Sevgili Okurlar, Çok değil belli bir süre önce yanlış iş yapanlar ya Diyarbakır’a ya da Van’a gönderilirdi. Böyle bir uygulamanın yanlış olduğu yıllar sonra ortaya çıktı. Zaman geçti, işlem değişti. Yanlış yapan veya idare tarafından öyle algı

Sevgili Okurlar, Çok değil belli bir süre önce yanlış iş yapanlar ya Diyarbakır’a ya da Van’a gönderilirdi. Böyle bir uygulamanın yanlış olduğu yıllar sonra ortaya çıktı. Zaman geçti, işlem değişti. Yanlış yapan veya idare tarafından öyle algılananlar Trabzon’a gönderilmeye başlandı. Adana’da MİT’in tırlarını durduran Savcı Trabzon’a tayin edildi. Aradan çok geçmeden bu kez Kocaeli cezaevinde isyan çıkaranlar Trabzon’a verildi. Özellikle Emniyet kadrolarında da belli atamalar bu yönde oldu. Nedir Trabzon sürgün yeri mi? Ya da, şöyle mi bakılıyor, Trabzon’da Hakim Savcı bile olsa yanlış yapamaz. Trabzon cezaevi güvenli cezaevidir orada isyan çıkarılamaz. Bu mu? Eğer Trabzon’a bürokrasinin çöplüğü olarak bakılıyorsa hata ediliyor. Kaldı ki, Trabzon’da Kaymakamlık yapan İç işleri Bakanımız var, Trabzonlu Müsteşarımız var, Adalet Bakanlığı Müsteşarı hemşehrimiz. Böyle izlenim yaratacak atamalar konusunda hassasiyet lütfen. Böyle atamalar yapılmaya devam ederse toplum iki konuya yoruyor. Trabzonspor’un hakkını arama konusundaki kentin direncine tavır. Yine Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın istifası sonrasında ona sahip çıkılması. Geçen hafta sonunda resmi gazetede 11 Bakanlığa yapılan atamalara baktım. Bu atamalar içinde tanıdık   Trabzonlu yüz aradım. İnanır mısınız bulamadım, Ya da bizim tanıdığımız isimler mi yoktu. Eğer atanmışsa bizim tanımadıklarımızsa ona eyvallah der sonuna kadar teşekkür ederiz. Kişilerin hataları olabilir. Ama bu hatalar yüzünden bu kenti kimse cezalandırmaya kalkmamalı. Fkb Köşeyi Dönmüştü! Salih Erdem ve yönetimi, seçimi kaybettiğinde depolarında binlerce ton fındık vardı. O fındık satıldı. FKB’nin depoları gitti, Marketleri gitti, İş merkezleri gitti. Ve halen kurum borçlu ve 2006 yılındaki dönemelerini yapmış değil. FKB’nin kasasında satılması sakıncalı olan ve savaş halinde kullanılacak olan 20 bin ton fındığı dahi yok. O fındık bile olsa yarısını 10 TL’den satarsın ve piyasaya girersin. Lütfi Bayraktar piyasaya gireceğini söylüyor ama nasıl? Ne ile? FKB’nin kaynağa ihtiyaç var. Yoksa banka kredisi ya da yabancı sermaye ile fındık almışsın çok önemli değil. Şimdi FKB’yi ayağa kaldıracak bir el aranıyor. Ama bulunamıyor. 2005 yılında fındık yanmıştı. Tam fırsattı. Depolarda çürüğe varıncaya kadar satıldı. 200 milyon TL sermaye yapıldı. Orada kurumsallaşma güçlenecekken Cemal Öztürk kovuldu ve sistem çöktü. O para da eridi gitti. FKB bir daha toparlanamadı. Kurtuluşu sermaye. Onu da ancak devlet koyar. Yeni  ve güvenli bir ekibe bu sermaye verilebilir.