Bayılıyorlar böyle işlere. Spor programı yapanlardan bahsediyorum. “İstenmeyen olaylar” diyorlar ama çoğu son derece memnun…

Ama memnun değilmiş gibi yapıyorlar.

Ağızlarını şapurta şapurta konuşuyorlar; güya şiddeti eleştiriyorlar…

Rekabet duygusuna şiddete çeviren onlar. Zaten bundan besleniyorlar.  İnsanları TV başına çekmek için daha heyecanlı anlatacakları, Reyting yapacak ne var ki onlar için?

Bu konuyu çok iyi biliyorlar…

Hakemi yorumlayan program, maçın naklen yayınlandığı kanaldan çok seyredildiğini biliyor muydunuz?

Ama onlar biliyor…

Mesele futbol değil aslında…

Mesele linç duygusunun cazipliği ve bunu çok iyi biliyorlar...

Mesele, rekabetin cazipliği…

Sporun münakaşaya ve kavgaya çevrilmesi…

Futboldaki “istenmeyen olaylar” dedikleri şey, aslında istenen olaylar…

Ama istenmiyormuş gibi yapılıyor…

Bu olayları, kim “istenmeyen olaylar” olarak ilan ediyorsa, biliniz ki en çok onlar istiyor…

Adına “istenmeyen” diyecek ki, istedikleri anlaşılmasın. Adamlar bütün TV kanallarını istila etmiş, reyting uğruna istediği kışkırtıcılığı yapıyorlar…

“Deli” gibi konuşuyorlar…

Atlayıp zıplıyorlar…

Sokaktaki genç ne yapsın? (Bu söylediklerimden, şiddeti destekliyormuşum gibi bir mana çıkmasın)

Siz bu konuları gerekenden çok konuşmazsanız, öneminden çok önemsemezseniz, büyütmezseniz kimsenin de bu kadar umurunda olmaz…

Kimse kavga etmez...

Normalini yapmıyorlar çünkü bu sayede futbolunu pahalı bir ürün haline getiriyorlar…

Görevleri bu aslında…

Çünkü oradan besleniyorlar. Ve sporu kişiselleştirip, yenmeyi yenilmeyi kişilik değeri, aşağılanma ölçüsü olarak gösterdikleri için de, işin içine şiddet giriyor…

Öfke ve şiddet aşağılanmaktan, küçük düşürülmekten ve yok sayılmaktan doğar.

Aynı şey Avrupa’da da var. Orada da şiddet var. Çünkü “futbol rekabeti” bütün iktidarların göz bebeğidir. Çünkü “başka şeyleri” maskeliyor.

Bugün futbola bu kadar ilgi duyuluyorsa, bu kadar çok maç izleniyorsa, nedeni futbola olan sevgi değil, kimlik rekabeti ve kumar adrenalinin cazipliğidir. Sosyologlar diyor ki; “toplumları değerlendirmek için, o toplumların ilgilendiği şeylere bakmak lazım.”

Türkiye’de de futbol en yüksek ilgi alanı ve bir borsa oluşmuş. Büyük paralar dönüyor. Önemli bir şeyler yapılıyormuş gibi görülüyor. Aslında futbolda bu kadar paranın dönmesine rağmen, insanlığın yaşamı için nesnel olarak hiç bir şey üretilmeyen, bir alan (METİN KAZANCI)

KİM BUNLAR, KİM BUNLAR?

1996 Fenerbahçe maçı, 2007 Sivasspor maçı her tarafı provokasyon kokan maçlardı. Sivas’ı yeniyoruz, son dakikada sahaya atlıyorlar ve Trabzonspor 5 maç ceza alıyor, maçlarını seyircisiz oynuyor. Son Fener maçında sahaya giren Almanya’dan gelmiş ve Fatsa doğumlu olduğu iddia ediliyor. Trabzonspor taraftarı bugüne kadar hiç böyle maske takmadı. Sahaya giren zaten ‘Herkes beni tanısın’ diye girer. Bu fotoğraf iyi araştırılsın.

ERSEN MARTİN’E VEDA

Türk futbolundan bir beyefendi geldi geçti. Ağırlıklı Beşiktaş’ta oynadı. Trabzonspor formasını giydi, bizi tribünlerden sevindirdi. Ve yaşama veda etti. Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun inşallah.

DAVUT’UN İFTARI

Delikanlı derler ya. O yıllarda Trabzon’un her köşesinde olan bir isimdi Davut İlik. Trabzonspor’un peşinden deplasmanlara giden kendi tabiri ile atlayıp zıplayan gençti. Cenazede Ogün’ü dövdüğü için Türkiye gündemine girmişti. Sorunca ‘sadece saçlarını çektim’ dedi ve sonrasında Ogün’le helalleştiklerini söyledi. Davut geçen zaman içinde kendi fırınını açtı. Fırıncılar Odası Başkanı oldu. Evinin babası, işinin ağası olarak Hacıkasımlıya yakışan şekilde devam etti. Misafiri olduk. Ramazanın manevi duyguları ile yaşayan Davut ilik, “Allah bize her nimeti verdi. Ona binlerce şükürler olsun” diyerek orucunu açtı. Ağabeyi eski futbolcu Yavuz ise tezgahta idi. İftar sonrasında anlattığı anılarla 80 ve 90’lı yıllara yolculuk yaptık. Şu zor günlerde bizi tebessüm ettirdi.

FEVZİ BUBULİK: ‘KABUL EDEMEM’

Trabzon’da Büyük Birlik Partisi’nin il başkan yardımcılığını yaptı. İş adamı. Son 15 yıldır Ankara’da yaşıyor. Trabzonspor’un basın toplantısından sonrasında aradı. Toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. ‘Trabzonspor taraftarının Fenerbahçeli futbolcular tarafından hem dövülmesi hem de dövülenlerin tutuklanmasını aklım kabul etmiyor. Öfkeliyim. Ali Sürmen abimiz mükemmel konuştu onu tebrik ederim’ dedi.

İYİ DÖVDÜN SÖZLEŞMESİ!

Trabzon’daki olayların başını çeken isimlerden birisi de Fenerbahçe’nin sağ beki Osayi-Samuel idi. Osayi yerde yatan taraftara yumruk atarken görüntülendi. İstanbul’a döndü hemen bir afiş yaptılar kendisine. Ve akşam haberlerinde de sözleşmesinin uzatıldığını açıkladılar. Ne yargı ne de kulüp herhangi bir cezaya hükmetmediği gibi ödüllendirmiş oldu. Nerede adalet?

BİRAZ DA NOSTALDİ

2004-2005 sezonu Fatih Tekke, Gökdeniz Karadeniz, Yattara, Szymkowiak’tan oluşan muhteşem kadronun önü Cem Papila ile kesiilnce Trabzonspor taraftarı Maraş caddesinde 50 bin kişilik protesto yürüyüşü yaptılar.