Allah azze ve celle kıyamete kadar devletimiz Türkiye cumhuriyeti devletinin çatısı altında yaşamayı nasip eder inşallah. Buradaki sıkıntı devletimize ikame edilen sistemde sistem ayrıştırıyor ahlaksızlığı ve inançsızlığı telkin ediyor. Bundan dolayı sistemi Kuran ve sünnet ölçeğinde yeniden dizayn etmemiz devletimizin güçlü olması için yapılması gereken işler arasındadır.
Bakınız ecdadımızın kurduğu Osmanlı devleti Kuran ve sünnetle amel ettiğinden yaklaşık altı yüz yıl dünya devleti olmuş durumdadır. Bunu Kurana ve sünnete borçludurlar. Kuran ve sünnetle amel ettiklerinden dolayı Allah azze ve celle ömürleri uzatmış durumdadır. Peygamberimiz konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır;" Bir millet ki Kuran ve sünnetle amel ederse Allah azze ve celle ömürlerini uzatır." Hadis açık ve net. Kuran ve sünnet tecrübe edilmiş durumdadır.
Burada şöyle bir açıklamada da bulunmamızda bir sakınca olmasa gerek. Asrı saadet toplumuna en yakın toplum Osmanlı toplumudur. Osmanlılar altı yüz yıl yetmiş beş sınıf insanı Kuran sünnetle yönetmişlerdir. Bunu en güzel dışarıdaki insanlar kavramış durumdadır. Eski Arap birliği genel sekreteri Amr Musa şöyle bir beyanat vermişti.;" Osmanlı Ortadoğu'dan çıktıktan sonra Ortadoğu'da huzur kalmadı. Osmanlı'yı yeniden başımızda istiyoruz." Görüyorsunuz değil mi ecdadımız dünyayı ve İslam alemini nasılda adaletle Kuran ve sünnetle yönetmişler.
Eğer bu tecrübe edilmişse bizlerde yeniden Kurana ve sünnete dönerek kaybettiğimiz izzetimizi ve şerefimizi geri kazanabiliriz.
Buradan tüm halkımıza seslenmek isterim ki Kuran ve sünnetten korkmayın. Kuran ve sünnetten uzaklaşmamızı emperyalist ülkeler Avrupa Amerika ve İsrail istemiştir. Onlar bunu yaparak Osmanlıyı pasif hale getirmeyi ve sonrasında da Ortadoğu'yu bir kan yumağı haline getirmeyi arzu etmişlerdir. Irak'ın Suriye Filistin Afganistan'ın ve bilumum tüm mazlum coğrafyaların sıkıntısı budur. Allahın izniyle yeniden Kurana ve sünnete dönmemiz kurtuluşumuzun adıdır. Kaybettiğimiz izzet ve şerefi kazanmamızın adıdır.
Allahın izniyle halkımız isterse devlet idarecilerimiz sistemi değiştirebilirler. Aksi durumlarda izzetimizi ve şerefimizi kaybettikten sonra emperyalist ülkelerin önünde rezil olacağız. Başka çaremizde yoktur. Aksi durumlarda emperyalist ülkeler her an adım adım sınırlarımıza doğru yaklaşmaya devam edeceklerdir.
Kuran ve sünnet izzet ve şereftir. Bu sistemle daha gitmiyor. televizyon dizilerinde ki ahlaksızlıklar dursun diyoruz hemen karşımıza sistem buna müsade etmez diyorlar. Peki televizyon dizilerinde ne var ahlaksızlıklar var. Aile hayatına yönelik kara propaganda var. Aile hayatımızı bitirmeye yönelik yayınlar yapılmaktadır. Okullarımızda din diyanet olsun diyoruz hemen karşımıza sistem çıkmaktadır. Sistem buna müsade etmez diyorlar. E daha nasıl bozulan bu toplumu düzelteceğiz?!
Birde benim anlamadığım koskoca ecdadı altı yüz yıl dünyayı yönetmiş olan bu ecdadın nesilleri nasıl olurda bu kadar bozulur hiç ellerinden tutan bir adam olmadı mı?!
Sistemi değiştirmemiz lazım geldiği gibi milli bir eğitimide hayata geçirmemiz lazım gelmektedir. Mevcut sistem bozuk olduğundan eğitimimizde bozuktur. Bana okulda bir meslektaşım şöyle söylemişti; Kardeşim sen bu sistemde nasıl olurda bu kadar düzgün çıktın?!"
Nasıl ki rahmetli Atatürk devletimizin dini 1921 ve 1924 yılında İslamdır diye yazdırmışsa bizlerde gelinen noktada varlığımızı kıyamete kadar devam ettirebilmemiz için devletimizin dini islamdır diye yazdırmamız şart olmuş durumdadır.
Hayat; İman ve cihattır...