Adalet ve Kalkınma Partisi 2001 yılında kurulup 2002 yılında tek başına iktidara taşıyan en önemli etkenlerden Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Y formülüydü.

Yolsuzluk- Yoksulluk ve Yasaklar

Her ne kadar 2001 yılı öncesi koalisyon ve azınlık hükümetleriyle Türkiye siyasette tıkanıp duvara toslamışsa da AK Parti’nin arkasında bir rüzgarın oluşması ve onu iktidar yapan asıl bu üç kelimeydi.

Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan yolsuzluk, yolsuzluk ve yasaklarla ilgili mücadelesini başlatmış ve halk nazarında da önemli bir karşılık bulmuştu.

Bugün AK Parti, 21 yıldır tek başına iktidarda ise bu üç konuyla ilgili verdiği mücadeledir.

Her ne kadar son yıllarda bu konularla ilgili eksen kayması yaşamışsa da Erdoğan’ın sorunları minimize etmek için verdiği gayreti de biliyorum.

İlk olarak meclis lojmanlarını satıp “Her milletvekili kendi evinde oturmalı” anlayışıyla halkın takdirini kazanan Erdoğan, hükümetin tasarruf tedbirlerini uygulaması noktasında da gözle görülür bir başarı sağlamıştı.

Ancak yukarıda dediğim gibi son yıllarda bu sorun yeniden kendini belirgin bir şekilde göstermeye başladı.

Yolsuzluk da yapılıyor

Yoksulluk da yaşanıyor.

Hele hele emeklilerin içinde bulunduğu içler acısı durum kendini iyiden iyiye göstermeye başladı.

Hükümetin tasarrufu var mı?

Çok olduğu söylenemez.

Sosyal medyada Almanya Maliye Bakanının makam aracının bisiklet olduğunu görünce bizim ülkeyi düşündüm.

Avrupa’nın bütün ülkelerinde bakanlar, belediye başkanları işyerine bisikletleriyle gidip gelirken makam aracının ne olduğunu bilmezler

Her yıl dünyaya 18 milyon Mercedes satan, bir o kadar Wolksvagen, Audi, BMW, Porsche, Skoda, Seat, Opel ve Smat araç satan Almanya’nın makam aracı sayısı sadece 9 bin.

Türkiye’de 125 bine yakın makam aracı bulunurken bu sayı Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin civarında.

İtalya’da 29 bin,  İngiltere’de sadece 90 tane

Belçika'da başbakanlara 7, dışişleri bakanlarına 7, çalışma bakanlarına 7, içişleri bakanlarına 6, kalkınma bakanlarına 6, sosyal haklar bakanlarına olmak üzere 72 makam aracı bulunuyor. Valon ve Flaman bölgelerindeki kamu araçları söz konusu rakamlara dahil değil.

Devlete ait uçak filosu bakımından birçok ülkeden de öndeyiz.

Almanya’da 12, Fransa’da 14, İtalya’da 11, Japonya’da 2 özel uçak bulunurken ülkemizde Cumhurbaşkanlığı’nın hava filosundaki uçak sayısı ise Katar’ın tartışmalara neden olan hibe ettiği ‘Uçan Saray’ı Boeing 747-8 model uçakla birlikte 16’ya yükseldi.

Bizde gösteriş, fiyaka, caka.

Bu nasıl bir savurganlık.

Yoksa dünyada bir rekorumuz olsun diye mi bu kadar makam aracı.

Her arabaya da bir şoför tahsis ediliyor.

Bu kadar makam aracına rağmen yine bütün kurumlar özel sektörden araç kiralaması yapıyor.

Türkiye o kadar zengin bir ülke değildir.

Tasarrufu sadece vatandaştan istemeyeceksiniz.

Hükümet tasarrufunu yapacak ki vatandaşına örnek olacak.

Duydun mu Sayın Maliye Bakanım Mehmet Şimşek Bey

Her defasında örnek aldığınız Avrupa’yı bu konuda da örnek almalısınız.

Yoksullukla, yolsuzlukla önlemi ancak böyle alırsınız.