Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar TAKA Gazetesine önemli açıklamalar yaptı. Bekar, öğrenciler seralarda eğitim verdiklerini ve bunun son derece önemli olduğunu söyledi

Trabzon Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar kuruluşundan bugüne Odanın çalışmalarını ve fındıklı ilgili olarak sorularımızı cevaplandırdı.

Bekar, Esiroğlu ve civarındaki fındık zararlısı böceğe karşı mücadelenin sürdürüldüğünü ve devletin de kesilen bahçeler için ödeme yaptığını ve bütçe ayırdığını söyledi. İşte Bekar’ın açıklamaları:

TAKA: Ortahisar Ziraat Odasına Başkanı olalı kaç yıl oldu, bu süreç içinde neler yaptınız?

MUSTAFA BEKAR: Daha önce burası Trabzon Ziraat Odasıydı. Büyükşehir olduktan sonra kapandı. Ortahisar Ziraat Odası olarak bizi göreve getirdiler. Atandık. Faaliyetlerimize başladık. Ondan sonraki yıllarda kongremizi yaptık. Kongrede tek aday olarak seçildik. Daha sonra ikinci kongrede de tek aday olarak kongreye girdik. Seçimi kongrede tek aday olarak kazandık. 5 yıl oldu göreve başlayalı. 5 yılda öncelikle Ortahisar Ziraat Odası olarak Ziraat Odalarının faaliyet alanları belli. Ziraatla iştigal eden bütün çiftçiler Ziraat Odası’nın çalışma sahasına giriyor. Ziraat Odalarının belli bir bütçesi var. Sıfır bir bütçeyle beraber hizmet yapmaya çalışıyoruz. Bu bütçeyle en güzel hizmetleri halkımıza çiftçimize sunmaya gayret gösteriyoruz. Bizde bu gayretle elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Neler yaptık şu ana kadar. Neler yaptık derken çok şey arzu ediyoruz yapmak ama Ziraat Odalarının birinci görevi olarak modern tarım ilkelerine ve standartlara uygun mahsullerin yetişmesinde tarımsal olarak çağımıza modern tarım ilkelerine uygun çiftçi yetiştirmek. Bu birinci görevimiz. Onların uğraş gösterdikleri alanlarda en iyi şekilde yetiştirip o alanda en iyi şekilde çalışmalarını temin etmek ve kaliteli, hastalıksız, damak tadı lezzetine çok uygun ürünler yetiştirmede o çiftçileri yetiştirmek.

60 MAHALLEDE TARIM VAR

TAKA: Konferanslar ve sertifika töreleri yaptınız?

MUSTAFA BEKAR: Bu sahada birçok çiftçimize sertifika verdik. Gerek konferanslar düzenleyerek gerek seminerler düzenleyerek bu seminerler bir hafta devam ediyor hem görsel hem de yerinde uygulamalı eğitimler vererek bunları yetiştiriyoruz. Şu ana kadar da 150 tane çiftçimize sertifika verdik. Bunun yanında köylerimize çıkarak köylerde muhtarlarımızı arıyoruz. 60 tane tarımsal faaliyet gösteren mahallelerimiz var. Eski tabirle köylerimiz var. Buralarda muhtarlarımızla irtibat kurup cuma günleri çıkıp orada köy kahvesinde 30-40-50 ne kadar insan toplayabilirsek o kadar insana Sinevizyon görüntüsü ile Ziraat Mühendislerimiz, bizim şu anda 1 tane Ziraat Mühendisimiz var. Mühendislerimiz dememin gayesi Ziraat Odaları 3 tane 4 tane alıp çalıştırabiliyor. Bu imkânı devlet bize sağladı. Devlet, Ziraat Odalarına Ziraat Mühendisi çalıştırma konusunda büyük bir destek veriyor. Onların istihdam edilmesindeki maddeyi devlet karşılıyor. Bu da Ziraat Odalarına olan güvenin en büyük ispatıdır. Bizde onlara bu devletin vermiş olduğu imkânı yerinde kullanmak ve onları istifade ettirmek çiftçilerimiz için elimizden geleni yapıyoruz. Köylerde bir saat Sinevizyon görüntüsü ile onlara tabiri caizse ders veriyoruz. Ne var orada mesela fındık var sera var çeşitlilikleri sayabiliriz. Onlarla ilgili seminerler veriliyor ve hemen yakında bir bahçeye inip orada uygulamalı görüntülü seminerlerinden verip bunları bu sahada yetiştirmek gayreti içerisinde oluyoruz. Birkaç tane bahçe yaptık mesela mahallelerde kızılcık bahçesi örnek böyle ufak tefek bahçeler. Örnek olarak yaptık. Başka bir ifadeyle gayemiz bu örnek bahçeleri çoğaltmak. Ziraat Odası olarak iki köyde örnek bahçe yapıldı. Akyazı’da ve Çimenli’de. Bir de bunun yanında Ortahisar Ziraat Odasının uygulama seraları var. Akyazı’da var Çimenli’de var. Buralarda dikilen fidanların sebze ve meyvelerin nasıl dikildiği nasıl yapıldığı nasıl gübrelendiği konusunda bu seralardan öğrencilerimizi faydalandırıyoruz.

