Trabzon’a yolu düşen herkesin uğradığı bazı adresler vardır.
Kimi bir kahvehanedir, kimi bir cami avlusu, kimi de yılların biriktirdiği dostlukların mekânıdır.
Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar da Trabzon’a geldiğinde belli duraklardan hiç şaşmaz.
Pazarkapı Mahallesi’nde, ustalık eseri olarak nitelendirilen Hanife Hatun Camii’nde namazını kılar, kandillere katılır.
Ve bazen de otururuz, uzun uzun hasbihal ederiz.
Bu kez de öyle oldu.
Bir saati aşkın süren sohbetimizde aklıma gelen ne varsa sordum.
O da her soruya açık yüreklilikle cevap verdi.
TOKİ’nin başına geçtiği günden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dönemine kadar “arsadan elbise diken adam” olarak anılan Erdoğan Bayraktar, siyaseti hâlâ çok yakından takip ediyor.
Hatta kulisleri de
“Seçim ne zaman olur?” diye sordum.
Net konuştu:
“2026’da seçim olmaz. 2028’e de kalmaz. Büyük ihtimalle 2027’nin Haziran’ı ya da Kasım’ı.”
Sebep?
Ekonomi.
Bayraktar’a göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi üzerinden yaptığı planlama, seçim takvimini de belirliyor.
“Bu ülkenin hatta dünyanın Recep Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı var” diyor ve ekliyor;
“Sandığa gidilir, millet yine oyunu ona verir.”
Muhalefeti sordum.
İsim isim…
Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel, Mansur Yavaş…
Duraksamadan cevapladı:
“Bu üçlü içinde Erdoğan’ı en çok zorlayabilecek isim Mansur Yavaş’tır. İmamoğlu’ndan bakan olur, Özgür aday olur rakip olmaz”
Kabine değişikliği olur mu?
O konuda da tereddütsüz;
“Kesinlikle gerekli. Metal yorgunluğu olanlar var. Ocak ayında yeni kabine açıklanabilir.”
Asıl merak edilen soruyu da sordum;
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisinden sonra koltuğu kime bırakır?
Bu kez daha temkinliydi,
“Bunu kimse net söyleyemez. Ama oğlu Bilal Erdoğan kendini hazırlıyor. Önce parti başkanı, sonra şartlara göre cumhurbaşkanlığı adayı olabilir. Ama Tayyip Bey’in her zaman bir B planı vardır.”
Ekonomi başlığına gelince…
Asgari ücret, emekli maaşları…
Bayraktar’a göre bunlar sandığın kaderini doğrudan etkileyen konular.
“Yıl ortasında ikinci bir asgari ücret ve emekli zammı sürpriz olmaz” dedi.
Murat Kurum’u sordum.
Kısa ve net
“Başarılı, iyi çalışıyor.”
Dış politika?
Övgü dolu
“Akıllı, temkinli ve Türkiye’nin yararına. Erdoğan dünya lideri. Trump da Putin de onu dinliyor.”
Siyasetten biraz uzaklaşıp ticarete geldik.
Kırklareli’ndeki çiftlik…
Bin 200 büyükbaş, günlük tonlarca süt…
Ama henüz kâr yok.
“Şimdilik giderimiz fazla. 3-5 yıl sonra belki.”
Ankara’daki Merkez Ankara evleri projesi ise neredeyse tamam,
3 bin konutun 2 bin 500’ü tamamlanmış.
Sohbeti ustalık eseri, Hanife Hatun Camii’nde getirdik.
Eksikler var.
Toplantı salonları, okuma alanları, ses sistemi…
Yaklaşık 5 milyon liralık bir ihtiyaç…
Ama umutlu
“11 Bağımsız dükkân cami derneğine devredilince tamamlanır.”
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’ten yasal olarak bu 11 dükkânın devrini bekliyor.
Bir saatlik sohbetten geriye kalan şu oldu;
Erdoğan Bayraktar hâlâ siyasetin nabzını tutuyor.
Hâlâ kulis okuyor.
Hâlâ iddialı konuşuyor.
Ve Trabzon’da, onun uğrak yerlerinde yapılan bu sohbet, Ankara’daki pek çok toplantıdan daha fazla ipucu veriyor.
Güzel sohbet için Erdoğan Bayraktar’a teşekkür ediyorum.