İbrahim Ekrem Keleşoğlu… Trabzon doğumlu, İlk orta ve lise tahsilini Trabzon’da yaptı. 1986 yılında 9 eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümünden mezun oldu. Bu yıllarda çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlandı. Yüksek lisansın ardından bir süre yurt dışı projelerinde yer alan Keleşoğlu,  İstanbul, İzmir de birçok firmada yönetici olarak çalıştı. Çocukluk yıllarından başlayan okuma sevdası kendisini edebiyatın içerisine itti. Ardından yazmaya başlayan Keleşoğlu’nun şiirleri çok beğenildi. Ardından ise gazete, dergi ve benzeri kanallarda çıkan yazılarını kitaplaştırdı.  Masumiyet Zamanı ve Hüzün Islığı adlı iki kitabını okuyucularıyla buluşturan Keleşoğlu 3. Kitabı için hazırlık aşamasında. Keleşoğlu’nun çok önem verdiği diğer konu ise şiir draması. Bu alanda da çalışmalar yapan Keleşoğlu, sanat severlerin ilgisini çekiyor.
 
KENDİME ŞAİR DEMİYORUM
 
TAKA: Kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
 

İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Edebiyat dünyası içime sindi. Benim için asıl tutku çocukluğumda ki Atapark’ın hemen içindeki bir halk kütüphanesi… Oradaki tüm çocuk klasiklerini, yerli yabancı tüm klasikleri okuyarak okuma alışkanlığımı hatim ederek geliştirdim. Okuma alışkanlığı beni bugünlere getirdi. Daha çok okuyarak yazmaya başladım. Trabzon-İzmir arası mekik dokuduğum dönemde Trabzon da eksiliğini görerek bir şeyler yapmak istedim ve kendimden yola çıkarak şiirimi kaleme aldım. Kendime şair demiyorum şiir yazarı diyorum.
 
ŞİİRLERİMİ İNSANLARLA PAYLAŞTIM
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Yazdıklarımı dergiye yolluyordum ama kitapla ilgili bir bekleme sürecim vardı. Kitap çıkartmak biraz nitelik gerektiren ölçüsü olan bir şey bunu biraz beklemeye aldım. İzmir’den Trabzon’a geldiğim de burada neler üretebilirim, neler yazabilirim, buradaki eksikler neler diye düşündüm. Ben şiir yazan biri olarak, yazdıklarımı insanlarla nasıl paylaşabilirim duygusuna kapıldım. Bu şehirde şiir dinletisi yapabilir miyim diye düşündüm.  Bununla ilgili birkaç ilgili kurumla ilişkiye geçtik. Trabzon Fotoğraf Evi bana bu konuda yardımcı oldu ve burada kendi yazdığım şiirleri kullanarak tiyatrocu bir arkadaşımla ilk üretimimizi gerçekleştirdik. Bu insanların hoşuna gitti. Salon doldu ve talep çoğaldı. İnsanlar şair kimliği altına bir kitabınız varmı diye sormaya başladı. Kitabımda zaten olgunlaşmıştı ve yazdığım şiirleri kitap halinde okuyucularla buluşturdum. Çok güzel karşılıklar aldım.
 
TRABZONSPOR İNSANLARI BASKILAMIŞ
 
TAKA: Trabzon da sesinizi duyurabildiniz mi?
 

İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Bu birazda Trabzon’da sizi insanlarla bir araya getirebilecek ne kadar kurum ve kuruş olduğuyla alakalı bir şey. Sanatseverleri bir araya toplama konusunda eksikliğimiz var. Şunu fark ettim Trabzon’da gizli bir sanat kitlesi var. Gizli bir heves var. Çok sevdiğimiz Trabzonspor bu insanları baskılamış. Hayat onun üzerinden dönüyor gibi görünmesine rağmen, bu şehrin arkasında büyük bir sanatsever kitle var. Trabzon bir kültür şehri. Türkiye’deki klasik sanatlarda resim alanındaki önemli ressamların büyük çoğunluğu Trabzon kökenli.
 
ORTAM SIKINTISI VAR
 
TAKA: Trabzon olarak sanatçılarımıza gerektiği değeri gösteriyor muyuz?
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Trabzon bu konuda çok sahip çıkamıyor. Herkesin yazma hevesi var, yazıyor kendi içerisinde. Kitap alıyor, okuyor takip ediyor ve işin içerisinde olmaya çalışıyor ama bir boşluk var. Kim nereye nasıl başvuracağını, nerede kiminle olacağını bilmiyor. Kurumsallaşmış mekanlar yok. İnsanların kendilerini besleyecekler, tartışabilecekleri ortam sıkıntısı var.
 
BÜYÜK BAŞARI
 
TAKA: Trabzon Sanat Evini Nasıl Buluyorsunuz?
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Türkiye’de büyük şehirde dahil olmak üzere Trabzon sanat evinin yapmış olduğu işin yapan çok fazla bir kurum yok. Trabzon taşra kenti olmasına rağmen kendi coğrafyasının dışında büyük kentlerin bile başaramadığı birçok başarının altına imza atmıştır. Trabzon dışındaki ulusal alanda ünlü olan yazar, çizer, romancı, edebiyatçı, ressam, heykeltıraş kendi alanında sanatsal olarak zirve olmuş birçok insanı sanatçıyı Trabzon’a taşımıştır. Bunları burada okurlarla buluşturdu. Kendi bünyesinde burada bir şeylere yapmak isteyen, üretmek isteyen insanlara kapısını açtılar. Tabi ki daha iyi olabilirdi ama Trabzon’a katkıları tartışılmaz.