ZİRAATTE EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ

TAKA: Öğrencileri seralarla buluşturma projesini de hayat geçirdiniz. Neler söylemek istersiniz?

MUSTAFA BEKAR: Öğrencilerimizi okul müdürleriyle irtibat kurup o seralara taşıyoruz. Bu çalışmaları yaparken Tarım İl Müdürlüğümüz ve İlçe Müdürlüğümüzü de bu işin içine katmak suretiyle çünkü onlar devlet tarafından bu işin en üst noktalarında olan kurumlar. Bizde buna eklenince çok güzel çalışmalar oluyor. İnşallah önümüzdeki günlerde yıllarda Ortahisar Ziraat Odası olarak hedefim bütün uğraşım iki tane örnek fındık bahçesi yapmak olacak. Bunu neden böyle söylüyorum. Örnek fındık bahçesi yaparak Karadeniz insanına Trabzon insanına fındık nasıl yetiştirildiği zaman bakıldığı zaman usullerine uygun gübre ve ilaçlama yapıldığı zaman hastalıklara mücadele edildiği zaman bir dönümden 70-80 kilo alan çiftçimiz oradan 250-300 kilonun nasıl alındığını görmesi için. Bunları inşallah yapacağız. Bu benim hedefim. Bu arada araya pandemi girince bizim hizmetlerimizde hizmet koşuşumuzda ve çabamızda bir frenleme oldu. Doğal olarak olması gerekiyordu. Yasaklar geldi. Faaliyetler durması lazımdı çünkü pandemi süratle yayılıyor ve insanları hasta ediyor, öldürüyor. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

200 BİNE YAKIN MASKE DAĞITTIK

TAKA:Pandemi sürecinde neler yaptınız?

MUSTAFA BEKAR: Bu süreçte Ortahisar Ziraat Odası olarak biz Sağlık Müdürlüğü değiliz ama bir şeyler yapmamız lazımdı. Çiftçilerimiz verdiği aidatlarla ayakta duran Ziraat Odaları bunun karşılığında bu dönemde de bir şeyler yapması lazım. Şahsen belki başka yerde görülmeyen bir uygulamaya da imza attım. Trabzon’da 200 bine yakın maske dağıttım. Bu da Ortahisar Ziraat Odasının büyük bir başarısı ve katkısıdır. Bunun yanında 15 bin 20 bin civarında dezenfektan ve kolonya dağıttık çiftçilerimize. Muhtarlarımızda az çok geliyorlar “Başkanım maskemiz bitti köyde cuma günleri.” diyorlar. Onlara da kutu kutu maske veriyoruz. Dolayısıyla da bu süreci de bu şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Böyle hizmet etmek istiyoruz ve ediyoruz. Bu uğraşlarla bu zamana kadar geldik.

YENİ BİNAMIZA TAŞINACAĞIZ

TAKA: Yeni bir bina aldınız ne zaman taşınırsınız?

MUSTAFA BEKAR: Ortahisar Ziraat Odası geldiğinde sıfır bütçeyle odayı aldı. Bu sıfır bütçeye kısıtlı imkanlara ve yapılan hizmetlerde yapılan harcamalardan sonra özellikle odamıza tabi şu anki binamız kiralık. Aşağı yukarı 5 sene önce 18 bin TL ile başlayan kirası şu anda yıllık kirası 40 bin TL’ye kadar çıktı. Buna stopajı da eklerseniz bu yılki kirası 50 bin TL. Ben bu parayı tasarruf ederek kuruma kazandırmak için birtakım planlar programlar projeler yaptım. En sonunda da bir yer almaya karar verdik. Bu yer bizim kısıtlı bütçelerimizle çok lüks yerler almak çok zor. İhtiyaçlarımıza cevap verecek çiftçimizin işlemlerini daha rahat yapabilecek bir bina aldık. 2 katlı bir bina. Zemin ve 1. Katını aldık. İnşallah önümüzdeki günlerde bunun iç mimarisini ve iç dekorasyonunu iç tadilatını yaparak zannediyorum tamamlanması 3-4 ayı bulur. Çünkü çiftçilerimiz burada hala alan bazlı müracaatlarını yapıyorlar ve o bittikten sonra büyük bir ihtimalle bu da en geç 3-4 ay sonra olur inşallah o zaman güzel bir açılışla yeni yerimize geçeceğiz.

