Baştan sunu söyleyelim; Çaykur Rizesporlular yatıp  kalkıp  ligdeki  Sivas gibi, Bodrum gibi takımların varlığına dua edelim..

Zira, yaptığı ancak pek yararını göremediği transferlerle Avrupa umuduyla sezona başlayan Yeşil-Mavililerin bir sezon boyu yaşanan istikrarsızlığı bir türlü önleyemeyen teknik direktörü İlhan Palut’un bu anlayışıyla kümede kalması çok zor olurdu.

Sezon başından beri yazıyoruz, söylüyoruz ama değişen birşey olmuyor.

Bu takım Palut’la futbol oynamıyor, idare ediyor.

Ancak ne hikmetse sanki , ‘ En iyisini ben bilirim’ mantığındaki Palut’un takımı da aynı hataları yapmaya devam ediyor.

Topa daha çok sahip olup gezdirmekle maçlar kazanılmıyor hocam..

O topu karşı kaleye kaç defa soktuğuna bakılıyor.

Buna yapamadıktan sonra sabaha kadar çevirsen de o topu bunun adı futbol olmaz..

‘Ortada sıçan’la da maçlar kazanılmaz..

***

Kaldı ki dert bir değil ki.

Palut’un takımında nereyi tutsan elinde kalıyor.

Bu umut Nayır sezon boyu 3 gol atmış, ikisi sana.

Hem de Samet ve Alikulov gibi hava üstünlüğü olan iki stoperin önünde kafayla!

Sayın Hocam bu takımı iki gün önce götürdün ya Konya’ya,

‘Havasana, suyuna alışsın’ diye.

Lakin macta gördük ki Rizesporlu oyuncuların alıştıkları tek şey bir türlü çare bulamadığın pasif futbol anlayışı,,

**

Bence yönetimin sezon sonunda yapacağı ilk iş ,İlhan Hoca’ya hizmetleri için teşekkür edip takımı Çaykur Rizespor’u gerçek kimliğine kavuşturacak bir teknik adama emanet etmektir.

Zira seneye Süper Lig’de Sivas gibi,Bodrum gibi takımlar zor bulursun..

Allah korusun..

Bu takım bir kez daha elden kayarsa elini taşın altına sokup geri getirecek birini de zor bulursun..

Bu durum Süper Ligin belki de borçsuz tek takımına hiç yakışmıyor..

Acı da söylese dosta kulak vermekte yarar vardır.