Trabzon’un önemli bir gücü de STK’ları ve Basınıdır. Onların gündeme getirdiği sıkıntıları siyasetçiler takip eder ve sonuç alırlar. Çukurçayır'daki Basın toplantısında Genel Başkan Yardımcısı ile Trabzon Milletvekilleri, il Başkanı, gazetecilerden tek, tek soruları aldı, cevapladılar.
Sorulardan birisi de 350 kişinin çalıştığı İçişleri Bakanlığının Çağrı Merkezi ile ilgili idi: Kapanacak mı?
Bu Merkez geçen yıl kapatılıyordu. Trabzon’daki iktidar mensupları müdahale etti ve devam kararı aldılar.
Ancak uzatma bir yıllıktı.
Zamanı geldi ve doldu. Evlenecek olan var, Ev almış borcu olan var, Ev geçindirecek olan var.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç ile İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya gitti ve durumu anlattı, süreci uzattılar.
Ben Yerlikaya’nın bundan sonra çağrı merkezini kapatacağını sanmıyorum.
Trabzon Ankara’da çok güzel bir fotoğraf daha verdi.
Bu kez Murat Kurum ile.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a Trabzon tam kadro gitti.
Milletvekilleri, İl Başkanı, Bakan Yardımcıları, TOKİ Başkanı Levent Sungur ile Trabzon’u masaya yatırdılar.
Trabzon Uzunkum Sahil Projesini Büyükşehir ile TOKİ birlikte hayata geçirecek.
Gerçekten de bir elin nesi var iki elin sesi varmış.
AK Parti kurulduğu günden itibaren kendi içinde önemli çekişmeler yaşadı.
Bu sıkıntılar Trabzon’a kaybettirdi.
Belediye Başkanları ile Bakanlar konuşmadı.
Milletvekilleri ile Bürokrat birbirine küstü..
İl Başkanlarına zaman, zaman kazan kaldırıldı.
Şu dönem büyük bir şanstır.
Bu birliktelik bulunmuşken seçimlere kadar Trabzon’un raylı sistemi de ciddi mesafe alır, Uzunkum projesi de hayata geçer.
Trabzon’a yeni istihdam yatırımı da gelir.
Sevgili okurlar
Bir fotoğrafta İstanbul’dan düştü önümüze.
Deprem İstanbul’u 6.2 ile sallamıştı.
Türkiye’nin kalbi olan İstanbul için harekete geçildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İstanbul Belediye Başkan Vekili dahil tüm İlçe Belediye Başkanları buluştu, depreme hazırlığı konuştular.
Dönüşüm, toplanma alanları, tahliyeler ve yollarım durumu masaya yatırıldı.
Güzel bir toplantı yaptılar.
Bu buluşma İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Cezaevine girdikten sonra mı yapılabildi?
Yoksa o Belediye Başkanı olsa idi, yapılmayacak mı idi?
Sorunu Bakanlık mı, Başkanlık mı çıkarıyordu?
İmamoğlu ‘Ben İstanbul’un Başkanıyım, Kurum seçimde yendiğim rakip’ deyip aynı masaya oturmayacak mı idi?
İktidar her attığı adımda İmamoğlu’na ‘Gözünün üzerinde neden kaşın var’ diyordu, Ekrem İmamoğlu ise Cumhurbaşkanı ve Bakanlarla normalleşmeye çalışanları fırçalıyordu.
Deprem AK Parti ve CHP Belediyelerini birleştirdi.
Ben şunu yazmıştım. ‘İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı için çok acele etti.’
Ankara ve İstanbul’daki gazeteciler ise şöyle yazıyor:
‘Siyasette vefa yoktur. Birkaç aya kadar İmamoğlu unutulur. Çünkü siyasetçisi de bürokratı da, belediyecisi de Ege ve Akdeniz’deki yazlıklarını temizlettiriyorlar. Tatile çıkacaklar!’