GENEL BAŞKANIM FINDIK MÜCADELESİNDE BAŞROLDE

TAKA: Fındık geçen yıl altın değerini yaşadı. Bu konu hakkındaki yorumunuz ne olur?

MUSTAFA BEKAR:  Tabi ki fındığı altın değeri yaşamasının arkasında yatan sebepler vardır. Öncelikle fındığın önemini bilmek lazım. Fındık, Karadeniz’in olmazsa olmaz ürünüdür. Birçok insanın geçim kaynağıdır. Çocuklarımızın okula başlaması ve düğünlerin hazırlığı hep bu yoldan geçiyor. Dolayısıyla fındık çok önemlidir. Türkiye’nin genel durumuna baktığımız zaman Türkiye, dünyada fındık üretiminin bir numaralı üreticisidir. Dünya fındık üretiminin yüzde 70-75’ini karşılayan bir ülkedir. Fındığa baktığımız zaman damak tadı ve lezzeti açısından dünyada eşi ve benzeri olmayan bir üründür. Dolayısıyla Türkiye fındığı talep bakımından çok büyüktür. Yılda 2 milyar doların üzerinde gelir sağlayan bir üründür. Bu da Türkiye ekonomisinin ihracat açısından yüzde 15’ini karşılayan bir üründür. Altın değeri konusunda tüm Ziraat Odalarının bu konuda katkısı büyüktür. Özellikle başta Genel Başkanımız Şemsi Bayraktar’ın bu konuya verdiği önem çok yüksektir. Kendisi tabii Karadenizlidir. Akçaabatlıdır. Fındık konusundaki mücadelede başrollerdedir. Dolayısıyla biz Ortahisar Ziraat Odası olarak Trabzon ve Karadeniz’in bu değerli ürününün birileri tarafından peşkeş çekilmesi birileri tarafından çiftçinin alın terinin sömürülmesine asla rıza gösteremezdik. Ziraat Odaları bir yerde çiftçinin en kaliteli ürünü yetiştirmesi için çaba sarf ederken bir yerde de yetiştirdiği ürünün maliyet bedelinin üzerinde alın terinin kaybolmaması için verdiği bir mücadele vardır. Bu mücadelede Ortahisar Ziraat Odası zannediyorum ki başı çekiyor. Dolayısıyla bu alanda verdiğimiz mücadelelerin meyvelerini almaya başladık. Daha önce Cumhurbaşkanımıza yanlış bilgi verilmesi neticesinde fındık toplanıp satıldıktan 5 ay sonra fındık fiyatları açıklandı. Çok yanlış ve hiç hoş olmayan bir durumdu. Cumhurbaşkanımız bunu kızarak yaptı. Çünkü kendisine fındık konusunda yanlış bilgi verildiğini düşünüyorum. Bu durum karşısında biz Ziraat Odaları olarak gerek milletvekillerimize gerek bakanlığa şunu söyledik: “Fındığın istikrarlı bir pozisyon alması için, istikrarlı bir fiyatı olması için bir kere serbest piyasa denilen şu piyasanın çok üreticisinin olduğu az alıcısının olduğu bir yerde serbest piyasadan bahsedemeyiz.” Bu ne demektir? Şudur: Eğer çok üretici varsa çok mal var; az alıcı varsa o mal bir elde toplanacak demektir. Dolayısıyla ona mahkûm oluyorsunuz demektir. Bunu önlemek için yapılacak iş zaten piyasada bulunan küçük tüccarlar bile o tek ele mahkûm oluyor. 3-4 tane büyük firma vardır fındığı alan. Bunların oyuncağı haline geliyordu, biz bunu önledik.

TMO ÇOK ÖNEMLİ KATKI VERDİ

TAKA: TMO’nin devreye girmesini nasıl yorumluyorsunuz?

