Hayatta en zor şey hedefsiz bir kitleyi motive etmektir. Bu teknik heyet için de böyledir, futbolcu grubu için de böyledir hatta gazeteci için bile durum böyledir.

Her yazısının başına bir maç önü analizi ya da bir hikaye ekleyerek daha okunası metinler oluşturmaya şiar edinmiş bir yazar olarak ben bile 3 günde kendimi maça konsantre edemedim. Oysa normalde maça konsantre olmak için özel çaba sarf etmem. Bir önceki maçın bitimiyle bir sonraki maçın havasına girebilen biriyim.

İç dünyamda verdiğim çetin mücadelenin finalinde dedim ki kendime; takımın hedeflerinden sapmış olabilir ama senin bireysel hedeflerin var. En iyi olmayı hedefleyen birisi olarak en iyisini yapmalısın.

Futbolcu kitlesi, teknik kadro vs.. içinde durum böyle olmalıdır bana göre. Takım hedeflerden uzaklaşmış olabilir, futbolcu mevkisinin en iyisi olmayı arzulamalı ve bu inançla çalışmalı, savaşmalıdır. Hayalleri olmayanların hedefleri de olmaz. Aksi halde iki hafta önce şampiyonluğa oynayan takımın 5-10 milyon Euro'luk topçusu iken 5 hafta sonra düşme hattı kenarında dolaşan takımın atıl oyuncusu durumuna düşebilirsiniz.

Bu bağlamda oyuncuların karakter ortaya koyması gereken, hayati öneme haiz bir maç olarak çıktı karşımıza Erzurumspor maçı. Alanyaspor hezimeti sonrası ya mağlubiyetler serisine bir maç eklenecek yada yiğit düştüğü yerden kalkar diyecekti fırtına.

Kadrolara baktığımızda; Vitor Hugo'nun yokluğunda Abdullah hocanın defansa ve orta alana neşteri vurduğu, Hüseyin ve Hosseini ile defansı, Yunus ve Abdulkadir Parmak ile orta sahayı yeniden şekillendirdiği görüldü.

Kadro rotasyonuna bir de bu mevsimde Erzurum gibi soğuk bir iklimde top oynama zorluğu eklenince ilk yarı çok bir aksiyona şahit olamadık. Zemin öylesine buzlu ki oyuncular oynamaktan ziyade ayakta durmaya daha fazla efor sarf ettiler dersek abartmış olmayız. Buna rağmen ilk yarının belki de tek pozisyonuna dakikalar 30'u gösterirken Trabzonspor girdi. Erzurumspor savunmasının hatasında rakibi eksik yakalayan Nwakaeme, Djaniny ikilisi kaçırmanın atmaktan  zor olduğu bir hızlı hücumda Nwakaeme ile topu rakibe teslim etti.

Ekipler ikinci yarıya da farklı başlamadılar. Kişisel hatalar dışında iki tarafın da gol bulma şansı yok gibiydi. Erzurumspor'un bir tık daha istekli, bir tık daha üstün oynadığını da söylemeliyim. Bu kısır oyuna rağmen 75'te Erzurumspor ve 78'de Trabzonspor birer net pozisyondan yararlanamadı. Maçın son dakikalarında her iki ekip de cılız birkaç pozisyon yakalasa da skorbordu değiştirmeyi başaramayınca maç başladığı gibi berabere bitti

Hedefsiz ekip Trabzonspor açısından bu maçı; rahmetli İbrahim Erkal'ın “Erzurum çarşı Pazar” türküsünde tarif ettiği turistik bir gezi olarak nitelendirebiliriz.