Biz sizin hakikati çarpıtmadan ve özden ayrılmadan, İslâmiyet'in hükümlerini egemen kılmak için devrim yapmak gerektiğine olan güçlü inancınızı, İslâm devrimciliğinizi sevdik.
 
Biz sizin Doğu'ya ait bir insan olarak belli kalıplara mahkum olmadan Beethoven ve Mozart dinleyişinizi; Dostoyevski ve Balzac gibi Batılı klasik isimleri okuyuşunuzu sevdik.
 
Biz sizin; nefsini ilâhlaştıran müstekbirlerin yanında değil, inançları yüzünden her çağda ezilen ve horlanan mustazafların yanında oluşunuzu, onlara kol kanat gerişinizi sevdik.
 
Biz sizin adaletsizliği büyük bir kararlılıkla zemmetmenizi, kirli mülkiyet karşısındaki örnek tavrınızı,  haram kazanca olan düşmanlığınızı, dünyalıkların dünya hayatını idame ettirmekten başka bir anlam ve önem ifade etmediğine dair sufî anlayışınızı sevdik.
 
Biz sizin "İşçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyiniz" hadisine olan inancınızı, patronların işçilerin kanı ve canı üzerinden para kazanmasını şiddetle kınayışınızı sevdik.
 
oluşunuzu, "İnsanımı sonuna kadar savunacağım. Özgürlüğümü sonuna kadar savunacağım. İnsanlar, yanınızdayım! Yüreğimizi ortaya koyma zamanıdır!" paylaşımınızı sevdik.
 
Biz sizin; "27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz hain darbelerinin hepsi cuma günü olmuştur. Halkın 'mübarek gün' duygusunu istismar etmek için böyle yapıyor olabilirler diye düşünüyorum." deyişinizi ve tespitinizdeki üstün ferasetinizi sevdik.
 
Biz sizin;  28 yaşındayken tertemiz duygularla nişanlandığınız hâlde, bunun evlenmeyle neticelenmemesi karşısında "Gökyüzünde nikâh kıyılmamışsa, yeryüzünde o evlenme olmaz" deyişinizi, nişanlınızın adının baş harflerini bir ömür konunuzda taşıyışınızı, ondan sonra da gönlünüze başka bir aşk sokmayarak vefada sınır tanımayışınızı sevdik.
 
Biz sizin bazı şiirlerinizi iki yüz kez yazdıktan sonra kitaba alışınızı, bu hususta sabır taşını bile çatlatacak bir tavır sergilemenizi, hülâsa yazmadaki örnek titizliğinizi sevdik.
 
Biz sizin, çağlar eskise de hiçbir zaman eskimeyen Allah'ın kanunlarına inanarak ve büyük bir teslimiyetle "Küreselleşme ve kapitalistleşmeye karşı tüm yeryüzü, eninde sonunda, İslâmî düşünceye doğru mutlaka evrilecektir" öngörünüzü ve haklı tespitinizi sevdik.
 
Biz sizin "Eski dille artık yeni düşüncelerin anlatılması mümkün değildi." diyerek Türkçeyi özleştirme hareketini eline yüzüne bulaştıran solcuların elinden alışınızı sevdik.
 
Biz sizin büyük bir ikiyüzlülükle ve pervasızca kapitalistliği İslâmcılığa tercih eden, kabını kirli ve bulanık çeşmelerden dolduran  muhafazakârları şiddetle kınayışınızı sevdik.
 
Biz sizin moda olduğu zamanlarda bile, Marksizme ve komünizme uzak duruşunuzu,  körü körüne ve şeklen Batılılaşmaya ve Batı taklitçiliğine ısrarla karşı oluşunuzu sevdik.
 
Biz sizin; başınıza en küçük bir menfi hadise geldiğinde bile, bahaneler aramadan, sudan sebeplere sığınmadan, pusulayı şaşırmadan,  evvelâ kalbinizi yoklayışınızı sevdik.
Biz sizin; devletin başına kim gelirse gelsin, adeta bir bukalemun gibi iktidara göre renk değiştiren şahsiyet fukaralarının azılı düşmanı oluşunuzu, onların ipliğini pazara çıkarışınızı; "Ne sağcıyım, ne solcuyum, ben sadece İslâmcıyım" deyişinizi sevdik.
 
Biz sizin "Namaz, zamanın kalp atışıdır" diyerek günde beş vakit rüku ve secdeye gidişinizi, namazı layıkıyla kılmaktan öte; adeta ruhunuzla yaşayışınızı sevdik.
 
Biz sizin; kişileri değil düşünceleri esas alışınızı, siyasetten uzak duruşunuzu sevdik.
Biz sizin en zor zamanlarda bile yılmayışınızı, yıkılmayışınızı, bedeli her ne olursa olsun hakikati gür ve kararlı bir sesle bütün dünyaya üst perdeden haykırışınızı sevdik.
Biz sizin kor ateş denizlerde baruttan gemilere Süvari Bey oluşunuzu sevdik.
Biz sizin; yüreğinizde mayaladığınız  sevdanın bir tecellisi olan "Kalbimin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstümde bir tül gibi Kudüs vardır." deyişinizi sevdik.
 
Biz sizin Hakk'a ve hakikate teslimiyetinizi, sırat-ı müstakime adanmışlığınızı sevdik.
Biz sizin bir haysiyet belgesi hükmündeki İslâmî kimliğinizi şerefle taşımanızı sevdik.
Biz sizin tertemiz yüreğinizi yeryüzünün bütün mazlumlarına açışınızı, son nefesinize kadar azim ve kararlılıkla sürdürdüğünüz, ateşten gömlek misali, Klas Duruş'unuzu sevdik
 
Velhasıl sizi çok sevdik Nuri Pakdil Usta! Sizi çok sevdik. Bundan sonra da seveceğiz.