Yusuf Ziya Alim, yıllardan beri ÇAYKUR Genel müdürlüğüne vekaleten bakıyor. Önemli başarılara imza atıyor.
Ekrem Yüce’ye iki dönem şans verileceğine Rize’nin evladı; Yusuf Ziya Alim’e bir şans verilmeliydi..’ En azından özlük haklarını alması ve başarılarını taçlandırılması için.
ÇAYKUR gibi önemli bir kurum vekâleten yönetilmez. Bu başarıya gölge düşürür. Yönetim zafiyeti doğurur.
Koskoca Rize’de bu makama atanacak kimse bulunamıyorsa…Bu köşenin yazarı olarak TEKEL’de Genel müdürlük yapmış, devleti, ekonomiyi ve bürokrasiyi iyi bilen biri olarak bu hizmete talibim.
ÇAYKUR, milli kuruluşumuzdur. Hepimizin gözbebeğidir. Soframızın vaz geçilmez misafiridir. Dağlara taşlara çay ekildi. Bu başarıya özel sektör rekabeti de eklenince, çayda ‘Altın dönem’ yaşatıldı.
*
Bayram süresince hemşerilerimden hep dert dinledim. Şikâyetlerini not ettim. Amacım, millî kuruluşumuz olan ÇAYKUR’a zarar vermek değil, tespitlerimi ilgililere aktarmaktır.
ÇAYKUR’da bu yıl durum ne? Devlet taban fiyatına, yanı kilo başına 3 TL’nin üzerinde Verdi. İyi bir Fiyat. Sorun şu: üretici bütün çaylarını ÇAYKUR’a satamıyor. Getirilen kontenjan uygulaması üreticiyi mağdur etmeye devam eder.
Nasıl mı? Anlatalım..
Çay ile uğraşanlar bilirler. Çay mevsiminde toplanmasa kartlaşır..Odunlaşır..Ve mevsimi gelen çay bir hafta içinde toplanması  gerekir. Kartlaşmış çay, kaliteyi düşürür.
Kontenjan uygulaması şu:
Bahçenizde bir ton çayınız varsa, en çok 500 kg satabiliyorsunuz. Onu da hemen, aynı haftada değil, 3-4 günde bir sıra gelecek ve topladığınız çayın ancak yüzde 20’sini satabileceksiniz.
Kalan çaya ne olacak?
Ya 3.100 TL olan çayın kilosunu özel sektöre iki TL’nin altında satacaksınız ki, işçi maliyetini bile kurtarmıyor.
Veya çayını zamanında toplamayıp, bahçede sertleşecek, odunlaşacak ve o halı ile sıra gelince ÇAYKUR’a satacaksınız.
Üretici Fahrettin Hatırnaz’in dediği gibi, ÇAYKUR’da sıra gelene kadar bahçenin bir tarafından  birinci sürgün bitmeden, öteki tarafında  ikinci sürgün geliyor..
*
Çayı bilen, gençliğimde çok çay toplamış biri olarak, bu olayın perde arkasını araştırmak istedim. Ankara’daki bildirdiklerimi de ekleyince gerçekler ortaya çıkmış oldu.

Sistematik bir şekilde, üretici özele itiliyor.
Bunu fırsat bilen özel sektör de fırsatı değerlendiriyor.
ÇAYKUR özelleşti mi, özelleşecek mi?” tartışmaları devam ederken, üretici cephesinden özelleşmiş  gibi algılanmaya başlandı..
Üretici soruyor” Durumumuz ne olacak?”
Ama cevap bulamıyor.
Benim tespitim şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rizeli.
Ve Cumhurbaşkanı bizden olduğu sürece bu kurum fiilen özelleşmez.
Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde de özelleştirmesine izin verilmemiş, üretici lehine hep desteklenmişti.
Ancak uygulamada, sistematik olarak özelleşmiş durumda.
Ama kontrolsüz ve denetimsiz olarak yapılıyor.
Durum böyle olunca, vatandaş zorda kalıyor.
Özel sektöre denetim şart.
Devlet, üreticinin hakkını korumalı.” Şu fiyattan düşük alamasın” demeli..
Böyle  giderse, korkarım ki, ÇAYKUR’da “Altın dönem” bitiyor..