Sevgili okurlar; 50 yılı aşkın Trabzonspor’un içindeyim, efsane takım yılları hariç takımı böyle güvenle seyretmedim.
Koltuğumda maçı izlerken birkaç maçta çok biçimsiz goller yiyip yenik duruma düştüğümüz oldu. Takım gibi ben de maçı bırakmayıp sonuna kadar umudumu muhafaza ettim.
Çok şükür ki bugüne kadar hiç yanılmadım.
Son Karagümrük maçında da kaçırdığımız gollere rağmen maç sonucu itibari ile üç puandan hep emindim.
Sevgili okurlar bu durumu paylaştığım çok insan olduğu için bu duygularımı yazıya dökme gereği duydum.
Takımımız henüz yenilgisiz yoluna devam ediyor.
Elbet yenileceğimiz gün de gelecek.
Şimdiden o güne hazırlanırken bu takımı oluşturup bu günleri bize gösteren emeği geçen başta yönetim teknik adam ve sporculara tebrik ve de teşekkür borcumuzu peşinen ödemeliyiz.
Zira üç puanlı sistemde ligin sonuna bir hayli olduğu için her an her şey değişebilir.
Borçlu kalmayalım.
Sevgili okurlar elbet yenileceğimiz gün de gelecek derken, kastım futbolun olağan üstü bir oyun olduğu ve her sonuca açık olmasındandır.
Oynayan takımlar hangi düzeyde olursa olsun kâğıt üzerinde favori olursunuz ancak maçın sonucunu asla kestiremezsiniz.
Takım olarak güçlü yanımız yıldızlarımızın yokluğunda bile şu ana kadar maç kaybetmemiş olmamızdır.
Bu durum kurulan takımın kulübesinin de görev aldığında arkadaşlarını aratmamış olmasından kaynaklanmaktadır.
Yazıyı sonlandırmadan şunu da söylemek isterim ki, Abdülkadir Ömür’ün son Galatasaray maçından bugüne geçirdiği müspet evrimdeki hocanın rolünü de inkâr etmemeliyiz.
Ayrıca Abdullah hocanın bölge insanı olması nedeni ile alt yapıya verdiği değeri gelecek yıllar için çok iyi kullanmalıyız. 
Sonuç olarak Karagümrük maçında oynadığı futbol ve aldığı 3 puan ile en yakın rakibimizden 10 puan önde olarak bu haftayı da yenilgisiz kapattık.
Allah sakatlıklardan ve de nazardan saklasın.
İyi haftalar.