Demirel: Isparta’dan… Özal: Malatya’dan…Mesut Yılmaz: Rize’den… Hep güçlü oldular.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, baba evi Rize’den hep güçlü çıktı. Güçlü oldu.
O zaman soru şu:
CHP veya “Millet İttifakı” Rize’de seçimi alabilir mi?
Ebetteki hayır. Kimse kimseyi kandırmasın. Bunu kimse beklemiyor.
Sonuç alınmayacak yerlerde aday gösterilmez mi?
Elbette gösterilir.
2003 yılından beri; Rizeli TayyipBey’in arkasında dimdik durdu.
Geçmişte Mesut bey’in (Yılmaz) arkasında durduğu gibi..
2019 Seçimlerinde de durum değişmeyecek..
Rize, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kalesi.
1994 yılından beri. Her seçimin ve her partinin adayı: Kenan Bıyık aday olsa idi de bu gerçek değişmezdi.
Kenan Bey, isabetli bir karar verdi. Ve “Beş” veya” Altı”ncı yenilgiyi hanesine yazdırmak istemedi..
*
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Tayyip bey ile olan bütün siyasi kavgalarına rağmen…
Rize’de “Belediye başkanı” çıkarma şansının olmadığı için değil.
İçten…Samimi olarak.. Ve de bir siyasi “Nezaket” ya da “Jest” niteliğinde..
Televizyona çıkıp:
“Rize’den aday göstermeyerek siyasi jest yapıyorum”
Derse ne olur?
Şu olur! Siyasi tansiyon düşer. Gerginlik biter. Karşı jestler ve nezaketler başlar..
Kişisel görüşümdür. CHP Rize’de aday göstermemeli..
Rize’den Türkiye’ye “Nezaket” rüzgarı estirilmeli..
*
Tarihten bir yaprak:
Adalet Partisi Milletvekili, İsmet İnönü’yü eleştirince;
Vekilini makamına çağıran Demirel, kendi vekilini azarlar.
“İsmet İnönü’nün ardında iki savaş zaferi var. Senin arkanda terzinin diktiği elbiseden başka ne var ?”der.
Ve bütün CHP’liler,Demirel’i ayakta alkışladılar..
Erbakan, Demirel’e, Demirel, Özal’a laf söyletmezlerdi..
Ecevit’in ve bu liderlerin nezaketleri takdire şayandı..
Bu işin ustası rahmetli Süleyman Bey’di. Bu üslup ile siyaset dilini kullanmak, büyük maharet ister.
Bu maharet tartışmalı düzeydeyse, hitabın anlamı da, kelamı da iz bırakmaz, sadece bir ayıp tarifi olarak kalırdı.
*
Türk siyaset tarihinde terbiye dil kullanmak, bir siyasetçi için çok saygın itibar ölçüsüdür.
Türkiye, memleket bahsini bu üslupta konuşan siyasetçilerin ağzından dinlerdi.
Kaba lisan kullananların itibar gördüğü bir örnek yok idi.
Siyasette gelenek şuydu: Kim ağzını bozarsa, kazanan daima karşı taraf olurdu. Örneğin, Atatürk’ün emriyle Aydın ili CHP milletvekili olarak, Meclis’e getirilen Menderes’in, en fazla saygı gösterdiği şahıs İnönü idi.
1946’da Demokrat Parti’yi kurunca, bütün lisan nezaketi yok oldu. Menderes, İsmet Paşa için, “bunak” diyecek kadar lisan bozukluğunda ileri gitti.
Ve daha sonar Türk siyasetinde küfür, sıradan bir hitabet türü halini aldı.
Günümüzde, siyasetin dilinde müthiş bir bozukluk yaşanıyor.
Üstelik müthiş bir hiddet içeriğiyle bu bozuk lisan istilası sergileniyor.
Çok Okunanlar
Avrupa Kulüpleri Onun İçin Sıraya Girdi: İtalyan Devlerinden Yakın Takip
Trabzonspor Alt Yapıyı Yine Görmezden Geliyor! Gönderilen Gençler Parlıyor, A Takım Yerinde Sayıyor
Trabzonspor U19’dan İstanbul’da Net Zafer
Yozgat’tan Trabzonspor’a Gönül Köprüsü: “Tanıdım ve Âşık Oldum”
Fatih Tekke’nin Okay Israrı Krize Dönüştü: “Her Gece Rüyasında Geriden Oyun Kuruyor”
Süper Kupa’da Saat Belli Oldu! Trabzonspor–Galatasaray Derbisinde İlk Düdük 20.30’da