MUSTAFA BEKAR: TMO’nun derhal devreye sokulması çünkü TMO, Türkiye Mahsuller Ofisi demek. Bu kurumun devreye sokularak, bu ürünlere sahip çıkılmasına yani alacağım demesi yeterlidir. Çünkü piyasadaki fındık alıcıları bir yerde çoğalmış oluyor. Alternatif alıcılar oluyor dolayısıyla bu şekilde yapıldığı zaman fındık fiyatlarının yükseldiğini görüyoruz. Eğer TMO devreye girmese tek ele mahkûm olacak ve fındık fiyatları düşecek. Bunun önlenmesi için TMO’nun devreye girmesi lazım fındık toplama işi başlamadan önce derhal fiyatların açıklanması lazım. Bu şekilde gidilirse fındıkta istikrar sağlanır. İşte bu söylenenler ve bu bakanlığa, hükümete bu alternatiflerin sunulması fındığın tekrar istikrarlı bir fiyatta kavuşması bu söylenenler tek tek yapıldı tabi ve sonunda da fındık devlet tarafından istikrarlı bir fiyat belirlenerek çiftçinin yüzü güldürüldü. Bundan bizde memnunuz. Çiftçi de memnun. Önümüzdeki senelerde inşallah daha yükseleceğini bekliyoruz. Daha da iyi olacaktır.

GİRESUN VE ORDU HİSSETTTİ

TAKA: Fındıkta bu yıl rekolte ne olur, Fındıkta don oldu mu?

MUSTAFA BEKAR: Rekolte konusunda şöyle söyleyeyim: Rekolteyi yanlış olarak piyasada fındığın fiyatını düşürmek için kullanan kesimler var. Fındık rekoltesi, çok fındık var diyorsunuz az fındık var diyorsunuz. Az fındık var dediğiniz zaman şu oluyor fındık fiyatlarında yükselme oluyor çünkü mal az ihtiyacı karşılamayacak. Çok fındık var dediğiniz zaman her yere yetiyor demektir o. Fındık fiyatları bu sefer düşüyor. Bunu yanlış kullanan benim ‘Baronlar’ diye nitelendirdiğim bir kesim var. İsimleri kalsın. İlk defa Türkiye’de baronlar bu kesimdeki bu fındık baronları dediğim kesimler onlar kendilerini biliyorlar her zaman her sene fındık daha dalında açmaya başladı mı fındık rekoltesi ilan ederler. 700-800 bin ton yüksek gösterirler fındık fiyatları düşsün diye. Bu yanlış bir şey. Böyle bir şey yok ama biz bunu baskı yaparak bakanlığa devredilmesini bu açıklamaların yasaklanmasını ve bu işlerin bakanlık tarafından yapılmasını önerdik ve kabul edildi. En doğrusu da budur. Çünkü her telden bir ses çıkar. Ticaret Borsası ayrı bir rekolte yapar başka firmalar ayrı bir rekolte yapar bu Ziraat Odaları zaten bir rekolte yapıyordu bunu bıraktık bakanlığa şimdi iyi oldu. Ne ise tespit ediliyor. Tespit komisyonunun içerisinde her kuruldan da birer kişi var. Temsilci olarak. Onların gözleminde fındık rekoltesi yapılıyor. Tahmin yürütmek tabi doğru değil. Afetler oluyor şu oluyor bu oluyor fındık yanıyor. Normal giderse geçen seneki kadar rekoltenin olabileceğini düşünüyorum. Don, Giresun ve Ordu tarafında hissedildi. Buralarda henüz öyle etkili bir don olmadı.

BAKANLIK BÜTÇE AYIRDI

TAKA:Özellikle Esiroğlu’nda Durakula (Uzun Antenli Fındık Zararlısı) böceği var bu mücadele nasıl gidiyor? Vatandaşların zararı karşılandı mı? Böceğin yayılma ihtimali var mı? Ortadan kalktı mı?