 
ŞİİR DRAMASI ÇALIŞMAMIZ VAR
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Benim dinleti programım var ama şiir draması yani şiir tiyatrosu gerçekleştirmek istiyoruz. Edebiyatta şiir ilk sanat dalıdır. Şiir bütün sanatlardaki gizli öznedir. İnsanı besler, duyguların esnetize edilerek dışa vurumunu sağlar. İçinde bir form bir denge taşıyan bir sanattır. Bizde şiir tiyatrosu kurmak istedik. Koronavirüs nedeniyle sıkıntı yaşadık. Bu sürecin bitmesini bekliyoruz.
 
TRABZON’A BİR SİNERJİ KATILIYOR
 
TAKA: Trabzon’da sanatla yapılan çalışmaları takip ediyor musunuz, nasıl buluyorsunuz?
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Trabzon’daki çalımları takip ediyorum içinde olduğum alan siz bir şey üretiyorsanız tüm sanat dallarından beslenebilmelisiniz. Doğal olarak kaçınılmaz doğrusuda budur. İyi bir şiir yazan kişi iyi bir resim izleyicisidir de iyi bir müzik dinleyicidir de. Elimden geldiğince takip ediyorum ve burada güzel işler çıktığını görüyorum. Yeterli mi belki değil ama yeni yapılan işlerle birlikte Trabzon’a bir sinerji katılıyor. Bu boşta gezen sağda solda oturan olmaktansa ya da boş bir sinerji yaratmaktansa kadın erkek okuyan okumayan çalışan çalışmayan bir kitle bu hevesli bir şey yapıyor. Buda bir basamaktır ve güzel bir şeydir. Ama benim dikkatimi çeken bir şey var Trabzon’da biraz şu resim sergilerinde fındık dalı ve taka yapmayı biraz aşmaları lazım. Bizim arkadaşların 20-30 yıldan beri bütün sergilerde teması bu. Trabzon bir kent kültürü var. Artık insanlar kentlileştiler cafeleri, üniversiteleri, sahili,  gezi yerleri olan interneti aktif olarak kullanan bir dünya artık kentin resimlerini görmek istiyorum.
 
HARUN YAVRUOĞLU TRABZON İÇİN BİR ZİRVEDİR
 
TAKA: Trabzon’dan karikatürist, şair, yazar, gazeteci ve aynı zamanda çok iyi bir insan Harun Yavruoğlu geçti. Gerçekten Trabzon’da fark yarattı, iz bıraktı. Sizin bu konuda görüşünüz nedir?
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: Harun Bey Trabzon için bir zirvedir. Bugüne kadar Harun Bey onun gibi bazı arkadaşlar bu şehre büyük emek vermiş, büyük katkı sağlamış insanlardan biridir. Biz birazda Harun Bey ve onun gibilerin yada Yusuf Katipoğlu gibi insanların Trabzonluluk kimliğine kattıkları şeye ihtiyacımız var. Bu şehre kimlik katan şahsiyetlere her zaman ihtiyacımız vardır. Trabzon’un seviyesi Harun Bey gibi insanların sanata yaklaşımı, sanatı yaşatmasıyla mümkündü. Bu şehrin buna ihtiyacı var. Ben dışarıya gittiğinde birkaç sergide, birkaç galeride birileri ile konuştuğunda birkaç karikatürist kuruluna katıldığı zaman bu insanların isimlerini duyduğumda Trabzon’un seviyesi yükseliyor. Bu şehir sadece bağıran insanların olmağı, sinirli insanların olmadığı bu şehrin burada başka bir kültür olduğu ve bu şekilde bu kültürün ne kadar yukarı çekildiğini bu insanlar gösteriyor. Bu çok önemli ve iyi ki bu arkadaşlarımız vardı iyi ki bu ustalarımız vardı mekanları cennet olsun biz onları saygı ile anıyoruz. İnşallah şunu diyorum sorun şurda bunun önünün kapanmaması böyle büyük ustaların gelip yeni bir kimlikle yeniden Trabzon’u onarması lazım. Trabzon’un ihtiyacı olan şey bu. Evet buraya insanlar şunu çok iyi biliyorum ki sadece yayla yeşili için gelmesinler burada bir Trabzon’un ve Trabzonspor’un bir entelektüel bir kültür bir çevre var burada çok sanat galerisi var sanatsal işlevi olan yerler var insanlar var.
 
SANATIN HER DALINA SAHİP ÇIKMALIYIZ
 
İBRAHİM EKREM KELEŞOĞLU: 2 tane kitap çıkardım biri ‘Masumiyet Zamanı’ diğeri ‘Hüzün Islığı’ 2016 ile 2018 tarihlerinde çıktı. Şimdi 3. Kitabın hazırlıklarını yapıyorum. Her çıkan kitap bir öncekinden daha iyi olması lazım bizde bunun emeğini veriyoruz. Hem kendinize hem yaptığınız işe hem de okuyucularınıza saygı gösteriyorsanız çıtanızı her zaman yükseltmelisiniz. Son olarak şunu da eklemek istiyorum Trabzon insanının sanata ve sanatçıya biraz daha sahip çıkması gerekiyor sanata ve sanat alanına yapılan her işe sahip çıkması gerekiyor. Belli iş yapan gibi müzik edebiyat gibi sosyal aktivite gibi sivil kuruluşların içindeki arkadaşların sahip çıkması gerekiyor hem dışımızdaki dünya hem de içimizdeki biz insanlar olarak hepimizin sahip çıkmalıyız. Gazetenizde bu anlamda kültür –sanata önem veriyor. İyi ki Taka var. Taka gibi birkaç gazete var.
Atakan TOK