Yazar Ali Coşkun Hirik, "Mum Yanığı Zamanlar" adlı hatıra kitabını 53 bölüm halinde yazdığını belirtmiştik. Kitabın 1. bölümünde yazar Hirik, kendini deryaya açılan bir sandala benzeterek doğumunu, ilk çocukluk yıllarını, dedesiyle olan hatıralarını; 2. bölümünde çok sevdiği dedesinin ölümünü ve bu kaybın kendisinde yarattığı derin boşluğu, 12 Eylül askerî ihtilâlinin getirdiği kaos ve karmaşayı; 3.
Şair ve yazar A. Coşkun Hirik, 53 bölümde 57 yıllık bir ömrün muhasebesini yapıyor.
bölümünde büyük bir hevesle aldığı, ayağını vuran yeni iskarpinlerini; 4. bölümünde pazarda ayran satarak kazandığı parayla aldığı bisikletinin hikâyesini; 5. bölümünde gazete okuma ve yazma hevesini, amcasının Almanya'dan kendisine hediye olarak getirdiği daktiloyu; 6. bölümünde kardeşi Serkan'ın Kur'an Kursu hocasından yediği okkalı dayağın kendisinde yarattığı travmayı; 7. bölümünde Gazi Üniversitesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okumak için gittiği Ankara'daki üniversite yıllarını ve yazmaya merak sarışını; 8. bölümünde Ankara'da düzenlenen Gümüşhanelilere dair birlik beraberlik gecesinin sunuculuğunu yaptığını ve o gecede ta lisede sevdiği ve şiirler yazdığı kızla karşılaşmasını; 9. bölümünde o zamanki Gümüşhaneli Adalet Bakanı Oltan Sungurlu vasıtasıyla Ankara'da şair Mehmet Çınarlı'yla tanışmasını, Gümüşhane'nin en uzun soluklu gazetelerinden biri olan Kuşakkaya gazetesinde yazılar yazmaya başlayışını; 10. bölümünde Kelkit'te mezun olduğu lisede vekil öğretmen olarak çalışmaya başlayışını; 11. bölümünde "Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane" adlı sempozyuma bir bildiriyle katılışını; 12. bölümünde TRT'de yayımlanan "Gençliğin Sesi" adlı bir programa katılıp kendisini tanıtmasını; 13. bölümünde askerliğini yapmak üzere Ankara'ya Polatlı Topçu Okulu'ndaki askerî birliğine gidişini; 14. bölümünde Kastamonu'nun İnebolu ilçesi Gemiciler İlköğretim Okulu'nda Türkçe branşında asker öğretmen olarak görev yapmaya başlamasını; 15. bölümünde zamanın Kelkit Belediye Başkanı Adnan Aktaş'ın ölümü üzerine Kastamonu'dan kasabaya dönüşünü ve cenazeye katılışını; 16. bölümünde yazar, babasının kasabada fırını arkadaşından pahalıya alışını; 17. bölümünde Mustafa Karaman adlı bir avukatla tanışmasını ve ondan etkilenmesini; 18. bölümünde kasabada geçirdiği motosiklet kazasını, Kelkit Belediyesi adına bir gazete çıkarışını; 19. bölümünde nişanlılık günlerini, 20. bölümünde arabasına Cemalettin Kaplan'ın adamlarının çarpıp kaçmasını; 21. bölümünde "Kınalı Kuzu" adını verdikleri inekle geçen köy günlerini; 22. bölümünde gazetecilerle yaptığı Sadak Köyü gezisini; 23. bölümünde Kelkit Belediye Başkanı Rüknettin Karaman'la birlikte gerçekleştirdiği bir iftar ziyaretini; 24. bölümünde babasına köyde kerpiçten bir ahır yapmalarını; 25. bölümünde kasabada sahneledikleri bir tiyatronun hikâyesini; 26. bölümünde Ahmet adlı bir arkadaşının vefasızlığını; 27. bölümünde kanser hastası olan anneannesiyle olan hatıralarını; 28. bölümünde minik kızıyla olan anılarını; 29. bölümünde İstanbul'daki kardeşi Serkan'ın yanına gidişini; 30. bölümünde Volkan Konak'la ilgili bir festival hatırasını; 31. bölümünde yoksul bir kızın okulu bırakma öyküsünü ve belediye olarak ona yardım edişlerini; 32. bölümünde şair Dilaver Cebeci'yle olan bir telefon hatırasını; 33. bölümünde kasabadaki Dr. Hamit'le şiir sohbetlerini; 34. bölümünde Kuşakkaya'da yazdığı yazılardan dolayı siyasî baskılara maruz kalışını; 35. bölümünde siyasî baskılar yüzünden kasabadaki belediyedeki işinden ayrılışını; 36. bölümünde kasabalılardan Mehmet Amcanın karga düşmanlığını ve kendisinin öğretmenlik göreviyle Erzurum'a gidişini; 37. bölümünde Erzurum'daki ilk öğretmenlik yıllarına dair hatıraları; 38. bölümünde Erzurum günlerini ve bu şehri içselleştirişini; 39. bölümünde bir mitinge katılmak için Erzurum'a gelen Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı'yla olan hatıralarını; 40. bölümünde Erzurum'da görev yaptığı okulda yaşadıklarını; 41. bölümünde yine Erzurum'daki öğretmenlik hatıralarını; 42. bölümünde bir ekmek hırsızlığının yansımalarını; 43. bölümünde yaşadığı bir onur mücadelesini; 44. bölümünde pazarda tanıştıkları yaşlı bir teyzeyle müdürlüğünü yaptığı okulda öğrencisi olan Hatice ve Kerem'i; 45. bölümünde Gümüşhaneli usta şair Nurettin Özdemir'i, 46. bölümünde "Minik" lakabını taktığı sözde bir arkadaşının kendisini şikayet edişini; 47. bölümünde uzun yıllar sonra bir asker arkadaşının kendisini telefonla aramasını ve bir yılbaşı gecesi huzurevini ziyaret edişini; 48. bölümünde bir şehit cenazesinde yaşananları; 49. bölümünde çok sevdiği babasının hastalanmasını; 50. bölümünde kıymetli annesinin ölümünü; 51. bölümünde Türkiye Yazarlar Birliği kurucusu ve şeref başkanı D. Mehmet Doğan'ı; 52. bölümde geçen ömrün muhasebesini ve 53. (son) bölümde yazar Hirik geçirdiği beyin kanamasını anlatıyor.