Çocuktum...

Hatırlıyorum. O zamanlar şimdiki gibi değil...

Kocamandı Filistin’in toprakları!

Kudüs daha bölünmemişti!

Sonra bir saldırı haberi. Akşam tv’de  spiker “ İsrail Filistin’e, Mescid-i Aksa’ya saldırdı”!

Tabii o zamanlar böyle internet, sosyal medya yok.

İsrail neden, ne oldu da saldırdı Filistin’e, belli ki bir şeyler var?  İçimizde bir öfke, bir belirsizlik...

Mecburen sabah eve aldığımız gazetelerden okurduk detayları.

İnsanlar, İsrail Konsolosluğunun önüne gider, bayrakları yakar protesto ederdi İsrail’İ.

Sonra Cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet erkanının demeçleri yayınlanırdı. Şiddetle kınardılar İsrail’i...

O da yetmez BM’den kınama isterdiler...

O da yetmez, Arap Birliğinden, Dünya liderlerinden de kınama beklentileri...

Sonra durulur ortalık. Aylar sonra bir haber... İsrail ile ilişkiler yeniden başladı.

Bilmem hangi Müslüman Kral İsrail’den madalya aldı.

Sonra büyüdüm...

Hatırlıyorum...

O zamanlar şimdiki gibi değil!

Kocamandan biraz daha küçülmüştü Filistin toprakları...

Henüz Kudüs bölünmemişti!!

Yine spiker çıkar “İsrail Filistin’e Mescid-i Aksa’ya saldırdı!”

İçimizde bir öfke,bir burukluk beklerdik gelecek olan haberleri...

O zamanlar yine İnternet, sosyal medya yok. Daha yeni yeni başlamıştı çok kanallı tv dönemi.

Bu defa daha detaylıca görürdük olanı biteni.

Yine insanlar konsolosluğun önünde toplanır, İsrail bayrağını yakardı öfkeyle!

Derken, yine devlet erkanı İsrail’i kınar, yine Arap Birliği ve BM’den, dünya liderlerinden yardım ister, anlamaya çalışırdık olanı biteni.

Sonra aylar sonra bir haber... İsrail’le ilişkiler canlandı...

Bilmem hangi bürokrat İsrail’den nişan aldı.

Sonra daha da büyüdüm...

Aklımda dün gibi...

Bu defa daha da küçülmüştü Filistin toprakları.

Ama yine Kudüs bölünmemişti!

Derken yine bir akşam üstü yine bir haber.

“İsrail Filistin’e Mescid-i Aksa’ya saldırdı!”

Bu defa internet ve sosyal medya var.

Bilgi akıyor oluk oluk...

Bir yanda İsrail Konsolosluğunun önünde bayrak yakanlar, bir yanda Yahudi markası diyerek kolaları yola saçanlar, bir yanda bu verilen tepkilerini yine Yahudi markası olan telefonlarından, Yahudi markası olan internet ağlarından dünyaya gösterenler.

Derken yine devlet adamlarının İsrail’i şiddetle kınama demeçleri...

Yine Arap Birliği ve BM’den olaya dahil olma istekleri...

Dünya liderlerinden ve Amerika’dan tepki beklentileri...

Sonra aylar sonra bir haber... İsrail ile ilişkiler daha da iyiye gidiyor.

Bilmem hangi devlet erkanı İsrail devlet bilmem ne madalyası aldı...

Ve şimdi...

Geldim gidiyorum...

Filistin’in toprakları parça pinçik!

Başlangıçta koskocaman olan Filistin toprakları, kendi yaşam dönemimde ufalana ufalana küçüçük kaldı.

Başkent Kudüs oldu Doğu Kudüs!

Elbette Batı’sı da var...

Biz artık parayı bastıran İsrail vatandaşına toprak satıyoruz.

Aramız iyi anlayacağınız.

Ve yine şimdi aynı haber...

“ İsrail Mecsid’i Aksa’ya saldırdı..”

Saldırır elbet!

Saldıracak da!

O yüzden, kola dökseniz de nafile, telefonu kırsanızda!

Değil mi ki, tüm İslam Coğrafyasının liderleri, siyasetçileri , şıhları, şeyhleri, Yahudinin ürettiği zırhlı  Mercedes’e binmeyi elzem sanıyor. Bunu statünün en üstün hali sanıyor.

Değil mi ki, tüm İslam Coğrafyasında yaşayan insanlar önce yalandan uydurulan bir hastalığa karşı, yine onlardan gelecek ilacı aşıyı bekliyor...

Değil mi ki, ilmi, bilimi yaşamının en önemli ilkesi kabul edenlerin verdikleri ültimatomlarla “aklını kiraya verenler” coğrafyasında hala insanlar  birbirini yiyor...

Değil mi ki, yıllardır  söylenen hep aynı sözler boş çıkıp, yaşatılan acılar yapanın yanına daima kar kalıyor.

Ve olan hep masuma oluyor...

Kısacası, bu mesele çok daha sürer...

Çok daha gözyaşı ve kan akar o topraklarda...