MUSTAFA BEKAR: Bu böcek ilk defa 3 sene önce çiçekler vasıtasıyla İstanbul’dan bölgemize taşındı. Çok daha önce taşındı. Bu böceğin esas nedeni Çin. Çin’den İtalya, İtalya’dan da Türkiye’ye İstanbul’a. Belediyeler tabii çiçek alımı yaptığı için bunu tabi şu belediye getirdi demek doğru olmaz. Çünkü onları görmek mümkün değil. Bitkilerin içerisinde olmuş bunu gözlemlemek mümkün değil. Üremeye 3 sene önce başladı. Orada vatandaşların şikâyeti üzerine nasıl bir şikâyet: “Başkanım bizim fındıklarımız kuruyor. Durup dururken kuruyor. Bakımını yapıyoruz ama dallar kurudu.”. En sonunda bu böceğin oradaki varlığını ortaya çıkarınca nasıl ortaya çıktı o kuruyan dallar kesildiği zaman içerisinin özünde o özünü yiyip larvalarını oraya bırakıyor. Tabii ilk etapta ilaçlı bir mücadele ama ilacın hiçbir yararı olmadı. Çünkü dalın içerisine girmiş bir böceği öldürmek mümkün değil. Her türlü çalışma yapıldı ama bir sonuç alınamadı. Daha sonra yayılmaya başlayınca Esiroğlu’nda 3200 dekarlık alanı kapladı. Çok cüzi bir yerde başlayıp sonra yayılan bu böcek geçen sene Çağlayan’a kadar geldi. Çağlayan’da 350 dönüm bir yerde hasar yapmaya başladı. Tabi bu önceleri çok ciddiye alınmadı. İlaçlanma da fayda vermeyince artınca zarar çok ortaya çıkınca vatandaşlarında tepkisi çoğalınca artık ciddi bir incelemenin başlatılması kararlaştırıldı. Ziraat Odaları olarak bu böceğin nasıl yok edileceği ve bu yok etmede ne kadar maliyetin ortaya çıkacağını rapor ettik. Bu raporlarımızı gerek Türkiye Ziraat Odaları başta olmak üzere milletvekillerimize, bakanlarımıza ve bakanımıza ve diğer ilgililere bunu ilettik. Tabii Tarım İl Müdürlüğümüzle Tarım İlçe Müdürlüğümüzle bu çalışmaları yapıyoruz. İşin başında onlar. Bizde daha sonra bu çalışmaları yaptık. Valilik toplantı yapıyor toplantı sonrası kimse taşın altına elini sokmuyor. Bir maddiyat gerekli bunu yapmak için ve inanın “Ziraat Odaları ne iş yapar?” diyen kalemşörler var onlara söylüyorum. İleri geri yazıp da Ziraat Odaları ne yapar ne eder gibi dalga geçer gibi tavır içerisinde olanlara söylüyorum ki: O savunduğu kurumlar isim vermiyorum, o savundukları mekanizmalar elini taşın altına sokmadılar. Hep kaçtılar. Hep eleştirdiler ama ne yapabiliriz diye Ziraat Odaları, Trabzon’da 18 Ziraat Odası toplandı. Biz şunu düşündük: Evet Ziraat Odaları ne iş yapar diyenlere bir tokat vurmamız lazım. Hep bu çiftçinin alın teri olan fındığı kurtarma yolunda bir adım atmamız lazım. Trilyonluk bütçeleri olanlar bu işe yanaşmadı. Biz bunu başta bakanlığa anlattık.

BÖCEK TEHTİDİ SÜRÜYOR

TAKA:Esiroğlu’nda neler yapıldı?

MUSTAFA BEKAR: Taşın altına elini sokan Ziraat Odalarıdır. Tarım İl Müdürlüğümüzle beraber toplandık ve bir bütçe oluşturduk. Ziraat Odalarının mütevazi gelirleriyle bir bütçe oluşturduk. Bir bütçe oluşturarak dozer kepçe kiralayarak çalışmaları başlattık. Bu işin başında da orda Esiroğlu’nda olduğu için Maçka Ziraat Odası Başkanımız Ogün Oğuz. Sabah akşam gece gündüz kavgayla gürültüyle çiftçi ben fındığımı söktürmem geçim kaynağım gitti diyerek engel olmaya çalıştı. Daha sonraki yıllarda önüne geçilmezse etrafa yayılacak ve Allah korusun fındık yok olduğu zaman Karadeniz’in geçim kaynağı bitecek. Böyle çalışmalar sürerken Ziraat Odaları bu işi başlattı ve bakanlık da bu işin ciddiyetini anladı. Anlayınca bizim paralarımızla bu işler dönmez mümkün değil buna devletin bütçesi lazım. Sökülecek, yakılacak, vatandaşın zararı ödenecek. Paralar lazım. Bakın bugün rakam 15-16 trilyon. Bakanlık bu işin farkına vardı ve bütçe ayırdı. Tarım İl Müdürlüğümüz gerçekten bu konuda üstün bir gayreti oldu. Bunu söylemeden geçemem ve Ziraat Odaları en çok onun yanında yer aldı. Onunla çalıştı. Taşın altına onunla beraber elini soktu. Bakanlık bu işe el attı.

