden kıyamete kadar da geçerliliğini muhafaza edecektir. Rabbimiz kutsal kitabı Kuranın muhafızlığını üzerine aldığını açık olarak ifade etmiştir. Ondan dolayı hiç kimse Kuran’ın sürelerinden bir tane yada birkaçını getirmeye muktedir olamaz.
Bakınız bin dokuz yüzlü yıllarda İngiltere dünyayı kasıp kavururken İngiliz Başbakanı Çörçil Avam kamerasında kürsüye elinde Kuranla çıktığında İngiliz milletvekilleri hayretle olayı izlerken Çörçil arkadaşlarım elimdeki bu Kuran’ın bozulamayacağını Allah buyuruyor.
Bizlerde bundan dolayı Kuranı bozamayız.Yapacağımız iş bu Kuran-ı Türklerin elinden alıp onları içerden yıkacağız.
Dedikleri gibi bizlerin elinden Kuranı alıp beşeri yasalarla yok olmamız için beşeri yasaları mahkemelerimize koydular.
Yeniden tam bağımsız bir Türkiye için yeniden ilahi yasaları hayata geçirmemiz varlığımızın bekası için elzemdir.
Beşeri yasalar taraftır.Yani zenginleri önceler.Zenginlerin hayatını kolaylaştırmak için yazılmışlardır. Fakirlerin yasalar önünde bir söz hakkı bulunmaz.Ben kulaklarımla zenginin biri yargılanırken hakimler heyetine bu kişi beni yargılayamazsınız dediğine şahit oldum.
Kuran yasaları herkese şamildir. Kuran yasaları içtihatlarla genişlemeye müsaittir.
Kuran ve sünnet milletimizin bekası için yeniden mahkemelerimizde hayat bulmalıdır...