Her Antep maçı mevzu olduğunda büyük usta Şener Şen'in erkek güzeli filminde seslendirdiği, hatta seslendirdiği sözü eksik kalır o güzel şivesi ile yeniden hayat verdiği "Antep'in hamamları " parçası, üstadın şivesinden kafamın içinde dolanır durur. Çok büyük bir oyunculuk, oynamamış yaşamış rolünü demek daha doğru olur.
Saygı ve hürmetle anıp geçiyorum meselemize yani futbola!
Rakip, sezona iyi hazırlanmış, 6 maçta 3 galibiyet, 2 beraberlik, sadece 1 mağlubiyet alarak 11 puan toplamış, Trabzonspor’un 5 gol yediği Antalyaspor’u aynı skorla yerle bir etmiş ligin sağlam takımlarından Gaziantep.
Birkaç yıldır bir plan doğrultusunda kadrosunu korumayı başarabilmiş, eksik, aksayan birkaç bölgeyi transferlerle tadil etmiş, Özellikle hücum açısından Alexandru Maxim ve João Figueiredo gibi 2 çok önemli ismi barındıran hiç yabana atılmayacak bir ekip.
Trabzonspor ise transferleri sezona yetiştirmekte geç kalmış, oyun kalitesinin ve bireysel performansların oynadıkça, sezon içerisinde yükselmesi öngörülen, Avrupa yaralarını sarmış olsa da ligde henüz umduğunu bulamamış yaralı bir aslan!
Maç öncesi kafamdaki en önemli soru işareti Kızılyıldız ile yapılan UEFA maçında sakatlanan Larsen’in kadroda olup olamayacağı idi. İlk onbirlerin açıklanması ile Larsen’in kadroda olduğunu görünce derin bir oh çektim.
Abdullah hoca Kızılyıldız maçında üstün bir oyun sergileyen ve galibiyetle dönen takımı 1 değişiklik dışında korumuş. Maxi Gomez 3 yerli kuralının bu haftaki kurbanı olmuş ve yerini Umut Bozok’a bırakmış.
Maça erken gol bulma hayali ile ofansif bir giriş yapan Fırtına 2’nci ve 10’uncu dakikada kalesinde gördüğü iki golle soğuk bir duş aldı. Daha ne olduğunu anlayamadan bir anda 2-0 yenik duruma düştü. İki taraf için de kaleyi bulan toplar tehlike yaratıyordu. Trabzonspor önce Bakasetas ile direğe takılsa da sonrasında Trezeguet ile golü buldu.
Golden sonra da arayan, zorlayan, isteyen taraf Trabzonspor’du. Fırtınanın bu arayışları dakikalar 40’ı gösterirken meyvesini verdi ve Trezequet’in içeri doldurduğu topu elle kesen Antep savunmasının sebep olduğu penaltıda Bakasetas golü buldu ve skora denge geldi.
Bu gol ilk yarının da skoru oldu.
Ev sahibi ekip ikinci yarıya daha dengeli ve kontrollü bir oyunla başladı. İlk yarıda yaşadığı kaza gibi bir krizle karşı karşıya kalmamak adına savunma tedbirlerini elden bırakmadan hücum etmeyi Avcı oyun planının merkezine koymuş gibiydi. İkinci yarının ilk su molasına kadar Bakasetas, Trezeguet ve Bardhi ile Fırtına karşı kaleyi yokladı ama skorbordu değiştirmeye nail olamadı.
Su molası sonrası aksayan sağ bek Larsen’in yerine Bartra kaydırıldı ve oyuna Denswil dahil edildi. Gol bir türlü gelmeyince Ömür ve Maxi Gomez’de oyuna dahil edildi ve tabiri caizse rakip kale ablukaya alındı. Gaziantep oyuncularının oynamaktan çok yatmayı maharet saydığı bu bölümde Maxi Gomez’in yakın mesafeden kafa vuruşu, Bakasetas’ın uzaktan denemeleri ile geliyorum diyen gol 90+8’e kadar maçı izleyen bizleri hop oturtup hop kaldırdı diyebiliriz. 90+8’de transferin yıldızı Bartra savunmadan çıkıp skoru tayin etti (3-2).
30 derece sıcaklık ve yüzde 95’lik bir nemde oynanan maç için Antep’in hamamlarını aratmadı dersek abartmış olmayız. Başlığını Antep’in hamamları olarak belirlediğimiz yazımızı Baklava tadında galibiyet diyerek de sonlandıralım o zaman.
Teşekkürler çocuklar...