2014'te LGS'de (Liseye Giriş Sınavı) tam puan alarak Türkiye birinciliğine ortak olan, üniversite sınavında da ilçe birincisi olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazanıp orada üç yıl okuduktan sonra İTÜ inşaat mühendisliğine devam eden kişi, katil zanlısı olarak tutuklandı.Sanık ifadesinde, “Aramızda husumet yoktu. Nefret ve düşmanlık uyandıracak hareketleri vardı. Bu, bende korkuya neden oluyordu. Bu duygum 5 yıldır var. Bir gün önce kolumda titreme ve huzursuzluk hissi bastırdı” dediği öğrenildi.

Geçen haftalarda basına yansıyan bir haberin özeti ile yazıya başladık. Bu olay, gece gündüz dert ettiğimiz çocuklarımızın sınav başarılarının, insan yetiştirmede o kadar da önemli olmadığını anlatıyor mu? Evet, anlatıyor. Modern eğitim sisteminin “okul” denilen alt sisteminde “öğrenci kişilik hizmetleri” diye bir alt sistemden söz edilir. Gelişmiş ülkelerde bu hizmet alanının daha işlevsel olarak sürdürüldüğünü biliyoruz. Bizim eğitim sistemimizde de 70’li yıllardan beri bu hizmet alanı “Rehberlik” servisi adı ile hizmet vermeye çalışmaktadır. Kabul etmek gerekir ki bu hizmet alanı ülkemizde istenilen düzeyde işlevsel hale gelebilmiş değildir.

Öğrenci kişilik hizmetleri öğrencinin bir bütün olarak ele alınmasını öngörür. Öğrencinin salt zihinsel veya akademik gelişimini önceleyen anlayışın modern eğitim anlayışına uygun olmadığını biliyoruz. Çünkü insan sosyal, psikolojik, duygusal, biyolojik bir varlıktır. Bunların hepsini eğitmek ve geliştirmek eğitim sisteminin hedefidir. Bunlardan herhangi bir alan gelişim göstermezse insanda dengesizlik ortaya çıkar. Ayrıca iyi insan yetiştirme amacında olan eğitim sistemi, öğrencilerin sadece akademik gelişimlerini üst seviyeye getirerek bu amaca ulaşamaz. Uyumlu ve dengeli insan yetiştirmek için pedagojinin temel ilkelerinden olan “bütünlük” ilkesine riayet etmek zorunludur.

Olaydaki çocuğa gelirsek; burada akademik anlamda başarılı, hatta üst düzey sınav başarısı olan bir gençle karşı karşıyayız. Ama bu genç hiçbir nedene dayalı olmaksızın bir insanı öldürüyor. Şimdi bu öğrencinin birinciliği nasıl izah edilecek? Okulun burada sorumluluğu var mı? Elbette var! Sınav odaklı bir sistemin sınav odaklı okulunda başarılı(!) olan bir gencin insan öldürmesini hangi dersin hangi bilgisi açıklayacaktır?Bu gence “Bir insan öldürmek, bütün insanlığı öldürmek demektir; bir insanı diriltmek, bütün insanlığı diriltmek anlamına gelir,” hikmetini öğretmeyen bir sistem, iyi insan yetiştirmede nasıl başarılı olacaktır? Nitekim olamıyor.

Çocuklarımızın geleceğinden endişe ediyoruz; ekonomik kaygılarla onların geleceğinden korkuyoruz. Ama onların “iyi insan” olup olamamaları ile ilgili endişemiz bizi hiç rahatsız ediyor mu? “Bizim okulumuzda İngilizce ağırlıklı eğitim var” reklamına karşı, “Bizim okulumuzda “iyi insan” yetiştirmek asıl işimizdir,” reklamı bizim dikkatimizi ne kadar çekiyor? Çocuğumuzun mühendis olması mı bizi mutlu eder? Yoksa önce iyi insan olması mı? Eğitimden beklentimizi yeniden masaya yatırıp tartışmak yapılması gereken öncelikli işimiz olmalıdır. Okulların amacı, çocuklarımızın ekonomik geleceğini garanti altına almaktan onların iyi bir insan olmalarını sağlamaya evrilmek zorundadır.

İyi ve kişilikli insan yetiştiremeyen sistemin yeniden kurgulanmaya ihtiyacı olduğu açıktır.