A Milli Takım tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor.
Çok geriye gitmeye gerek yok, Lucescu, Terim, Avcı dönemlerini hatırlamanız yeterli.
Bir yılda bir şey siyahla beyaz olur mu, oldu işte Şenol Hocalı takım tek mağlubiyetle grup lideri.
Hazmedemeyenler var, onlar hep oralardaydı zaten.
Hatırlarsanız Güneşli Milli takım Dünya 3.’sü olmuştu, buna da tahammül edememişlerdi.
Ceketini konuştular, kravatını, saçını..
Bu güruhun başında Hıncal Uluç gibi isimler var.
Bu zat, her dönem kendini gündem yapmayı bilen ve bu konuda profesyonel, kimse eline su dökemiyor.
Olur ki bir maçta biri yıldızlaşsa tabiri caizse ona muhakkak bir kulp takar.
İşin ters yönünden algı yönetiminde bulunarak, kendisinin konuşulmasını sağlıyor.
Bütün mesele bu başka şey değil PR dedikleri şey, medyatik olma.
İşe iyi tarafından bakmak işlerine gelmez, zira oradan kendilerine ekmek olmadığını bilirler.
Bunları yazmak dahi aslında onların değirmenine su taşımaktan başka şey değil.             
Ancak, ‘Sükut ikrardan gelir’ sözüne de kapı açmamak lazım.
Hiç kimse eleştirilemez değildir, Şenol Güneş’in de eleştirilecek pek çok yönü olabilir.
Sizce yapılanlar eleştiri mi, yoksa niyet bozukluğu mu?
Türkiye ülke olarak kritik bir dönemden geçiyor.  Fransa karşısında dünya çapında ses getirmişken haydaaa çıkıyor birkaç tip başarıya gölge düşürmeye çalışıyor.
Allah aşkına Arnavutluk maçında Şenol Güneş’in kravatı mı konuşulur?
Pes artık diyoruz, biraz izan diyoruz.

Erman Toroğlu da bu koroya eşlik edenlerden biri.
Milli Takımın başarısında Şenol Güneş’in hiçbir payı olmadığını söyleyebildi.
‘Efendim niye bordo kravat taktı’
Konuşacak başka şey bulamıyorlar, böyle aykırı söylemlerle gündem olabiliyorlar.
Ve bunların A Spor gibi bir kanalda paket programda söylenmesi daha bir feceat.
Şimdiden ön almaya çalışıyorlar onu da yazmak lazım.
Milli takım gruplara Şenol Güneş’le gitmemeliymiş. Gitse elense ‘biz size demedik mi?’ diyecekler.
Bunu yapacaklar, geçmişte yaptılar.

Ne Milli Takım, ne Şenol Hoca, ne takımına gönül vermiş milyonlar…
Bunlara takılmıyor, takılsa bu noktalarda olmazlardı.
Bu Milli Takım yenilgisiz son dünya şampiyonundan 4 puan almış. Bunu başarabilen kaç takım var?
Başarıyı rakibin zaaflarına veriyorlar, yenilgiyi tek kişiye bağlıyorlar böyle insafsızlık da ancak içimizdekilerden çıkıyor.
 
KRİTİK MAÇ: GAZİANTEP FK
 

Trabzonspor ard arda 6 kritik maça çıkacak. Bu maçları en az hasarlı atlatmalıyız. Öncelik Gaziantep Futbol Kulübü maçında. Trabzonspor bu maçı kazanarak hem Krasnodar maçına hem de sonrasında oynayacağı maçlarda moral bulmalı. Eğer, Beşiktaş ve Rize’den sonra Gaziantep maçını 3’te 3’le tamamlarsak işte o zaman şampiyonluktan söz edebiliriz.
 
ABDULKADİR’İN  AMELİYATI
 

Trabzonspor’un Messi lakaplı oyuncusu Abdulkadir Ömür Almanya’da ameliyat olmuştu. Nekahat dönemini yaşıyor. Bazen Trabzon’da, bazen de kontrolleri için İstanbul ve Almanya’da. Abdülkadir’le ilgili bir bilgi verelim. Abdülkadir zor bir ameliyat geçirdi. Sakatlığı uzun sürecek. Ancak menisküs bölgesine yapılan operasyon ile 34 yaşına kadar futbol oynayabilecek. Eğer daha basit ve sakatlıktan erken dönebilecek sistem denense idi Abdülkadir’in 27 yaşında futbol hayatının bitmesi gibi bir durum söz konusu olacaktı. Biraz bekleyeceğiz, sağlam bir Abdülkadir’e kavuşacağız.
 
ONAZİ VE ÇOCUKLAR
 

Trabzonspor’un Nijeryalı orta saha oyuncusu Onazi sosyal sorumluluk projeleri konusunda hassas. Doğan Erdoğan’la birlikte merkez Karakaya Mahallesi İlkokuluna çıktı ve burada Trafik kazasında yaşamını yitiren Trabzonspor taraftarı Gökhan Kılıç adına yaptırılan Kütüphane’yi hizmete açtılar. Ayrıca, Köy ilkokulunda eğitim gören öğrencilerle birlikte güzel bir gün geçirdi. Türkiye’nin duygularını, Trabzon’un geleneklerini kısa sürede öğrenen ve bunları yaşayıp yaşatan Onazi sakatlıktan geç döndü ama bizden biri olarak gönüllerde de taht kurdu.
 
AMATÖR’DEN ALİ GEÇTİ
 

Uzunsokak ile Maraş caddesini birbirine bağlayan Halkevi Sokak, Diplomat Tevfik’in hemen ilerisinde karşılaştık. Durdu, ‘Yusuf Abi tanıdın mı beni?’ diye sordu. Saniyelik duraksadım ardından da ‘Ali Taşlı’ dedim. Ali 1983-1990 yılları arasında Gençlerbirliği’nde oynadı. Düşünün takımın santraforu Fehmi, Sağ açığı Fikret, sol açığı Kibar. Onların takım arkadaşı. Daha bir çocuk. Çabuk ve çalışkan bir oyuncu idi. Futboldan ekmek yiyebilecek bir kardeşimizdi.  Trabzon’un en kaliteli oyuncuları Arafilboyu ve Çömlekçi kökenli idi. Ali şimdi Trabzon’un en eski Taşlı Kıraathanesi’ni işletiyor. Allah sağlıklı yıllar nasip etsin.
 
BİRAZ DA NOSTALJİ
 

1986 yılı. ANAP Trabzon il yönetimi. Nurettin Eroğlu, Osman İlyas, Esat Keskin, Hamit Yalçın, Ali Sabit Aksoy, Hasan Bektaş ve diğerleri.
 
TAKA BİZİM SESİMİZ
 
İyi ki varsın Taka 
Okunmalısın mutlaka 
Karadenizlilerin sesi
Marmara'da bizim Taka
 
Her gün bayiye giderim 
Taka'mla eve gelirim
Sayfalarını satır satır 
Okurum bilgilenirim
 
İstanbul Bursa Sakarya
Kocaeli'nden Tekirdağ'a
Karadenizlilerin gür sesi
Taka okunmalı mutlaka
 
Bayburt Gümüşhane Artvin
Rize Trabzon Giresun
Ordu Samsun ve de Sinop
Sesimiz hep taka olsun
 
İstanbul'da benim sesim
Taka canım nefesim
Bulamazsam bayilerde
Moralim bozulur kesin
 
Şair Süleyman'ın sesi
Küçükçekmece'dir adresi
Her gün bana moral verir
Okuduğum Taka gazetesi
 
Giresunlu Şair Süleyman USTA
İSTANBUL