ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ SIRALAMADA YOK

26 ilde 2711 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmeler sonrası Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması tamamlandı. Raporda Türkiye’de çalışma hayatına dair üç temel değişim tespit edilirken, iyi bir kazanç, iyi bir eğitim gerektiren, iş garantisi olan mesleklerin daha yüksek itibara ve popülerliğe sahip olduğu açığa çıktı. Mesleki itibar sıralamasında ilk 10 meslek sırasıyla;
 tıp doktoru,
 hakim,
üniversite profesörü,
pilot,
 büyükelçi,
vali,
diş hekimi,
yüzbaşı,
general,
avukat şeklinde gerçekleşti.
 
Görüldüğü gibi bu listede öğretmen yok. Yani Türkiye’de öğretmenlik mesleği statüsü ve popülerliği düşük bir meslek olarak kalmaya devam ediyor.
Her zaman eğitim sistemi ile ilgili bir konu tartışılırken mutlaka Finlandiya’yı örnek vermeyi çok seviyoruz. Bu konuda da bir karşılaştırma olsun diye Finlandiya’da mesleklerin popülerliğinin nasıl sıralandığına bakalım:
 
Öğretmen,
Psikolog,
Sanatçı,
Mimar,
Tıp doktoru,
Hemşire,
Rahip/Din adamı,

Bizim popüler meslekler sıralamamızda “öğretmenlik” hiç yokken Finlandiya’da öğretmenlik mesleği ilk sırada yer almaktadır. Nasıl oluyor da bizde öğretmenlik mesleği istenen meslekler içinde yer almıyor? Mesela Fen Lisesi’nde okuyup da öğretmenlik mesleğini tercih eden öğrenci ya hiç yok ya da çok azdır. Nitekim eğitim fakültesinde fen lisesi mezunu öğrenci çok nadirdir.

Çocuğunun çok zeki olduğunu düşünen velilerden öğretmenlik tercihi yapana ben rastlamadım. Oğlum bu yıl liseyi bitirdi. Öğretmenlik mesleğini düşünmez misin sorusuna tebessüm ederek cevap verdi; almayayım. Oysa biliyoruz ki bir ülkenin kurtuluşu eğitim sisteminin başarısına bağlıdır. Eğitim sisteminin başarısı da öğretmen kalitesine bağlıdır. Öğretmen kalitesi, kaliteli öğrencilerin eğitim fakültesini tercih etmekle artmaya başlar. Kaliteli öğrencilerin öğretmenliğe yönlendirilmemesi eğitim sisteminin daha çok tartışılır olmasını gerektirecek demektir.

Z kuşağı hayatı sadece maddi tatmin ile anlamlandırıyor. Bu kuşağın gözünde sadece para mutluluk getirir. Meslek tercihlerinde de en önemli kriter, mesleklerin getirdiği kazanç olarak görülmektedir. Sadece para ile tatmin olmayı öğrenen bu kuşağın mutlu olması hiç de kolay değildir. Bu kuşağın tatmin araçlarını çeşitlendirmeden öğretmenlik mesleğinin tercih edileceğini düşünmemek gerekir. Mesela bu kuşağın bir “davası” yok. Bir “dava” kişiyi motive eder, tatmin eder. Davası olmayan kimse istediğiniz kadar zeki olsun, bu şartlarda öğretmenlik mesleğini tercih etmeyecektir. Öğretmenlik mesleğinin tercih sıralamasının altlarında yer alması, en önemli sorunlarımızın başında gelmeye devam edecektir. Öğretmenlik mesleğinin tercih noktasında Finlandiya’yı model almak mümkün olabilir ama bu günkü şartlarda öğretmenlik mesleğinin tercih sıralamasında birinci sırayı alması mümkün görünmemektedir.

Öğretmenlik mesleğini birinci tercih sırasına çıkardığımız gün, bütün sorunlarımızı çözmenin ipuçlarını yakalamış olacağız.