İnsanoğlu övülmeyi sever. Takdir edilmekten hoşlanan insanoğlu, takdir edildiği zaman güdülenir. Güdüleme insanın dış etkenlerle yapması gereken işi istekle yapması durumudur.

Belli amaçlara ulaşmak için güçlü olma ya da istekli olma hali olan güdülemede birçok dışsal etken söz konusudur. Bu etkenler bireyi güdüleyen önemli motivatörlerdir. Dış etkilere bağlı olarak ortaya çıkan isteklilik hali, elbette kişinin kendi kendini motive etmesinden daha az güçlüdür. Buna göre kişinin kendi kendini güdülemesi durumu olan içsel motivasyon dışsal motivasyondan daha değerlidir. Ama bazen bireylerin dışardan motivasyona ihtiyaç duymaları durumu da normaldir. Ne var ki “Sokma akıl yedi adım gider” atasözümüzün belirttiği gibi, dışsal motivasyonun etkisi içsel motivasyonunun etkisinden çok daha güçlüdür. İnsanın güdülenmesi dışsal motivatörlerle daha iyi ortaya çıkmaktadır. İçsel motivasyonun ortaya çıkması çok daha güç bir durumdur. O halde dışsal motivasyon uygundur. Ama dışardan motivasyonun herhangi bir zorlamaya dayalı olmaması gerekir; zorla güdüleme olmaz. Bir Fransız atasözü diyor ki, “Atı zorla suya götürebilirsiniz ama ona zorla su içiremezsiniz.” Bizim kültürümüzde zora dayalı motivasyonun revaçta olduğunu biliyoruz. Çalışmayan öğrencimizi çalıştırabilmek için onu zorlamamız buna örnektir. Yahut öğrencilere “sizden bir şey olmaz” diyerek onları motive edebileceğimizi sanırız. Oysa zorla, korkutarak kimseyi istekli hale getiremezsiniz.

Güdülemeyi araştıran araştırmacılar, güdülenen kişilerde temel unsurun, kişinin kendisini başarılı hissetmesi olduğunu tespit etmişler. Yetişkinler üzerinde yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılan yetişkin kişilere, çözmeleri için on bulmaca verildi. Bulmacaları çözdükten sonra, araştırmaya katılanlara sonuçlar açıklandı. Açıklanan sonuçlar tümüyle uydurmadır. Araştırmaya katılanların yarısına on üzerinden yedi tanesini doğru çözdükleri söylenmiştir. Diğer yarısına ise başarılı olamadıkları, on taneden yalnızca üç tanesini çözebildikleri açıklanmıştır. Daha sonra bu kişilere onar bulmaca daha verilmiştir. İlk uygulamada başarılı oldukları söylenenler ikincide gerçekten daha başarılı olurlarken, kötü sonuç aldıkları söylenenler ikincide gerçekten daha başarısız olmuşlardır. Geçmişteki kişisel başarıyla kurulan sıradan bir ilişki bile, açıkça görüldüğü gibi, insanı daha fazla çaba harcamaya, daha başarılı olmaya güdülemektedir; böylece daha iyi sonuç almamızı sağlamaktadır.

Bu deneyi nasıl okumalıyız?

Buradan kişilerin güdülenerek kendilerini başarılı hissettiği söylenebilir. Kişinin olumlu cümleler duyması, onun işine bilinçli bir şekilde bağlanmasına sebep olmaktadır. Denebilir ki, insanlar dış motivatörlerden iyi ve güzel şeyler duyarak bilinçli bir biçimde işlerini yapmaya istekli hale geliyorlar. Bu durum da onları motive ediyor.

Bu araştırmadan ayrıca olumsuz motivatörlerin kişiyi bilinçli motive etmede işe yaramadığını da anlayabiliriz.

O halde mümkünse öğrencilerin içsel motivasyon marifetiyle güdülenmesini sağlamak için eğitimciliğimizi konuşturalım. Olmazsa, o zaman, dışsal motivatörlerin hepsinden yararlanmaya çalışalım. Bunun tek istisnası var; olumsuz motivatör, kimseyi motive etmez. Atasözümüz bu konuda şöyle diyor: Bir kişiye kırk defa deli derseniz o kişi deli olur. Tabi önemli olan karşımızdakine kırk defa veli diyerek onun motive olmasını sağlamaktır. Başkalarını övmekten çekinmek, iyi bir motivasyon unsuru olmamak anlamına gelir. İnsan övülmeyi sever, övülmek isteyen insanı abartmadan övmekten kimseye bir zarar gelmez, aksine fayda gelir!..