Son Alanya maçı ile birlikte görüldü ki, TFF’nin başına kim gelirse gelsin, değişen hiçbir şey olmayacak ve Trabzonspor’un önü kesilmeye devam edilecek. 70’li 80’li yıllardan gelen bu husumet, 2011 şike süreci ile tavan yapmıştır. Anlaşılan o ki, TFF ve MHK Trabzonspor’a bir diyet ödetmektedir.

Hakkı gasp edilen, aşağılanan, basın yayın organları tarafından görmezden gelinen, kendi değerleri tarafından bile kişisel menfaatler nedeni ile bir avuç emperyaliste teslim edilen Trabzonspor, öylesine büyük bir camia ki, geçmişte olduğu gibi, bugün de bir başkaldırının sembolü olmaya devam etmektedir. Camiada sağlanamayan birlik ve beraberlik, emperyal güçleri daha da cesaretlendirdi ve koca bir camia kolayca harcanır hala geldi. Özellikle ligin zirvesine yaklaştığımız her sezon, TFF MHK aracılığı ile bir balyoz gibi Trabzonspor’un başına inerek, haddimizin ve yerimizin en fazla ilk beş olduğunu bildirmiştir. TFF ve MHK Trabzonspor’u harcarken, iş adamlarının, taraftarların ve özellikle de siyasilerin sessiz kalmaları anlaşılır bir durum değil.

Trabzonspor tarihinde, ilk kez taraftar bir maçın alınmasında bu kadar etkili oldu. Son haftalarda yaşanan haksızlıklar, Alanya maçında zirveye çıkınca, taraftar isyan ederek bir başkaldırı sergiledi, sahada mücadele etmeyen oyuncularda seyircinin bu tavrı karşısında mecburen bir duruş sergileyerek rakibin oyununa reaksiyon gösterdi. Bu reaksiyonun bir başka nedeni de Abdulkadir Parmak’ın haksız yere kırmızı kart görerek takımı 10 kişi bırakması idi. Çünkü Beşiktaş maçında olduğu gibi bu kartın rendi sarı olmalıydı.

Trabzonluyum ve Trabzonsporluyum diyen herkesin, bu haftadan itibaren, TFF’nin ve MHK’nin ali cengiz oyunları karşısında birlikte hareket etmesi kaçınılmazdır. Yıllar sonra ilk kez şampiyonluk yolunda bu kadar iddialı duruma gelen Trabzonspor’un, masa başı oyunlarına kurban edilmemesi için kimin gücü neye yetiyorsa, o gücü sonuna kadar kullanmalıdır. Bu yolda, sevelim sevmeyelim, yönetimi yalnız bırakmaya kimsenin hakkı yok. Artık şunu anlamamız lazım, içimizden birileri bizi yıkmazsa dışarıdan gelebilecek hiçbir hainlik Trabzonspor’u yolundan alıkoyamaz.

Teknik ekipte kendini sorgular ve yaptığı hatalardan ders çıkarır, özellikle de her şeyi ben bilirim havasından kurtulursa, bundan sonra bu takımın hızını kimse kesemez. Herkesin yetersiz dediği bu kadroyu oluşturan oyuncuların duruşu ve teknik ekibin bu oyunculara olan güveni, o seneyi bu sene yapabilir.