“Kovid” artık hiçbir engel tanımıyor. Atalar derler ki: “azan adam ya belayı ya da salayı getirir”. Kolay değil bir yıla aşkın süredir Dünya Kovid belası ila boğuşuyor. Hastalığın yayılması kontrol edilemez oldu. Her gün yüzlerce can virüse kurban ediliyor. Artık dalga dalga yayılma gösteren bu bela biz de de gerçek gücünü net şekilde göstermeye başladı.

İstanbul, İzmir, Bursa’nın yanı sıra bölgemizin şirin illerinden Ordu’da işler tamamen çığırından çıktığına dair basında haberler yer almaya başladı. Trabzon’un Ordu’dan çokta arda kalan yanı yok. Kanuni Araştırma Hastanesinin tamamen Kovid hastalarına yönelik hizmet vermeye başladığına dair  söylemler var.  Sağlık Bakanlığı bu konuda alarm veriyor. Velhasılı her taraf toz duman.
Elbette ki bu sorunu sadece biz değil, dünya virüs ile boğuşuyor.  Onca perişanlığa, çekilen eziyetlere ve kayıplara rağmen hiçbir şey yokmuşçasına hala daha maskesiz dolaşan, burnu dışarıda maske takan, koluna maske bağlayanlar aymazlar var. Hafızam almıyor, aklım duruyor bu nasıl bir beyindir ki, etrafında olup biteni algılayamıyor. Acaba beyinleri mi yok. Belki de bu türlere virüs testi değil de beyin testi uygulamalı.

En azından insan denen varlıkta bir vicdan denen kürsü var. Bu aymazlığın beşere, devletimize ve kendimize olan zararını bile umursamamak nasıl bir mantık. Şu solunum cihazında çırpınan hastaları gören bir insan bunca aymazlığı nasıl sergiler? Nasıl bir varlıksınız, hiç mi insafınız yok?!