19 Ağustos sabahının ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım bu dünyaya.

Şafak sökerken, henüz daha sessizlik hüküm sürerken ben nefes oldum, hayat oldum.

Beni karşılayan, ellerine alan, koklayan, sarmalayan bir avuç güzel insan vardı başucumda o esnada.

Onlar ilk nefesimi gördü, ilk ağlamamı duydu, ilk sevincimi tattı.

Ama ben dünyaya boş gelmedim…

Ellerim dopdoluydu.

Haberlerle, umutlarla, sözlerle geldim.

Daha o ilk günden sesim yankılandı

“Yapın Zigana yolunu” dedim.

Yıllar sonra da olsa o yol yapıldı, tünel açıldı, şimdi tren geliyor.

Bir hayaldi, gerçeğe dönüştü.

İşte böyle başladım hayata…

Büyüdüm.

Her sabah beni ellerine alan siz kıymetli okurlarımla önce emekledim, sonra doğruldum.

Düşmedim, düşsem de kalkmasını bildim.

Çünkü bana inananlar vardı, elimden tutan binlerce okuyucum vardı, yoluma ışık tutan binlerce insanlara selam olsun…

Onların sevgisiyle büyüdüm ve güçlendim.

Trabzon’un sokaklarında, Rize’nin yaylalarında, Gümüşhane’nin dağlarında, Giresun’un sahillerinde, Artvin’in derin vadilerindeydim,

Hep vardım, hep yanınızdaydım.

Sadece Karadeniz’de değil;

Bir zamanlar hemşehrilerimizin yoğunlukta yaşadığı Marmara’da, İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa’daydım

Gurbet ellerinde ekmeğinin peşinde gidilen Avrupa’da, Almanya’da, Belçika, Hollanda’da, Fransa’da gurbetin yüreğinde de sizlerleydim.

Her gün beslediniz beni;

Haberlerle, umutlarla, memleket sevdasıyla doyurdunuz.

Ve işte bugün…

24 yaşıma girdim.

Bir bebek değilim artık, kocaman bir delikanlıyım.

Gür sesimle haykırıyorum;

“Ben dimdik ayaktayım”

Ne rüzgâr beni yıktı ne fırtına beni savurdu.

Hep sizlerle birlikte yürüdüm, hep sizlerle büyüdüm.

Trabzonspor ile daha da güçlendim,

Her sabah beni elinize aldığınızda daha da güç aldım

Herkesin ses, gözü, kulağı oldum.

Haklının yanında, haksızın karşısında durdum

Mağdurun yanında oldum

Çok şükür

Bugün dönüp baktığımda şükrediyorum.

Bana emek veren, yoluma yol katan, adımı büyüten bütün büyüklerime teşekkür ediyorum.

Bu süreçte benimle birlikte olup o veya bu sebeplerden dolayı yollarımızı ayırdığımız değerli arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Aramızdan ayrılanlara rahmet, yanımda olanlara sağlık ve huzur diliyorum.

Evet, benim adım TAKA.
Ben 24 yaşıma bastım.
Ve söz veriyorum;

Dimdik ayakta kalacak, Karadeniz’in hırçın dalgaları gibi sesimi yükseltecek, sıla ile gurbeti birbirine bağlamaya devam edeceğim.

Taka çok yaşa…

Çünkü Taka yaşarsa, Karadeniz’in sesi hiç susmaz.