Mazlum ve çilekeş Uygurların arka dağı Türkiye'dir. Türkiye, ümmetin yetimi olan bu kardeşlerimize sözde değil, özde tam destek verebilse Çin bu kadar zulüm yapamaz. Türkiye'deki medya organları Doğu Türkistan'da olup bitenlere nedense sağır kalıyor. Bu kardeşlerimiz adeta kaderine terk edilmiş durumdadır. Türkiye'nin Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin çektiği sıkıntılar karşısında sessiz kalma hakkı yoktur. Tarih bize onlara sahip çıkma mesuliyetini yüklemiştir. Gözden ırak olan Doğu Türkistan, gönülden de ırak olmasın.
           
Müslüman-Türk kardeşlerimizin adeta destanlaşan bir hürriyet mücadelesi verdiği Doğu Türkistan, gönül göğümüzde dolunaydır. Karanlık gecelerimiz onunla aydınlanır. O ki muhabbetiyle ısıtır bizi. Vaktiyle Doğu Türkistan'da yaşananlar beni son derece üzmüş, bu üzüntü yüreğimde bir şiire dönüşmüştü. İşte o ruh hâlindeyken Doğu Türkistan'ı ve orada yaşananları gönül gözüyle şöyle anlatmıştım: "Yürekler yangın yeri, minareler ezansız/Vicdanlar yağmalanmış, idrakler kör, izansız//Dar’a çekilmiş bülbül, yastadır gonca güller/Zifiri karanlıkta söndürülmüş kandiller//Ölüm kusuyor gökler, boyunlar satırlarda/Gökbayrak dalgalanır imanlı sadırlarda//Uygur günde beş vakit hakikate yaslanır/Kanlı gözyaşlarından seccadeler ıslanır//Çin’de günün özeti: işkence, zulüm, talan…/Mimsiz medenilerin her söylediği yalan//Çalınmış nevbaharın, mahkûmsun zemheriye/Mâziden kuvvet alıp bakmalı ileriye//Umudu katık eyle bayırda, düzde, dağda/Suçun(!) Müslüman olmak bu abus yüzlü çağda //Osman Batur nerdesin? Kardeşlerin dardadır/Esaret yağlı urgan, özgürlük firardadır//İffeti kirletilen; anamız, bacımızdır/Ümmetin yetimleri, onlar baş tacımızdır//Varlığınla ısınır, yokluğunda üşürüz/Gül yüzlü umutları seninle bölüşürüz//Nefret bahçelerinde kan çiçekleri açar/Müslüman'a ölüm yok, mümin cennete uçar//Hüzün dağlar misali, tasalı gönül evi/Zalimleri yakacak hürriyetin alevi//Ey ölümü kuşanan, kefenindir Gökbayrak!/Zemheri soğuğunda yorganın kara toprak //Prangalar da erir, öyle inanıyoruz/Bu mahzun coğrafyaya yürekten yanıyoruz/Esaret zincirini elbet bir gün kıracak/Doğu Türkistanlılar devletini kuracak//Ümmet birlik olacak,  Çin’i boğacak bir gün!/Urumçi semasından güneş doğacak bir gün!…"
           
Müminin gurbeti olan dünya, bütün insanların sınanma yurdudur. Herkes yaşadığı üzere muamele görür. "Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür."(Zilzâl S. 7-8) İnancımız odur ki zalimlerin yaptıkları hiçbir zaman yanlarında kalmayacaktır. Bu dünyada tecelli etmemiş gibi görünen adalet ahirette tecelli edecektir. Herkes tarafına ve duruşuna göre muamele görecektir. Onun için Doğu Türkistan Türkleri çektikleri acılar nedeniyle zararda gibi görünse de, selâm yurdunda bunun mükâfatını fazlasıyla alacaklardır. Zalim Çinliler, Uygur Türklerine yaptıkları kötülüklerden dolayı ceza göreceklerdir. Neticede kazanan mazlumlar olacaktır.
 
Ey vicdanı sağır dünya, ey insanlık iş işten geçmeden gözlerini aç ve Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramını gör! Bigane kaldığın bu hadise bir gün senin de başına gelebilir. Adalet herkese lâzımdır. Allah katında hiç kimse üstün ırka sahip değildir. Üstünlük ancak takvadadır. İnsan hakları palavrasını ağzında sakız eden hovarda demokratlar, siz de yaşananları görün ve sesinizi yükseltin! Bu insanların yerinde sizler de olabilirdiniz. Bizim inancımızda “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışı yoktur. Kötü her yerde kötüdür. Zehirli yılanın ve yalanın masumiyeti olmaz. Yılan yılandır ve tez elden başı ezilmelidir. Körpe çocukların hayalleri, uçurtmalar misali masmavi göklerde sonsuzluğa kanatlanmalıdır.