TAYYİP BEY GİBİSİ ZOR YETİŞİR

TAKA: Uzun yıllar siyasetle de uğraştınız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın reformlarını nasıl buldunuz?

MUSTAFA BEKAR: Ülkemizin başında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Ben şimdi tanımıyorum. O, Refah Partisi İstanbul Beyoğlu İlçe Başkanı olduğu dönemden tanıyorum. Şöyle bir anımızı söyleyeyim çünkü çok önemli. 1990, ben İl Genel Meclis Üyesiyim aynı zamanda Refah Partisi Arsin İlçe Başkanıyım. Refah Partisi Sürmene İlçe Kongresi. Biz protokoldeyiz. O zamanlar İl Genel Meclis Üyeleri Milletvekili gibi karşılanıyordu çünkü Refah Partisinin o zamanlar milletvekili de yoktu. İl Genel Meclis Üyeleri vardı ama biz milletvekillerinden daha aktif çalışıyorduk. Protokolde oturuyoruz hiç farkında değilim tabi tanımıyoruz. Ancak ismini duymuşuz Recep Tayyip Erdoğan’ın. Hitabet gücünün çok güçlü oluşundan tanıyoruz. Ben Ziraat Odası olarak her siyasi görüşe saygılıyım. Bu kapıdan içeriye herkes girer, herkes derdini anlatır. Benim de belli bir görüşüm vardır. Tayyip Bey bu ülkenin gerçekten zor yetiştirilecek değerlerinden biridir. Yakın tarihte Menderes, Menderes’ten sonra Özal, Necmettin Erbakan ve bu kategoride Tayyip Erdoğan. Türkiye’nin şartları. Türkiye yıllarca geri kalmıştır. Biz Avrupa’dan 20-25 sene hep geriden gittik. Türkiye geçmişte vesayetle idare edilmiş bir ülkedir. Demokrasisi ayaklar altına alınmış, çok derinlere gidersek o dönemlerde Allah demenin suç olduğu dönemlerden başörtüsünün tamamen yasak olduğu irtica ile üzerine gidildiği bir dönemlerden şu anda aksaklıklar olsa bile gerçek bir demokrasi dönemine girmek Özal’dan sonra Tayyip Erdoğan’la olmuştur. Şu anda ülkenin gidişatı da bana göre eksikleriyle vardır tabi ki de dik duruşu ve dünyaya meydan okuyuşu demiyorum bakın dünyaya biz bağımsız bir devlet olduğumuzu bizim işlerimize iç işlerimize hiç kimsenin karışamayacağını dik durarak haykıran bir lider var. Bunun değerini bilsin bu millet. Onunla ilgili çok şey var ama bu kadarı ile yetinmek istiyorum. Buradan muhalefete de şunu demek istiyorum: Bu ülkenin gerçekten yapıcı, birleştirici, bütünleştirici, eğriye eğri doğruya doğru, her yapılana yanlıştır demeyecek bir güçlü bir muhalefetin olması arzumuzdur, dileğimizdir, temennimizdir.

15 TEMMUZ RUHU KAYBOLMAMALI

TAKA: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

MUSTAFA BEKAR: Biz Ortahisar Ziraat Odası olarak pandemi dönemini inşallah atlatarak bunun büyük risklerini ortadan kaldırarak eski günlerimize dönüp kaldığımız yerden çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizim işimiz hizmettir. Türkiye’nin şartları da ortadadır pandemi dönemi dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok alanda hizmetleri aksatmıştır. Gerilettirmiştir. Bundan mağdur olan işçimiz, çiftçimiz, üreticimiz mağdur olmuştur. İnşallah bu günleri atlatarak Türkiye’yi daha refah daha güçlü yarınlara taşımak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Bir de bu ülkeye zarar vermek isteyen bölücü, yıkıcı faaliyetler içerisinde olan ülkeyi bölmek isteyen hainlere asla fırsat vermeyelim ve bu konuda 15 Temmuz bu milletin birlik beraberliği için ortaya koyduğu bir güçtür. Bu gücü, bu bölücüler, yıkıcılar bunu hiç unutmamaları lazım böyle bir güç varken onların Türkiye’de istedikleri emele ulaşmaları asla mümkün değildir. Buna Türk milleti izin vermez. Herkese sağlık sıhhat ve güzel günler diliyorum.