Yaklaşık bir hafta önce İstanbul'da okulun birinde elim bir olay oldu. Okuldan atılan bir lise öğrencisi okulu basıp Öğretmeni silahla ölümüne sebebiyet verdi. Allah gani gani rahmet eylesin.

Öldüren çocuk Iraklı.Bu mülteciler artık sıkıntı olmaya başladı. Ülkemde yaklaşık on beş milyon mülteci var. Afgan, Suriye ve Iraklılar ülkem için güvenlik sorunu oluşturmaya başladı. Bu mültecilerin vakit geçirmeden ülkelerine dönmeleri için plan yapılması lazım gelmekte. Bu böyle giderse yakın zamanda bu mülteciler bizler için daha fazla sorun olacak gibi duruyor. Dünyada hiçbir ülke bu kadar mülteciyi ülkesinde barındırmaz. Barındıramaz.

Mültecilerin ülkesine dönmesi için herhangi bir sebep kalmadı. Artık Afganlılar Afganistan'a Iraklılar Irak'a ve Suriyelilerin Suriye'ye dönmemesi için herhangi bir sebep kalmamıştır. Bu ülkelerde savaş durmuş gibidir.

Öğretmenler var güçleriyle bizlere emanet edilen evlatlarımızı ailesine vatana millete hayırlı olması için gayret göstermekteyiz. Milli Eğitimde bundan yirmi otuz sene önce veliler evlatlarını okula gönderdikleri zaman öğretmenlere tamamen güvenmekteydiler. Hangi birimiz Öğretmenden dayak yemedik ki?! Allah hepsinden razı olsun. Onlardan dayak yedikten sonra  ancak adam olduk.

Yaklaşık on yıldan beri velilerin ve öğrencilerin oyuncağı olmuş durumdayız. Bizler öğrencilere susun demekte bile sıkıntı çekmekteyiz. Öğrenci psikolojim bozuldu diye velisini okula göndermektedir. Ben yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Bir Öğretmenimiz sınıfta öğrenciler sussun diye kitabı hafifçe masaya vurduğunda öğrenci psikolojisi bozuldu diye velisini okula gönderdi ve okul idaresine şikayette bulundu. Okul idaresi de Öğretmeni çağırıp savunmasını almıştı. Nereden nereye!

Şimdilerde Öğretmenler öğrenci ve velilerin elinde oyuncak olmuş durumdadır. Öğretmen ne yapsın?! Öğrenci profili değiştiğinden dolayı derslerde çok zorlanmaktadırlar.Öğretmenlerimiz ders boyunca öğrencileri mi sustursunlar yada ders mi anlatsınlar?! Burada veli profili de değiştiğinden dolayı Öğretmenlerimiz çok sıkıntı çekmektedirler. Veli çocuğunun yetişmesinden ziyade Öğretmenin açığını araştırmaktadır. Neki öğretmen hata yapsın da okula gelip olay çıkarsın.

Burada eğitim sendikaların bu elim olay üzerine beraberce eylem kararı almaları güzel olmuştur. Memur sen Türk Eğitim Sen ve Eğitim Sen ortaklaşa eylem kararı alıp hayata geçirdiler. Öğretmenler bir gün derse girmeme kararını hayata geçirip cuma günü derse girmediler. İnşallah bu eylem bir ilk olur ve sendikalar böyle elim olaylarda ortaklaşa kararlar alıp hayata geçirirler.

Öğretmenlik mesleği en kutsal meslektir. Çünkü nesil yetiştiriliyor. Bundan dolayı maddi olarak sıkıntı çekmemeli evinde sıkıntı olmamalı ve yarın ne yiyip ne giyeceğim diye düşünmemelidir.

Bakınız Peygamberimiz birgün mescide geldiğinde iki grupla karşılaşmıştır. Bunlardan biri Kuran okumakta diğer grup ise İslami ilimlerin öğrenilmesi üzerinde durmaktadırlar. Peygamberimiz birinci gruba dönerek sizler güzel bir iş yapmaktasınız ama ben Muallim olarak gönderildim diyerek ikinci gruba dahil olmuştur. Peygamberimiz bir Peygamber ve bir Devlet Başkanı olduğu halde Öğretmenliğini ön plana çıkarması Öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğunun delilidir.

Buradan tüm yetkililere seslenmek isterim ki Öğretmene kalkan el kırılmalıdır. Ayrıca Öğretmenlerimiz maddi ve manevi olarak desteklenmelidir.

Öğretmene kalkan el kırılmalıdır...