Atatürkçüyüm demek kolay…

Ama mesele o sözü söylemekte değil, o sözü yaşatabilmektedir.

Bugün sokaklarda binlerce Türk bayrağı dalgalanıyor.
Gökyüzü kırmızı, yürekler kıpkırmızı…
Ama bir şeyi unutmamak gerek;

Cumhuriyet sadece kutlanmaz, yaşanır.

Atatürk’ü anlamak, sadece fotoğrafına bakmak değil; onun fikirlerini, mücadele azmini, adalet anlayışını özümsemektir.
O’nu yaşamak, yalnızca 29 Ekim’de değil, her sabah uyandığında “Ben bu ülkeye ne kattım?” diyebilmektir.

Mustafa Kemal bir askerden fazlasıydı.
Bir milletin küllerinden doğuşuydu.
Karanlığa meydan okuyan bir meşaleydi.
O meşale, bugün hâlâ elimizdeyse, bu ülkenin ışığı sönmeyecektir.

Fakat unutmamız gereken bir gerçek var;
Atatürkçülük, bir rozet değil, bir karakterdir.
Bir ideolojiden öte, bir duruştur.
Haksızlığa karşı baş eğmemektir,
Yolsuzluğa karşı susmamaktır,
Adaletten, emekten, bilimden yana olmaktır.

Atatürk’ü sevmek kolay, çünkü o bir kahramandı.
Ama Atatürk’ü yaşamak zor, çünkü o bir vicdandı.
Ve o vicdan, bizden yalnızca bağlılık değil, sorumluluk ister.

Cumhuriyet’i korumak sadece bir görev değil, bir şeref meselesidir.
Çünkü Cumhuriyet, kimsenin lütfu değil; şehit kanıyla yazılmış bir emanettir.
O emanete ihanet edenin adı ne olursa olsun, tarih asla onu affetmez.

Bugün Cumhuriyet 102 yaşında…
Bir asrı devirmiş bir milletin onur belgesidir bu.
Yedi düvele meydan okuyan bir iradenin, bir aklın, bir inancın adıdır.
Ve biz bu bayrağın altında, bu vatanın toprağında nefes aldıkça Atatürk’ün emaneti dimdik ayakta kalacaktır.

Atatürkçü olmak;

Bir memurun rüşvete el uzatmamasıdır,

Bir öğretmenin öğrenciye ışık olmasıdır,

Bir askerin nöbetinde vatanı düşünmesidir,

Bir gencin umudu, bir annenin duasıdır.

Atatürk’ü anmak kolaydır.
Ama Atatürk’ü anlamak yürek ister.
O yüreği taşıyorsak, işte o zaman Atatürkçüyüz.

Çünkü Atatürkçülük, bir günün değil, bir ömrün namusudur.
Cumhuriyet ise sadece bir yönetim değil, bir karakterdir, bir inançtır, bir şeref yeminidir.

Bugün bir kez daha söz verelim;
Ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın,
Bu bayrak inmeyecek, bu ezan susmayacak, bu Cumhuriyet yıkılmayacak.

Ve bilinsin ki;
Biz sadece Atatürk’ü sevmiyoruz,
Biz Atatürk gibi yaşamaya ant içmiş bir milletiz.

Çoğumuzun rastladığı şu güzel cümlelerle de yazımı tamamlamak istiyorum.

Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü ülkemi seviyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü Bayrağımı seviyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü Milletimi seviyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü ülkemi satmıyor, hainlerle işbirliği yapmıyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü özüme, kültürüme bağlıyım.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü dilime, dinime bağlıyım.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü atalarıma, törelerime, geleneklerime sımsıkı bağlıyım.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü doğru yoldan ayrılmıyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü esire işkence etmiyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü verdiğim sözden dönmüyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü başka milletlere hayranlık duymuyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü insanımı seviyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü tarihte milletime yapılanları unutmuyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü yediğimiz süngüleri ve sürgünleri unutmuyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü hak yemiyorum.

Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü bağımsızlığımı koruyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü harama el uzatmıyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü askere, polise kurşun sıkmıyorum.
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü karakol basmıyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü şehir eşkıyalığı yapmıyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü Allah'tan başka kimseden korkmuyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü Türk'e karşı olan her şeye karşıyım,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü Türklüğümle gurur duyuyorum,
Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü ben Türk’üm, Türk doğdum, Türk öleceğim.

Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü O’nu yaşıyorum.

Ben bir ATATÜRKÇÜYÜM çünkü O’nun yolundan ilerliyorum.