İktidardaysanız kılı kırk yarmak durumundasınız, her şeyi hesaplayacaksınız, istikrarı sürdürmek, tabanı küstürmemek, yeni seçmen kitlesi kazanmak,

Hepsinin profesyonelce yönetilmesi gerekiyor.

Özellikle uluslararası ölçekte yaşanan krizler AK Parti’yi içerde zayıflatsa da ittifak noktasında hâlâ ipleri elinde bulunduruyor.

Cumhur İttifakı birkaç yönden sıkıştırılıyor. İYİ Parti ve CHP ortaya bir öneri atıyor, yapmazsa AK Parti sorumlu hale geliyor.

Geçtiğimiz yıllarda hatırlayacaksınız başta asgari ücret, emeklilere yapılacak zamlar, bayram ikramiyeleri, EYT, 3600 ek gösterge!

AK Parti bu kalemlerin tamamında adım attı. Dışarda şöyle bir intibaa uyanıyor, muhalefet bastırırsa AK Parti adım atmak durumunda kalıyor.

En son öğrencilerin faizli kredi ödemeleri gündeme geldi.

Öğrenci başı 100 bin liraya varan ödemeler vardı. Biz bu hususların yakından tanığıyız, gazetelerde çok sayıda haber konusu da oldu.

Örneğin çalışmadığı ve borcunu ödemek zorunda olan mezunlardan anne-baba ahırındaki ineğini satmak durumunda kalanlar oldu.

Hafta başındaki kabine toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu çözüme kavuşturarak yurt dışına çıktı.

Erdoğan, "Son dönemde enflasyonun arzu edilmeyen rakamlara yükselmesi istenmeyen rakamların ortaya çıkmasına neden oldu.

Gençlerimizi bu yükün altında bırakamazdık. Kredi geri ödemelerinin alınan rakamı üzerinden ödenmesine karar verdik. Sadece Anapara geri alınacak" dedi.

Siyasette aslolan muhalefetin toplumda doğan boşlukların kapatılmasına olanak sağlanmasına önayak olmasıdır.

Türkiye’de geniş katmanlara yayılan böyle bir sorunun çözüme kavuşturulması önemliydi.

AK Parti bir taraftan bütçe dengesini kurmaya çalışıyor bir taraftan da enflasyona neden olabilecek gelişmelerin önünü tıkamaya.

Çoğunluğu isteklerine dikkat ederken ülke dengelerini de önemsemek elzem.

Sorunların çözümünde belki bu yüzden bu denli gecikmeler yaşanıyor.

‘Dilin kemiği yok’ mantığı ile muhalefet elbette olmaz.

Önemli olan belli denge üzerinde ve kutuplaştırmadan siyasi eleştiri metodunu geliştirmek.

Muhalefetin iştahlı siyaset yapması ülke için her zaman kazançtır.

Ancak şu da var ki, seçime gidilen süreçte AK Parti saha çalışmasını yeterince yapabiliyor mu?

İktidarın birçok sorunda adım atması eleştirilerden sonra mı oluyor yoksa saha çalışmasından sonra mı?

Bu hususlar sosyal medyada fazlasıyla gündeme geliyor, geniş kitlelere yayılan sıkıntıların çözülmesi için parti kurmaylarının daha dikkatli olması gerekiyor.

Ekim’de Meclis açılıyor, ön alma noktasında bundan 1 ay önce mesela sözleşmelilerin kadroya alınması gündeme geldi.

AK Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu meclis açılır açılmaz bunun ilk gündem maddelerin biri olacağını söylemişti.

Söylemek istediğimiz biraz da bu, malzeme vermeden toplumun beklentisi yönünde iktidar partisinin ivedilikle atacağı adımlar.

Muhalafet bayram ikramiyeleri konusunda, asgari ücret konusunda emeklilikte yaşa takılanlar konusunda konuşacak ve ‘biz söyledik oldu’ diyecektir.

Önemli olan bunlara kaynak yaratmak ve vermektir.

Şimdi sırada kadro bekleyen sözleşmeliler var.

Ekim sonrasında o da çözülür ve 360 ek göçterge ile EYT’liler de karara bağlanırsa Erdoğan seçime bir adım önde girer.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sıralar hem muhalefeti dinliyor hem de Genel merkez ve tabandan gelen raporları. Dinlemek zorunda zira 2028’e büyümek kolay değil.

Özetle seçim yarışı güzel olacak. Ve süreçte vatandaş kazanacak.