Sevgili Başkanım; Trabzonspor’un 38 yıl aradan sonra şampiyon olmasındaki katkınızı hepimiz biliyoruz.
Yarım asır sonra bu takıma gönül veren, uğruna canlar verdiğimiz, futbol şehitleri verdiğimiz Trabzonspor’un şampiyon olması için verdiğiniz amansız mücadelenizi de biliyoruz.
Şampiyonluğa koştuğumuz sezon futbolcu alacaklarının ödenmesi için cebinizden ne kadar para harcadığınızı da biliyoruz.
Hiçbir karşılık beklemeden sadece Trabzonspor aşkı için gerek maddi ve gerekse manevi olarak hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığınızı da biliyoruz.
Geçmişteki birçok başkandan farklı olarak kulübe sağladığınız maddi katkının geri alınması için hiçbir çabanızın olmadığını da biliyoruz.
Bu takımın başarılı olması için halen aynı gayret ve çaba içerisinde olduğunuzu da biliyoruz.
Hiçbir spor kulübünün kendi imkânlarıyla döndürülemeyeceğini bilenler olarak hala aynı fedakârlıkta bulunduğunuzu da biliyoruz. Takımın başarılı olabilmesi için var gücünüzle her türlü imkânı sağladığınızı da biliyoruz.
Futbolcu alacaklarının büyük çoğunluğunu sadece kulübe gelen paralarla değil cebinden karşıladığınızı da biliyoruz.
Sadece biz değil cümle âlem biliyor.
Değerli başkanım;
Trabzonspor kulübüne öyle bir sarılışınız var ki bir babanın evladına sarıldığı kadar samimi ve içten olduğunu da milyonlarca taraftar olarak hepimiz görüyoruz.
2023-2024 sezonu için iyi transferler yapmanıza rağmen özellikle Galatasaray ve Çaykur Rize maçları mağlubiyetinden sonra binlerce taraftarın transfer haykırışına sessiz kalmadınız.
Kulübün kasasında para olmamasına rağmen gidip yeni transferler yaptınız. Hem de sıradan olmayan kaliteli oyuncular. Öyle zannediyorum ki o paraları da cebinizden ödediniz.
Onuachu, Mendi ve Pepe gibi kendini ispatlayan oyuncuları aldınız. Hem de etiket fiyatına bakmadan. Kalite ve kalibresi yüksek üç oyuncuyla takımı daha da güçlendirdiniz.
Hele bir Onuachu aldınız ki maşallahı var. Allah nazardan saklasın. Üç maçta üst üste gol atarak Trabzonspor’un tarihine geçti. Üçte üç yapan bir de Nwakeme’miz vardı.
Artık kimse yeni transferler yapılsın istemiyor. Bireysel olarak bakıldığında Trabzonspor’da kaliteli oyuncular vardır. Kendini ispat eden ve Trabzonspor’da direkt oynayacak oyuncuları vardır.
Ancak ligde geride bıraktığımız 7 hafta içinde gördüğümüz şu ki Trabzonspor kaliteli oyun oynayamıyor. Yani Trabzonspor’un adına yakışır bir futbol sergileyemiyor.
Ligin en iyi takımından en yeni ve ucuz takımına kadar hepsinde aynı durumu yaşadık. Beşiktaş, Galatasaray maçında da topla oynama oranı yüzde 30. Rakip yüzde 70 ile oynarken Trabzonspor yüzde 30 oranında topa sahip.
Beşiktaş maçında da böyle Pendikspor maçında da.
Hadi Beşiktaş’ı Galatasaray’ı anlarım da Pendikspor maçında yüzde 30 topla oynama oranı da neyin nesi.
Sevgili Başkanım
Küçümsemek adına söylemiyorum ama bir mahalle takımı hüviyetinde olan Pendikspor bizi kendi saha ve seyircimiz önünde kendi alanımızda hapsedecek sonra da hocaları Osman Özköylü kameralar karşısına çıkıp “Oyunun galibi biziz” diyebilecek.
Değerli Başkanım;
Hepimizden çok siz de iyi bilirsiniz ki Trabzonspor iyi oynadığı zaman mağlup olsa da binlerce taraftar alkışlayarak sahadan uğurladı.
Bizim taraftarımız şunu istiyor. Trabzonspor iyi oynasın, adına yakışır şekilde oynasın, sahada ezilmesin, cesaretli bir futbol sergilesin, yenilirse de yenilsin. Hele de bunu büyük maçlarda daha çok hissederek yaşıyor.
Taraftar, Trabzonspor formasına yakışır, kaliteli, hızlı, korkak olmayan, saldıran ve göze hoş gelen seyir değeri yüksek bir futbol istiyor. Pendikspor gelip sana Papara Park stadını dar edecekse varsın o galibiyet gelmesin.
Ki o galibiyette yaptığı ve özellikle son dakika kurtarışlarıyla kurtaran Uğurcan Çakır’ın katkısı büyüktür.
Geçen yıl ve bir önceki sezon nakış gibi bir futbol oynayan Trabzonspor’a bu sezon ne oldu anlamış değilim.
Sevgili başkanım;
Belli ki takım içerisinde bazı sorunlar var. Var ki sahaya yansıyor. Sırıtıyor. Bu takımda sorun var diyor.
Nedir bilmem.
Para sorunu olduğunu sanmıyorum. Ama bir huzursuzluk var. Futbolcuların rahatsız olduğu bir durum var belli ki. Bu sorun hocayla ilgili midir bilmiyorum. Ama daha önce Abdullah Avcı’nın söylediği “Kimse bu takımdan daha üstün değildir” açıklamasını Nane Bjelica da tekrarlıyorsa içeride ciddi bir sorun var demektir.
Gelelim Bjelica’nın zaaflarına. Hiçbir teknik adam 2-0 önde geçtiği maçı 3-2 kaybetmez. Çok istisnai bir durum olmadıktan sonra böyle bir skor almak başarılı bir hocanın yapacağı iş değildir. Hiçbir şey yapamazsanız bile 2-0’lik avantajı korursunuz. Tribünden bir taraftar indirseniz kulübeye Hatay maçını kaybetmezdi. Hakeza Rizespor maçı öyle. Pendikspor maçı 5 dakika daya uzasaydı o maçı da kaybetmemiş içten bile değildi.
Belli ki bu takımın gömleği Bjelica’ya biraz geniş geldi. Hem oyunu okuyamıyor hem oyuncu değişikliğini yapamıyor hem de takımı yüzde 30 oranıyla oynayacak. Futbolcu kondisyonu da 60. dakikada bitecek.
Sevgili Başkanım,
Sorunlar daha fazla büyümeden neşteri vurmalısınız. Takımda yaşanan bütün bu sorunları siz çözeceksiniz kıymetli başkanım Ertuğrul Doğan. Yönetim olarak bu yarayı siz iyileştireceksiniz sevgili başkanım. Unutmayın, işinizi yanlış yapmadığınız sürece Trabzonspor’un vefakar ve cefakar taraftarı her zaman yanınızda olacaktır.